Yazı: Yaprak Özer
Sonunda, kendi ellerimizle yarattığımız cehennemin içine düştük. Sıcak çok sıcak!…
Bilim insanları, gezegenin 19. yüzyıldan bu yana yaklaşık 2 Fahrenheit (0,556C) derece ısındığını, insanlar kömür, petrol ve gaz yakmayı bırakana kadar daha da ısınmaya devam edeceğini söylüyor. Daha yüksek sıcaklıklar aşırı hava olaylarına katkıda bulunuyor. Aşırı sıcaklık dönemlerinin daha sık, daha uzun ve daha yoğun olması bu yüzden.
Bu yıl ve bundan sonra daha önce benzeri görülmemiş bir tehditle karşı karşıyayız ki, o da denizlerdeki sıcak hava dalgası! Deniz yüzeyi sıcaklığına ve üzerindeki havanın basıncına bağlı olarak Pasifik’te ortaya çıkabilen ve dünyanın dört bir yanındaki hava durumu üzerinde geniş çaplı etkileri olan döngüsel hava durumu modeli El Niño geri döndü.
- Biz ne yapmış olabiliriz… tek bir şey söyle deseniz; pek çok şeyin arasından fosil yakıt kullanımına olan bağımlılığımız derim. Fosil yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkan ısı tutucu gazların salımı.
- Neden bugüne kadar bir şey yapmadık derseniz; konfor alanı! Bu enerji kaynağını kullanmak görece daha kolay ve hızlı zenginlik kaynağı.
- Bir de çözüm söyle deseniz; “maalesef artık geç” derim! Bu bir risk olmaktan çıkıp küresel bir krize dönüştü. İlle de bir çözüm sunmak gerekirse; etkisine inanıp inanmamak size kalmış top yekun farkındalık! Devlet farkındalığı, birey farkındalığı…
İş başa düştü;
Kendinizi mümkün olduğunca sıcaktan korumanızı öneriyorum. Yapabilecekleriniz basit; diyetinize dikkat edin, alkolden uzak durun, bol su için, günün belli saatlerinde dışarı çıkmayın, sakin kalın ve sabırlı olun.
Bir dünya duru atarak sorunun boyutunu aktarmaya çalışayım; Kanada’da orman yangınları devam ediyor şimdiye kadar 25 milyon dönümlük bir alan yandı. En yoğun yangın sezonunun bitmesine daha en az bir ay var. Atina’nın güney, batı ve kuzeyindeki köylerde yangın furyası yaşanıyor. Yerleşim birimleri tahliye ediliyor. Şu ana kadar Yunanistan’da 7.400 dönüm ormanlık alanın kül olduğu tahmin ediliyor. Turizm noktası Akropolis zaman zaman kapatılıyor, kontrol altında tutuluyor. Avrupa’da çok kısa süre içinde 60 binden fazla kişi sıcak sebebiyle yaşamını yitirdi. 37,8 Santigrat sıcaklık tespit edilince Roma’da Kolezyum ve açık hava pazarı gibi mekanlarda su dağıtmı başladı. Japonya Kyoto ve Toyota şehirlerinde okullar ve spor müsabakaları tatil edildi.
Sıcaklar yaz aylarında başlamadı. Güney ve Güneydoğu Asya’daki milyonlarca insan boğucu sıcakta yaşam sürmeye gayret ediyor. Örneğin Hindistan’da Şubat’ta kendisini gösterdi. Muson yağmurları ancak son haftalarda ülke genelinde sıcaklıkları düşürdü.
Hava durumu verilerine göre, İran’ın güneybatı kıyısındaki Basra Körfezi Uluslararası Havaalanı’nda, sıcaklık endeksi – 66.7 Santigrat dereceye ulaştı. Yüzde 65 nem oranına sahip 104 derecelik sıcaklık ve sırılsıklam havanın birleşimi, havalimanındaki koşulları bilim insanlarının normalde insanların dayanabileceğini söylediği değerlerin ötesine taşıdı.
Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi Ulusal Parkı’nda termometre 53 Santigratın üzerine çıktı. Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre, Kaliforniya-Nevada sınırı boyunca uzanan Mojave Çölü’nün 3.000 kilometrekarelik alanı olan Ölüm Vadisi’nde şimdiye kadar yeryüzünde kaydedilen en yüksek sıcaklık görüldü.
Tabii türlü endüstriyel ve sosyal çözüm arayışı bulunuyor ama bu aşamada sınırlı fayda sağlayabiliyor. Örneğin Purdue Üniversitesi’nde bilim insanları, uygulandığında bir çatıdaki yüzey sıcaklığını düşürebilen ve altındaki binayı soğutabilen ultra beyaz bir boya yarattı. Avrupa’da farklı kentlerde, Japonya’da halkı rahatlatmak için açık havada klimalı mekanlar yaratılıyor. Bunlara soğutma noktaları deniyor. Yeterli değiller. Korumasız halk ya da turistler sağlık sorunu yaşıyor. Bir de güler misin ağlar mısın misali; Çin’de elektrik santralleri soğutma talebini karşılamak için daha fazla kömür yakmış. Elektrik üretiminde rekor kırılmış. Sıcağın nedeni fosil yakıtın kontrolsüz kullanımına geçilmiş.