Gıda boyası, farklı görünümler elde etmek için yiyecek ve içeceklerin doğal rengini değiştiren bir tür kimyasal madde. Fark edemesek de günlük yaşamımızda tükettiğimiz birçok besin gıda boyaları ile dolu.
Bilerek ya da bilmeden, gıda boyalı ürünleri tüketiyoruz. Çarşı, pazar ve marketlerden kolaylıkla satın alınabilen gıda boyalarında, kimyasal sentez yoluyla elde edilen renklendiricilerin fazla kullanımı, başta kanser ve alerjik hastalıklar olmak üzere birçok sağlık problemlerinin de sebebi.
Son yıllarda, genç nesildeki kanser vakalarının artışı araştırmacıların dikkatini çektiği için, sebepleri üzerine yapılan çalışmalarda ilave ve rafine şekerlerin, pişmiş endüstriyel tatlıların tüketiminin vakalarla doğrudan ilişkili olduğu gözlemlendi. Bahsi geçen ürünler, göz alıcı olmaları için sentetik gıda boyaları ile desteklenip süslendiğinden, boyalarının farklı hastalıklara sebebiyet verme potansiyeli üzerine araştırmalar başlatıldı.
Sentetik boyalar ve kanser riski
Şüphesiz gıda boyaları yiyeceklerin daha cazip görünmesini sağlıyorlar. İnsanlar eski zamanlarda bile gıdalara renk katmak için, bitki ve özlerinden meyve ve sebze kabuklarına kadar, çeşitli doğal maddeler kullandılar. Rengi geliştirmek için kullanılan gıda maddeleri arasında safran, havuç, üzüm, çilek, pancar, maydanoz, ıspanak, zerdeçal ve nar bulunuyor.
İlk sentetik gıda boyaları 1800’lerin sonlarında kömür katranından yapıldı. Günümüzde genellikle petrolden türetilen bir kimyasaldan sentezleniyorlar. Geliştirmiş olsalar da bunların çoğu zehirli. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) politikası kapsamında, gıdada kullanım için yalnızca dokuz tanesi onaylı ve daha da azı, Avrupa Birliği düzenlemelerini geçebiliyor.
Rektum (kalın bağırsak) kanser insidansı (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde belirli bir hastalık veya hastalıkların yeni olgularının sayısı), 1990’ların başından beri, 50 yaşın altındakiler arasında, küresel olarak artıyor. Bilim insanları, önümüzdeki 10 yılda, kolon kanseri insidansında %90’lık ve rektum kanseri insidansında %124’lük bir artış öngörüyorlar. Yaşlı insanlar için risk azalırken, gençler arasında bu insidans artışının nedenine dair bilgi, henüz uzmanların elinde yok. Bazı araştırmacılar, bunun nedeninin çok fazla ilave şeker, kırmızı ve işlenmiş et ile rafine tahılları içeren Batılılaşmış diyet tüketiminin artışı olduğunu düşünüyorlar. Üst düzey kanıtlar olmasa da bu diyet, daha yüksek kolon ve rektum kanseri riski ile ilişkili görünüyor.
DNA hasarı rektum kanserinin birincil itici gücü. DNA hasarı meydana geldiğinde, hücre kontrolsüz bir şekilde bölünebilir ve kansere dönüşen bir mutasyona neden olabilir. Bağırsaklarınızdaki bakteriler sentetik boyaları kansere neden olduğu bilinen moleküllere parçalayabilir. Çalışmalar, yapay gıda boyalarının hücrelerin içindeki DNA ve proteinlere bağlanabileceğini gösteriyor. Sentetik boyaların vücudun iltihaplanma mekanizmasını uyarabileceğine dair bazı kanıtlar da var. Bu mekanizmaların her ikisi de kolon ve rektum sağlığı için sorun teşkil edebilir.
Sentetik gıda boyaları ve kanser arasındaki bağlantı konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da kanser riskinizi azaltmak için kolon kanseri taraması yaptırmak, fiziksel aktiviteyi arttırmak, daha fazla kepekli tahıllar ve ürünler tüketmek ve renkli, aşırı işlenmiş gıdalarla aranıza mesafe koymak uzun vadede sağlığınız için yararlı olabilir.
Kaynak:
medium.com – theconversation.com