Çok sevdiğiniz ya da pek hoşlanmasanız bile sağlıklı olduğunu düşünerek tükettiğiniz bazı besinler, size rahatsızlık mı veriyor? Hatta durum kronik iltihaplanmaya kadar mı uzanıyor? İşte bu durumun nedenleri ve başa çıkmanın yolları.
Öncelikle iltihaplanma, vücudun bakteri ve virüs gibi yabancı organizmalara karşı doğal savunmasıdır. İki tür iltihaplanma yani inflamasyon vardır: akut ve kronik.
Akut inflamasyon oldukça hızlı bir şekilde gelir ve gider.
Kronik inflamasyon ise bağışıklık sisteminiz, öyle olmasa bile, yabancı istilacılar tarafından kuşatıldığını düşündüğünde ortaya çıkar. Bu tür iltihaplanma aylar veya yıllar sürebilir. Olası nedenler arasında düşük seviyeli toksik tahriş edici maddelere maruz kalma, kötü beslenme ve kronik stres sayılabilir.
Bu durumun yemekle bağlantısı nedir?
Vücudunuzun istemediği yiyecekleri yediğinizde, ona yabancı bir davetsiz misafir gibi davranır ve sindirim sisteminize saldırmaya başlar. Aslında vücudunuz kendini savunur ama sonuç bağırsak iltihabı olarak karşınıza çıkar. Sürekli olarak vücuda iyi gelmeyen yiyecekleri yemek, kronik iltihaplanmaya davetiye çıkarmak anlamına gelebilir.
Bununla birlikte gıdaların ortaya çıkardığı farklı rahatsızlıklara da bakmak gerek. Sık karşılaşılan terminolojiler olan gıda intoleransları, alerjiler ve hassasiyetler aslında üç farklı şeydir.
Gıda intoleransları sindirimle ilgilidir, bu da vücudun belirli proteinleri parçalayacak belirli enzimlerden yoksun olduğu anlamına gelir.
Gıda alerjileri aşırı aktif bir bağışıklık sisteminden kaynaklanır. Alerjiler ani, şiddetli ve yaşamı tehdit edici olabilir.
Gıda hassasiyeti daha hafiftir ve yenen şüpheli besinin miktarına bağlı olarak saatler ya da bazen günlerce sürebilir.
Gıda hassasiyeti, iltihaplanmaya neden olan yiyeceklerle sıkça karıştırılıyor. Gıda hassasiyetinin nedenini tespit etmek çoğu zaman zordur. Bir tür cilt veya kan testi yaptırmanın işe yarayacağını düşünüyor olabilirsiniz ancak çoğu test, hassasiyetlere değil, alerjilere yöneliktir.
Unutmayın, alerjiler şiddetlidir ve sadece karın ağrısına neden olmaz. Gıda hassasiyetleri daha aldatıcıdır. Semptomları değişkendir ve diğer sağlık sorunlarıyla kolayca karıştırılabilir. İyi haber şu ki, beslenmenizi düzenledikten sonra bazı gıda hassasiyetleri zamanla azalabilir.
Kalıcı sindirim sorunlarınız varsa ve “gıda ilaçtır” yaklaşımını denemek istiyorsanız, işlenmiş gıdaları beslenmenizden çıkararak işe başlayabilirsiniz. Bu gıdalar şeker, mısır şurubu, rafine karbonhidratlar, kızarmış yiyecekler ve yağlar ile trans yağlar olarak sıralayabiliriz. Bunlar yerine öğünlerinize daha fazla sebze, meyve ve kepekli tahılları dahil etmeye başlayabilirsiniz.
Gıda Günlüğü Tutun
Tükettiğiniz bazı gıdaların sizi rahatsız ettiğini düşünüyorsanız, yemek sırasında veya sonrasında herhangi bir belirti olup olmadığına mutlaka dikkat edin. Bir gıda günlüğü tutarak şüpheli yiyecekleri takip edebilirsiniz. Yediğiniz besinleri ve sonrasında nasıl bir rahatsızlık yaşadığınızı yazarak bu günlüğü oluşturabilirsiniz. Listede “sağlıklı gıdalar” olarak lanse edilen karnabahar gibi besinlerin olması da çok muhtemel. Bu durum sizi şaşırtmasın. Sevseniz ya da sağlıklı olduğunu düşünseniz bile sizin için iyi olmayan yiyecekler olduğunu kabul edin. Bu sayede gıda listenizi oluşturabilir ve rahatsızlıklarınızdan kolayca kurtulabilirsiniz.
Kaynak: https://medium.com