Söyleşi: Yaprak Özer
İnsanlığa inancımızı, arkadaşlığı… bir yurttaşlık bağı olarak tekrar düşünebilir miyiz? Öfkemiz işe yarıyor mu? Çevremizdekilerle “bağlantıda mı yoksa ilişkide miyiz? Ne paylaşıyoruz bağlantıda olduklarımızla? Alçakgönüllü olmak ne demek düşünüyor muyuz ya da alçakgönüllü olduğumuz bir halimizi bir anımızı anımsayan var mı? İnsan kalabilmenin tanımını yapabilir miyiz? Çok mu zor…
Ece Temelkuran’ın yeni kitabı Hep Beraber; Kalpsiz Bir Dünyaya İnat’la yeni güzel şeyler söylemek lazım diyerek böyle zor sorular soruyor. Kitapta dikkatimi çeken bir iki saptamayla buluşturayım sizleri hemen; dikkat ile öfkeyi eşleştiriyor ya da gurur mu onur mu ikilemiyle buluşturuyor… yalnızlık mı, arkadaşlık mı diye soruyor… kaçmak mı korkuya sarılmak mı yanıtını aramamızı istediği soru kümesi içinde yer alıyor. Korkmaktan korkma saptamasını da ayrıca düşünmenizi öneriyorum…
Az sayıda tescilli küresel kadın fikir önderlerimizden biri Temelkuran. İçine bir sürü şey sığdırayım diye bilmece türü bir tanım olsa da sevdim yazdığımı… Genç kuşak felsefe temsilcisi, siyaset düşünürü ya da yalnızca yazar ve düşünür. Özgün fikirleriyle yaptığı konuşma ve yazıları küresel takdir ötesinde tartışmalara neden topluyor. Bu arada hatırlatayım, tartışmak dövüşmek değildir, fikirler kavgasız tartışılır… Özetle sevgili Ece’nin ulaştığı başarı ve üne bakınca çok hızlı yol aldığını düşünüyorum, kadın olarak gurur duyuyorum… Bazıları yersiz yere korktuğu için gözlerini kapıyor, kulaklarını tıkıyor ve kaçırıyor… o da bu arada Türkiye’yi cansiperane temsil ediyor. Şahane bir örnek daha size; Ece “Let’s Talk It Over”da lütfen Google’layın. Kaç düşünürümüz, küresel entelektüel çevrenin iliklerine işleyip, “Türk” sözcüğünü dudaklardan sese dökebiliyor. İşi hiç kolay değil aslında, çünkü inatçı, hiç kimseye de yaranma derdi yok…
Söyleşide ki, youtube kanalımdaki versiyonu özellikle izleminizi öneriyorum çünkü Ece mimikleriyle, elleriyle ve aynı zamanda nefesiyle konuşan bir kadın, naif bir anlatım bulacak, ne demek istediğimi göreceksiniz. Ayrıca ağır konular üzerine konuşurken nasıl oluyorsa, çok da komik olabiliyor!…
İşte birkaç satır başı; merak edenler youtube’a davetli;
“…21. yüzyıl dişi bir yüzyıl olacak. Bu kadınlar yönetime gelecek vs. demek değil. Dişi ile kadın arasında büyük bir fark var. Çünkü her erkeğin yüzde 50’si dişi. İçinde yaşadığımız bu kriz, dünyadaki dişi olan her şeyi öldürmeye çalışıyor. Doğadan kadına, kadından erkeğin içindeki şefkatli ve yumuşak tarafa kadar. 21. yüzyılda bu dişi, dünyayı yönetmeye başlayacak diye bir öngörüm var…”
“…Benim insan tanımım: İnsan, ancak güzellik yaratarak hayatta kalabilen bir canlı türüdür. Güzellik yaratmak derken bahsettiğim şey birlikte dayanışmayla politik ve ahlaki bir güzellik yaratmak…”
“…Herkes bana ne kadar dayanıklısın diyor ama ancak aptallar Nietzsche’nin “Seni öldürmeyen şey, güçlendirir” lafına inanır. Seni öldürmeyen şey, bin kere başka başka şekillerde öldürür ve yıpratır…”