Yakın zamanda ilk kez saman nezlesi yaşadıysanız veya semptomlarınızın her geçen yıl daha da kötüleştiğini fark ettiyseniz, yalnız değilsiniz. ABD’de son birkaç alerji mevsiminin alışılmadık derecede şiddetli olduğu ve burun akıntısı, hapşırma ve kaşıntılı gözler için tedavi arayanların sayısında rekor artış yaşandığı görülüyor. Anlaşılan o ki sanayileşme ile birlikte gelen modern temizlik standartları bağışıklık sistemini zayıflatırken, iklim değişikliği polenlerin çoğalmasına neden olarak mevsimsel alerjinin şiddetini yükseltiyor.
Columbia Üniversitesi Irving Tıp Merkezi’nde uzman KBB doktorlarının verdiği bilgilere göre, açık hava alerjileri kesinlikle daha yaygın hale getiriyor. Bağışıklık tepkisi aşırı duyarlı olan kişiler, genellikle zararlı olmayan polenlere karşı tepki gösterir. Bağışıklık sistemi zararsız olan poleni tehlikeli olarak tanımlar ve polenle savaşmak için histamin içeren kimyasallar üretmeye başlar. Vücudun bağışıklık sistemi polenlere aşırı tepki verdiğinde ortaya çıkan saman nezlesi, oldukça ciddi olabilir. Uyku sorunlarına, okulda veya işte zorluklara, sosyal zorluklara, hatta kaygı ve depresyona neden olur.
Peki, vakalardaki artışın arkasında ne var? Aslında bunda çok sayıda çevresel ve sosyal faktör rol oynuyor ancak sanayileşmenin tetiklediği iklim değişikliği kesinlikle önemli bir faktör. Araştırmalar, dünyanın birçok yerinde, yükselen sıcaklıklar ve atmosferdeki aşırı karbondioksitin, yakup otu ve yabani otlar gibi doğanın en üretken polen üreticilerinden bazılarında artışa neden olduğunu ve insanların artık daha fazla polene maruz kaldığını gösteriyor.
- Yüzyılda Yaygınlaştı
Tıbbi olarak bilindiği şekliyle saman nezlesi veya mevsimsel alerjik rinit, ilk olarak 10. yüzyılda İranlı doktor Rhazes tarafından tanımlandı ancak 19. yüzyılın sonlarına kadar yaygın hale gelmedi. Daha sonraysa yalnızca Avrupa ve ABD’de üst sınıflar arasında yaygınlaştı. Bugün, sanayileşmiş ülkelerde, özellikle de çocukların %40’ını ve yetişkinlerin %10 ila 30’unu etkilediği biliniyor. Birçok bilim insanı, durumun her yerde bulunmasının modern temizlik standartlarının istenmeyen bir sonucu olduğuna inanıyor. Hijyen hipotezi olarak bilinen bu popüler teoriye göre, küçük çocukları bakteri, virüs ve diğer patojenlerden korumak, bağışıklık sisteminin gelişimini engelliyor. Kırsalda büyüyen veya çok sayıda kardeşi olan çocukların daha temiz ortamlarda yetiştirilenlere kıyasla daha güçlü bağışıklık sistemlerine sahip olmaları, bu inanışı kanıtlar nitelikte. Ebeveynlerin çocuklarının bağışıklık sağlığını geliştirmek için atabilecekleri makul adımlar var. Çocukları her gün dışarıda vakit geçirmesi, toprakta oynaması, hayvanları beslememesi ve arkadaşlarıyla düzenli olarak sosyalleşmesi güçlenmelerini destekliyor.
Günümüzde, aylarca hapşırmaya, hırıltıya ve burnunu çekmeye mahkum olanlar için bilinen ve uygulanan üç ana yol var. Birincisi, zor olsa da polene maruz kalma durumunu en aza indirmek. Pencereleri kapalı tutmak, klima veya küçük partikülleri yakalayabilen HEPA hava filtreleri kullanmak, her gece yatmadan önce duş almak polen riskini azaltabilir. Mevsimsel alerjileri yenmek için yapabileceğiniz ikinci seçenek ise nazal steroid spreyler veya antihistaminikler gibi, vücudunuzun polenle savaşmak için uyguladığı iltihaplanma sürecini engelleyen ilaçlar almak. Bu da işe yaramadığında bir alerji uzmanına giderek immünoterapi iğneleri veya oral damlalar uygulayabilirsiniz.
Kaynak: https://magazine.columbia.edu/