Kimlik krizi, günümüzün en popüler kavramlarından. Birçok insan bunu, bir kişinin kendini sorguladığı herhangi bir aşamayı tanımlamak için kullanıyor. Kariyer konusunda karar veremediklerinde, orta yaş krizine girdiklerinde ya da büyük bir yaşam değişikliği ile karşılaştıklarında kimlik krizi yaşadıklarını söyleyenler var. Peki bu kavram gerçekten bu anlama mı geliyor?
Aslında ‘kimlik krizi’ dönemi, insanların kimlik geliştirme aşamalarını karakterize eden psikanalist ve psikolog Erik Erikson’un belirlediği gelişim evrelerinin beşinci aşamasını ifade eder. Erik Erikson’un sekiz gelişim aşamasına göre, normal gelişimin bir parçası olarak bir kimlik krizi meydana gelir. Bu sekiz aşamanın her biri, iki karşıt değer arasındaki bir çatışmayı içerir. Beşinci aşamada, ergenlik döneminde, kişi kimlik ve kimlik karmaşası arasında seçim yapmalıdır. Kriz sırasında kişi farklı roller ve kimliklerle denemeler yapar. Ailelerinin değerlerini ve kültürel normlarını sorgulayabilir ve ailelerinden ayrı olarak kendi değerler sistemini ve benzersiz kişiliklerini geliştirmeye başlayabilirler. Bu gelişim aşamasının sonunda ya krizi çözer ve sağlam bir kimliğe sahip olur ya da kimlik karmaşası yaşar. Erikson’un teorisinde, bir kimlik krizi, sağlıklı gelişimin normal, tahmin edilebilir bir parçasıdır.
Popüler kullanımında, insanlar bunu bir kişinin kimliğinin değiştiği veya kimliğini sorguladıkları herhangi bir zamana atıfta bulunmak için kullanıyorlar. Örneğin, mezun ya da emekli olmak, bir sevdiğini kaybetmek, evlenmek gibi kültürel veya mesleki değişiklikler profesyonel bir kimlik krizini tetikleyebilir. Kimlik karmaşası veya belirsizliği, depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir.
Erikson’un anlayışında olduğu gibi, bu popüler anlayış, bir kişi kimliğini anladığında ve kabul ettiğinde çözülür. Ancak, Eriksoncu anlayışın aksine bu, gelişimin olağan bir parçası değildir. Bir kişinin zihinsel sağlık desteğinin üstesinden gelmesi için tedaviye ihtiyacı olabilir.
Tedavi gerekir mi?
Erikson, esnek olmanın ve yalnızca güçlü bir kimlik için çabalamamanın önemli olduğuna inanıyordu çünkü bunu yapmak fanatizmi ve katılığı besleyebilir. Bunun yerine, bir kişi kimlikteki değişimlere açık olmalıdır. Erikson’un anlayışına göre böyle bir kimlik krizi tedavi gerektirmez. Ayrıca Erikson, belirli davranış ve duyguların gelişimsel sorunların ve kimlik karmaşasının işaretleri olabileceğine inanıyordu. Örneğin, gençler arasındaki depresyon, kaygı ve diğer yaygın sorunlar, çözülmemiş bir kimlik krizinden kaynaklanabilir. Bir kimlik krizi, Erikson’un anlayışına göre herkesin yüzleşmesi gereken tipik bir gelişim aşamasıdır. Erikson’un anlayışının dışında, kimlik krizleri yaygın olmaya devam ediyor ve bazı insanlar yaşamları boyunca birkaç tane deneyimliyor.
Bir kimlik krizi mutlaka olumsuz değildir. Bir insanı kendi değerlerini ve dünyadaki yerini sorgulamaya, yeni değerleri benimsemeye ve başkalarıyla ilişkilerini anlamaya teşvik edebilir. Bununla birlikte, süreç stresli hissedebilir ve kendini sıkışmış hisseden kişilerde kimlik karmaşası gelişebilir. Bu olursa, terapi ile değerlerini netleştirebilir, geçmişini tartışabilir, yeni bir kimlik geliştirebilir ve bazen bir kimlik krizine eşlik eden kaygı ve stres için destek alabilir.
Kaynak: medicalnewstoday.com