Ne zaman yiyecek, spor yapacak ve düşüneceğiz?
İnsan bedeni, kendisini doğanın ritmiyle senkronize eden biyolojik bir saate sahip. Bu saat, bizi gece ile gündüzün 24 saatlik döngüsüyle uyumlu kılıyor. İçsel sirkadiyen ritmimiz sadece uyku ritmimize değil, vücut sıcaklığımızın düzenlenmesine, hormon üretimimize ve sindirim sistemimizin çalışma biçimine de karar veriyor.
Biyolojik günümüz 24 saatten biraz daha uzun. Yeme, egzersiz yapma, uyuma ve düşünme gibi belirli fizyolojik süreçlerin de ideal biyolojik zamanları var.
Yemek
Son zamanlardaki araştırma sonuçlarının çoğu, yemek için en iyi zamanın günün erken saatleri olduğunu destekliyor. Sindirim organları en iyi bu saatlerde çalıştığından, yeme pencerenizi günün erken saatlerine kaydırmanın daha olumlu olacağı anlamına geliyor. Bazı araştırmalar, sabah 08.00’de başlayan kahvaltının ve saat 15.00’te biten akşam yemeğinin bazı olumlu sağlık sonuçları üretebileceğini gösteriyor; tabii uygulayabilirseniz.
Egzersiz
Egzersiz, zamanlamadan bağımsız olarak optimal sağlık için faydalı ve gerekli olsa da fiziksel performansın büyük ölçüde günün saatine bağlı olduğunu ve egzersiz rutinini buna göre planlamanın daha faydalı olacağını söyleyebiliriz.
Bedeniniz, sabah saatlerinde gücünü tam toplayamadığından spor yapmak önerilmiyor. Sabah erken saatlerde yapılan yorucu sporlar kalbe ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmesine yol açıyor.
Vücut sıcaklığındaki, kas işlevlerindeki ve belirli hormonlardaki farklılıklar nedeniyle, en yüksek performans saat 16:00 civarında ortaya çıkıyor. Tansiyon ve dolaşım bu saatlerde çok iyi durumda oluyor.
Zihin
Zihinsel uyanıklık ve bilişsel performans, bireyler arasında değişken olabiliyor. Her insanın biyolojik saati bazı farklılıklar gösterebiliyor. Ancak herkeste aynı olan bazı zaman dilimleri var. Fakat bu yine de bireysel tercihlere göre değişebiliyor.
Bazı çalışmalar, kişinin kronotipinin içsel ritimlerinin bir işlevi olduğu için bilişsel performansın bireysel olduğunu öne sürüyorlar. Bununla birlikte, dikkat dağınıklıklarının ve yaşamsal önem taşıyan organların aktivitelerinin sabah ve akşam saatlerinde daha az olmasıyla, beynimiz daha az meşgul oluyor ve kafamız da boşalıyor. Böylelikle sanatsal ve yaratıcı dürtülerimiz ortaya çıkıyor, uzun süreli hafızamız da daha verimli bir noktaya geliyor. En üst düzeyde uyanıklık ve odaklanma sabah çok erken veya gece çok geç saatlerde gerçekleşebiliyor.
Vücudumuzdaki neredeyse her hücrenin sirkadyen saati var. Her hücre enerjiyi ne zaman kullanacağını ne zaman dinleneceğini veya ne zaman DNA’yı onaracağını anlayabiliyor. Biyolojik saatin ve vücudun 24 saatlik döngülerinin hem zihinsel hem de bedensel sağlığımıza etkisi çok büyük.
Doğada her canlının biyolojik saati ve 24 saatlik döngüsü olduğunu düşünürseniz, bedeninizi doğanın döngüsüyle uyumlu kılmanın önemini daha iyi anlayabilirsiniz.
Kaynak: bradyholmer.medium.com