Televizyon dünyasının Oscarı kabul edilen Emmy Ödülleri’ni toplam 13 defa kazanan Succession dizisini izlediyseniz, Gwenyth Paltrow’un kayak davasını takip edip mahkemedeki tarzı dikkatinizi çektiyse ya da Zara’nın kurucusu milyarder Amancio Ortega’nın kızı Marta Ortega’nın gelinliğini gördüyseniz 2023 yılında moda endüstrisinde tüm gürültüyü koparan trendi biliyorsunuzdur. Sessiz Lüks.
Ya da adını siz koyun; minimalizm, ‘old-money’ (Old Money tarzı, sadece giysilerle ilgili değil, kişisel duruş ve tavır için de kullanılıyor. Bu tarzın kilit kelimesi “incelik”. Şık ama abartısız, kaliteli, kişiye özel bir stil ve zarafeti anlatıyor) ya da gizli zenginlik…
Sessiz lüks kavramı, sanatçıların sadece zenginler için ısmarlama ve yüksek kaliteli parçalar tasarlamak üzere görevlendirildiği Rönesans döneminden beri var. Bu şekilde üretilen takı, kıyafet ve aksesuar parçaları benzersiz olurdu ve kişiye özel olarak en yüksek kalitede hazırlanırdı. Nesilden nesile aktarılacak kadar uzun ömürlü ve zamansız olmaları onları eşsiz kılan bir diğer özellikleriydi. Bu zamansızlık mantığını sessiz lüksle birleştirirsek, tüketicileri bilinçli alıcılar haline getirecek yeni moda anlayışı ve sürdürülebilirliğin ihtiyaç duyduğu yaklaşım bu olabilir mi? Birlikte düşünelim.
Bazı istatistikler
-Son verilere göre, sessiz lüks terimi Ocak 2023’e kadar sosyal medyada nadiren görülüyordu. Ancak son bir yıl içinde dünya genelinde sessiz lüks teriminden 100 binden fazla kez bahsedildi.
-TikTok’ta ‘old-money’ kelimelerinin aylık 25 bin kez aranmasıyla, bu trendi ortaya çıkaran ve ön planda tutan kitle Y kuşağı ve Z kuşağı.
-Pazarlamacılar, reklamcılar ve tüketici davranışı analistleri sessizce bu trendin ömrünü tartışıyor. Bunun kültürel bir güç mü yoksa yok olup gidecek bir moda mı olacağından emin olamayan pek çok marka, çok kutuplu bir kitleye hizmet vermeye devam etmek için çalışıyor.
*Bir grup, sessiz markalaşmanın sessiz lüks segmentini satın alıyor.
*İkinci grup gösterişli “logonun” dayanılmaz cazibesinin peşinden gidiyor.
*Bunların hiçbirini önemsemeyen ve sessizce ortaya çıkan üçüncü bir grup daha var. Bu grup sürdürülebilirliği önceliğine alıyor; uzun ömürlü ve kaliteli malzemelerle üretilen yerel kaynaklı ürünleri tercih ediyor.
Sessiz ve Gürültülü Lüks
Sonsuza kadar devam etmesini umduğumuz sürdürülebilirlik trendleri yaratmanın peşindeyiz. Ve sessiz moda hareketi, lüks olsun ya da olmasın, bu trendin etkili bir şekilde tanıtılmasına yardımcı olabilir. Markaların sadece sessiz lüks tüketicilerine hitap etmekle kalmayıp aynı zamanda sürdürülebilirliği seksi hale getirmeleri gereken bir dönemdeyiz!
Markalar akıllı mesajlar aracılığıyla benzersizliklerinin görülmesini, duyulmasını ve değer görmesini sağlayabilir. Ve en önemlisi, satın al-kullan-at alışkanlıklarımızda kalıcı bir zihniyet değişikliği yaratabilirler.
1) Sürdürülebilir Kaynak Kullanımı
Giderek daha fazla marka hammaddeleri nereden temin ettiğini, ürünlerinin nasıl üretildiğini, tüketiciye nasıl gönderildiği gibi konuları vurguluyor. Malzemelerinin yüksek kalitesini anlatarak, tüketicinin daha az sayıda ve daha yüksek kalitede ürün satın almanın önemini kavramasını sağlayabilirler.
2) Zamansız Tasarım
Klasik parçaların ardında yatan ilke, asla modasının geçmemesidir. Tüketicileri modası geçmeyen ürünleri satın almaya teşvik eden markalar, bunu geliştirdikleri tasarımların kalıcı olmasını sağlayarak yapabilirler.
3) Dikkatli Satın Alımlar
Markalar tüketicilerine, yavaş moda hareketinin bir parçası olmak için sınırlı sayıda üretilmiş olsun ya da olmasın, daha az ürün satın alma sorumlulukları olduğunu pazarlayabilir. Uzun vadeli tüketim için çevre dostu, bilinçli olarak üretilmiş ve etik olarak tedarik edilmiş ürünlere ‘yatırım yapın’ diyebilir.
Örneğin Burberry gibi markalar, eski ürünleri geri dönüştürmek ve plastik ambalajları ortadan kaldırmak için “ReBurberry Edit “i başlattı. Moda markası Cuyana’nın “Daha Az, Daha İyi” sloganı, tüketicileri ‘daha az daha çoktur’ zihniyetini satın almaya teşvik ediyor.
Tüketiciler olarak, deneyimlere yatırım yaparak, öğrenerek ve ürünlerin arkasındaki insanları ve hikayeleri anlayarak üzerimize düşeni yapabiliriz. Markaların bu ayrıntılar konusunda şeffaf olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuz ve görevimiz.
Ve markalar… ister tedarik zincirlerini yenileyerek ister yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak sorumlu üretim konusunda yeni perspektifler sunmak onların sorumluluğu.
Sessiz lüks trendi, markaların pazarlama kampanyaları, net mesajları ve tüketicileri bu hedeflere katılmaya teşvik etmeleri sayesinde sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilir.
Sonuçta sessiz lüks, bilinçli tüketim, etik kaynak kullanımı, dayanıklılık ve zamansız kaliteye odaklanma gibi birçok sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu bir anlayışı kucaklıyor. Lüks ürünler için geçerliyse, neden günlük ürünler için de geçerli olmasın?
Tüketiciler ve markalar bu zihniyeti benimseyerek daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir yaşam ve iş yapma biçimine katkıda bulunabilirler. Eğer kalıcı olursa, bu trend konaklama, turizm, yiyecek-içecek ve daha birçok sektörde kendini gösterecektir.
Kaynak: https://saigalsn.medium.com/