Kuraklığa Dayanıklı Beş Ürün
Küresel ısınma ile birlikte her geçen gün etkisini daha fazla hissettiren kuraklık, özellikle tarımda çok ciddi sorunlara neden oluyor. Kuraklık ile birlikteyse sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir gıdaya erişimin nasıl sağlanacağı kafaları meşgul eden en önemli soru. Bu durumda kuraklığa dayanıklı ve besin değeri yüksek tarım ürünleri, bu sorunun en kıymetli cevapları olarak öne çıkıyor. Özellikle beş ürün, bu konuda belki de geleceğin en önemli gıdaları olacak çünkü çiftçiler, dünyamızın mevcut koşularına en uygun olan bu ürünlere yönelmeye başladılar bile. Anlaşılan o ki bu beş tarımsal ürün, sofraların yeni hakimi olmaya aday.
Bilim bize, tarih boyunca insanların altı binden fazla bitki türü yetiştirdiğini söylüyor. Şu an hepsi mevcut değil tabi çünkü çiftçiler en yüksek verime sahip olanlara emek vermeyi tercih etmiş. Pirinç, buğday ve mısırdan oluşan üç ürün, günümüzde dünyadaki kalorinin neredeyse yarısını sağlıyor. Az sayıda ürüne olan bu bağımlılık, tarımı zararlılara, bitki kaynaklı hastalıklara ve toprak erozyonuna karşı savunmasız hale getirmiş.
İklim krizinin etkileri ciddi şekilde kendini hissettirirken tüm dünyada çiftçiler eski mahsulleri yeniden keşfe çıkarak, kuraklığa veya salgın hastalıklara dayanıklı olabilecek besin değeri yüksek ürün arayışına başladı. İşte çiftçilerin en çok yetiştirdiği beş yeni ürün:
Amarant: Yapraklarından tohumuna tamamı yenilebilen Amarant, Afrika ve Asya’da uzun süredir sebze olarak tüketiliyor. Yaprakları sotelenebilir veya tavada pişirilebilirken, tohumu genellikle kavrularak bal veya sütle yeniyor. Dokuz temel amino asidin tamamını içeren tam bir protein olan amarant, iyi bir vitamin ve antioksidan kaynağı.
Fonio: Batı Afrika’daki çiftçilerin binlerce yıldır yetiştirdiği fonio, kuraklığa dayanıklılığı ve verimsiz topraklarda yetişme kabiliyetiyle, su kıtlığı olan bölgelerde öne çıkıyor. Düşük glisemik, glütensiz bir tahıl olarak önemli bir besin değerine sahip olmasıyla da diyabet veya glüten intoleransı olan kişiler için iyi bir amino asit kaynağı sunuyor.
Börülce: Günümüzde özellikle Afrika’nın önemli besinlerinden biri olan börülce, sofralara daha fazla girecek gibi görünüyor. Yaprakları ve kabukları bile iyi bir protein kaynağı olan börülce, kuraklığa son derece dayanıklı olduğu için iklim değişikliğinde de iyi bir aday olarak görülüyor.
Taro (Gölevez): Taro, Güneydoğu Asya ve Polinezya’nın tropik bölgelerinde uzun zamandır kök sebze olarak yetiştiriliyor. Artan sıcaklıklar bitkinin doğal ortamda yetiştirilmesini tehdit ettiğinden, Amerikan kışlarının soğuğuna dayanamayan bu tropikal çok yıllık bitkinin, ılıman bir yıllık olarak adapte edilmesine çalışılıyor.
Kernza (Buğday çimi): Araştırmacılar, 1980’lerde çok yıllık bir tahıl ürünü olarak “buğday çimi” adı verilen buğday benzeri bir ot tespit etti. 2019 yılında, buğday çiminden geliştirilen ve çiftçilerin resmi ıslah programından tohum aldıklarını bilmelerini sağlamak için bir tahıl ürünü olan Kernza tanıtıldı ve ABD’de binlerce dönüm arazide Kernza yetiştirmeye başladı.
Kaynak: https://www.theguardian.com