Fast food ve şekerli gazlı içecekler çağında kilo sorununu yönetmek çoğumuz için hiç kolay değil. İştahı kontrol etmek veya doğal olarak egzersiz yapma dürtüsünü artırmak, bu konuda fayda sağlayabilir. Peki bunu yapabilmenin bilimsel yolları var mı?
İlk insanların beslenmek adına avcılık, toplayıcılık ve sonrasında tarım yapmak için ne kadar çok emek verdiklerini ve hareket etmek zorunda kaldıklarını düşünecek olursak bugün kalori açısından zengin, yağlı, tuzlu ve tatlı lezzetleri çaba harcamadan parmağımızın ucuyla ayağımıza kadar getirtmek gerçekten büyük bir dönüşüm. Bu yiyecekleri elde etmenin fiziksel maliyeti o kadar az ve buna karşın ödül ve zevk duygusu yaratan dopamin öyle yüksek ki, obez toplumlara dönüşmemize şaşmamalı. Gittikçe yaygınlaşan obezite, fiziksel olduğu kadar zihinsel sağlığa da zararlı ve bununla baş etmek son yılların önde gelen araştırma konularından. Bakalım bu araştırmalar, obezitenin en büyük işbirlikçisi olan iştaha karşı neler söylüyor?
Protein açısından zengin diyetler iştahı bastırır
Kişiye göre değişen çok fazla etken olduğundan, obezite ile savaşmak için uygun tek bir çözüm bulmak zor. Ancak neyse ki onlarca yıllık araştırmalara dayanarak ortaya çıkan birkaç evrensel model var. Bunlardan biri de proteinden zengin diyetlerle iştahın bastırılması. Proteinler, yeniden emilerek sindirilmesi daha uzun süren ve vücut tarafından kullanılmaya hazır hale gelen amino asitler adı verilen yapı taşlarından oluşur. Üstelik ne kadar çok protein tüketirseniz, etkisi o kadar uzun sürebilir. Bu nedenle protein tüketmek, yeme isteğini azaltabilir.
Bu noktada devreye esansiyel olmayan amino asitler (NEA) giriyor. Araştırmacılar, NEA’larla yani vücutta sentezlenebilen amino asitlerle zenginleştirilmiş yiyeceklerin iştahı nasıl engelleyebileceğine ve hareket etme dürtüsünü nasıl artırabileceğine dair bir mekanizma ortaya çıkardılar. Tarım öncesi zamanlarda insanların NEA’lı yiyeceklere yönelmesi avantajlıydı. Belki de bu yüzden NEA yemek, hareket etme dürtüsünü teşvik ediyordur. O zamanın koşullarını düşünecek olursak, hayatta kalmak için sürekli hareket etmek kaçınılmazdı.
Unutulmamalı ki bu araştırmanın insanlara yönelik yapılmasına ve klinik ortamlarda daha fazla deneysel temele ihtiyacı var. Bununla birlikte, iştahı frenlemek ve hareketi teşvik etmekle ilgili mekanizmanın ve beyin bölgesinin, evrimsel tarihimizde çok eski ve sabit olduğu da bir gerçek. Bu mekanizmayı anlamak birçok kolaylık sağlayabilir.
Gelelim bu konuda yardımcı olabilecek yiyeceklere. Protein denilince akla ilk önce hayvansal ürünler gelse de bitkilerin de bu açıdan zengin olduğunu akılda tutmakta fayda var. İştahınızı bastıracak ve egzersizi teşvik edecek bu besinlerin başında et çeşitleri, yumurta, süt, peynir ve yoğurt geliyor. Yeşil besinlerden avokado, ıspanak, elma gibi çeşitler de bu açıdan faydalı. Protein denince nohut, kırmızı fasulye gibi baklagiller ile badem, kaju fıstığı, ceviz benzeri yemişler de öne çıkıyor.
Son bir hatırlatma; bu önerileri uygulamaya almadan önce beslenme önerilerinin kişiye özel yapılması gerektiğini ve işin uzmanına danışmayı lütfen unutmayın.
Kaynak: betterhumans.pub