Yaşınızı tahmin etmeye çalışan biri, duruşunuz ile gözlerinizin ve dudaklarınızın kenarlarından herhangi bir kırışıklığın çıkıp çıkmadığı gibi detaylara odaklanır. Ancak Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi bilim adamlarından oluşan bir ekip, yaşınızı tahmin etmek için nasıl göründüğünüzü bilmek zorunda değil. Bunun yerine, biraz uzun sürse de, sadece bir tür fizyolojik saati izleyerek, yani kanınızda dolaşan 373 proteinin seviyesine bakarak yaşınızı söyleyebilir.
Kandaki belirli proteinleri ölçmenin bir kişinin sağlık durumu hakkında bilgi verebileceği uzun zamandır biliniyor. Ancak pek çok farklı protein seviyesinin ilerleyen yaşla birlikte belirgin bir şekilde değişmesi ilk kez ortaya konuyor. Vücudun dokularından dolaşımdaki kana geçen çok sayıda protein seviyesindeki değişiklikler, anlaşılan o ki yaşlanmanın nedenini oluşturuyor.
Tıp teknolojisindeki hızlı ilerlemeler, yaşlanmayı doğal bir biyolojik süreç olarak düzeltebilecek veya en azından yavaşlatabilecek bir hastalığa dönüştürdü. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar tarafından yapılan bu çalışma da kandaki 373 farklı proteine bakarak sağlıkla ilgili önemli bilgiler sağlamak konusunda bir adım öne geçti.
Başlangıç olarak, ekip 18 ila 95 yaşları arasındaki 4 bin 263 kişiden alınan kan numunelerinin plazmasındaki 3.000 ayrı protein seviyesini ölçtü. Bin 379 protein seviyesinin bir kişinin yaşıyla birlikte önemli ölçüde değiştiğini buldular. Ayrıca, katılımcıların yaşını daha doğru bir şekilde tahmin edebilen protein sayısını 373’e çıkardılar.
Kandaki proteinler, vücudumuzdaki biyolojik süreçleri düzene sokma işine sahiptir. Bir kişinin genel sağlığına yönelik değerli ipuçları sağlamanın yanı sıra, değişen seviyeleri aynı zamanda farklı biyolojik süreçlerin başlamasını, durmasını ve değişmesini de yansıtır. Bu konudaki en dikkate değer gözlem, bu değişikliklerin genellikle oldukça ani olduğuydu.
Araştırmacılar, ani bir sıçrama veya düşüş yapmadan önce protein seviyelerinin yıllarca sabit kaldığını buldular. Bu dramatik değişikliklerin 34, 60 ve 78 yaşlarında birçok proteinde meydana geldiği fark edildi. Bu, yaşlanmanın pürüzsüz bir süreç olmadığı gerçeğini gösteriyordu.
Biyolojik programlamadaki bu ani değişiklik, bu değişikliklere ve bunların yavaşlatılıp yavaşlatılamayacağına, durdurulup durdurulamayacağına ve hatta tersine çevrilebileceğine dair değerli bilgiler sağlamaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte yaşlanma sürecinde istenmeyen sonuçlara neden olabilecek bazı ilaçların yan etkilerinin değerlendirilmesini de kolaylaştırabilir.
Yaşlanma Süreci Kadında ve Erkekte Farklı İşliyor
Başlangıçta tanımlanan bin 379 proteinden 895’inin bir cinsiyet için diğerinden daha fazla yaş tahmini olduğu bulundu. Bu, yaşlanma sürecinin erkek ve kadınlarda farklı şekilde işlediğini doğruladı. Ekip tarafından geliştirilen tahmin formülü, vakaların çoğunda bireylerin yaşlarını üç yıllık bir aralıkta tahmin edebildi.
Öngörü yaşının gerçek yaştan önemli ölçüde düşük olduğu aykırı değerler içinse, dahil olan bireylerin yaşlarına göre oldukça sağlıklı olduğu ortaya çıktı. Klinik denemeler için daha en az on yıl beklemek gerekse de umut verici sonuçlar ve daha fazla doğrulama, yaşa bağlı rahatsızlıkları olan bireylerin tedavisinde yol gösterici olabilir.
Kaynak: https://medium.com