İnsanı mutlu ya da mutsuz eden aslında kendine ve yaşama bakış açısıdır. İnsan olmanın hazzını ve bilincini tattıran ama yakalamak için emek ve olgunluk gerektiren gerçek mutluluk sizce nerede?
Harvard Üniversitesi’nde 80 yıldan fazla süren, birden fazla kuşağın araştırmacılarının görev aldığı, 700 bireyin dahil olduğu, iki demografik grup üzerinde titizlikle yapılan refah araştırmasında, katılımcılarının birbirinden farklı 75+ yıllık yaşam yolları, ortak bir noktada kesişti:
“İyi ilişkiler bizi daha mutlu ve sağlıklı kılar.”
Çevre
İnsanlarla tatmin edici ilişkilere sahip olanlar, uzun vadeli mutluluğu yakalayabiliyorlar. Kurdukları anlamlı ve istikrarlı ilişkilerle, hayatlarında pozitif bir bakış açısına sahip olabiliyorlar.
Güvenebileceğiniz ve ilişki kurabileceğiniz birilerinin varlığıyla sıkıntılarınız hafifliyor, sinir sisteminiz rahatlıyor ve beyniniz genç kalıyor. Tabii bu, sürüyle arkadaşa veya bir romantik ilişkiye ihtiyacınız olduğu anlamına gelmiyor. Önemli olan yakın ilişkilerinizin niceliği değil, kalitesi.
Kendiniz olabilmek, güvende hissedebilmek, rahat davranabilmek, en özel şeyleri paylaşabilmek, entelektüel ve duygusal derinliklerin eşleşebilmesiyle yakalanan pozitif yaklaşımlar, belirleyici faktörler oluyorlar.
Aile
Aile ile vakit geçirmenin demode olduğunu ve havalı olmadığını düşünenler, sahip oldukları madeni gözden kaçırırlar. Aileler, dalları farklı yönlere doğru büyüyen ama kökleri bir olan ağaçlar gibidir. Anne, baba ve kardeşlerle geçirilen süreler kıymetli ve eşsizdir. Ailece yapılan sohbetlerin verdiği aidiyet hissi en saf mutluluk kaynağınız olabilir. Arkadaşlar ve romantik ilişkiler yalnızca eklemelerdir.
Yalnızlık
Yaşanan kayıplar, aksilikler veya uzaklaşma isteği nedeniyle, yalnız olduğunuz zamanlar olabilir. Zorluklara karşı ilk tepki, çoğunlukla sevdiklerimizi kendimizden uzaklaştırmak olur. Bu sevgi eksikliğinden değil, hayatın kendisine karşı kırgınlık hissettiğimiz için verilen bir tepkidir.
Sevgiden uzaklaşmadan, kötü alışkanlıklara yönelmeden de hayatla başa çıkmanın bir yolunu mutlaka bulabilirsiniz. Çıkış mekanizmalarınızı doğru seçebilirseniz, negatif enerjinizi çalışmaya ve üretmeye yöneltebilirseniz, endişelerinizin buharlaştığını hissedebilirsiniz.
Sınırlayıcı inançlarınızdan kurtulabilirseniz, hedeflerinizi görselleştirebilirseniz, kendinizi konfor alanınızdan çıkaran şeyler yapabilirseniz, sorunlarınız ortadan kalkmasalar bile üstesinden gelinmesi daha kolay hale gelebilirler.
Hepsi, güçlü ilişkiler geliştirebilmenize ve zorluklara bağımsız olarak göğüs germek için kendi zihninizi nasıl güçlendirebildiğinize bağlıdır. Her ikisi de kendini sevmekle başlar. Çalışmak, düzgün beslenmek, her gece en az 8 saat uyumak, şükretmek, ekran karşısında daha az vakit geçirmek, güzel alışkanlıklar edinip kötüleri bırakmaya çalışmak ve meditasyon yapmak size yardımcı olabilir.
Para, başarı, şöhret ya da tutku peşinden koşmak; daha büyük evlere, daha büyük hesaplara, daha fazla instagram takipçisine, son model bir spor arabaya ya da bir derginin kapağına çıkmak değil sevgi ve şefkat dolu ilişkilerdir, uzun vadeli mutluluğun kaynağı.
Güzel bir yaşam da zaten bunun arkasından, otomatik olarak gelir.
Kaynak: medium.com