Hamilelikte vegan beslenme anneler ve bebekleri için zararlı olabilir mi? Yapılan araştırmaya göre hamilelik sırasında vegan diyet uygulayan kadınlar, kendilerini ve bebeklerini sağlık sorunları açısından riske atıyor olabilir. Danimarkalı araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışma, vegan annelerin preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) geliştirme ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca bebeklerinin daha düşük doğum ağırlığıyla doğma ihtimalinin de yüksek olduğu belirtiliyor.
Son yıllarda vegan beslenme çevresel, etik ve hayvan refahı kaygılarıyla batı toplumlarında hızla arttı. Bir zamanlar sıra dışı bir hareket olarak görülen bu bitki temelli yaşam tarzı artık beslenme düzenimizin önemli bir parçası haline geldi. Peki özellikle genç yetişkinler ve anne adayları arasında giderek artan vegan beslenme hamilelik sonuçları için ne anlama geliyor?
Danimarka’da yapılan çalışma hamilelik sırasında çeşitli bitki bazlı diyetlerin doğum sonuçlarıyla ilişkilerini ortaya çıkarmayı amaçladı.Araştırmacılar, katılımcılara kapsamlı bir Gıda Sıklığı Anketi uygulayarak diyetlerini analiz etti.
Ekip, bitki temelli diyet uygulayan kadınları
- balık/kümes hayvanı vejetaryenleri,
- lakto/ovo-vejetaryenler
- veganlar olarak kategorilere ayırdı.
Çalışma daha sonra doğum ağırlıkları, gebelik süreleri ve gebelik komplikasyonları arasındaki farklılıkları değerlendirmek için bu grupları hepçil (hayvansal ve bitkisel gıdayı birlikte tüketen) annelerle karşılaştırdı.
Temel Bulgular:
Veganlar, lakto/ovo-vejetaryenler ve balık/kümes hayvanları vejetaryenlerinin hepçilere kıyasla daha az enerji ve protein tükettiği sonucuna varıldı. Bununla birlikte, karbonhidrat alımları daha yüksek çıktı. Gıda takviyeleri de sonuçlara dahil edildiğinde, veganlarda D vitamini dışında çoğu besin maddesinin önerilen alım miktarlarını karşıladığı görüldü.
Vegan annelerin bebekleri, et yiyen annelere kıyasla daha düşük ortalama doğum ağırlığına sahipti. Ancak araştırmacılar, ilk iki grupta biraz daha yüksek anemi (Kanda bulunan hemoglobin proteinin normal seviyenin altına düşmesi veya alyuvarların sayısının azalması-kansızlık) dışında, balık/kümes hayvanı vejetaryenleri, lakto/ovo-vejetaryenler ve omnivor anneler arasında doğum sonuçlarında önemli bir farklılık gözlemlemedi.
Tüm bitki temelli diyet gruplarında düşük oranlarda gebelik diyabeti görüldü. Bununla birlikte, vegan annelerde yüksek tansiyonla karakterize bir gebelik komplikasyonu olan preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) daha yüksek ölçüldü.
Bulgular, çoğu bitki temelli diyetin gebelik sonuçlarını olumsuz etkilemediğini, ancak katı vegan diyetlerin özellikle düşük doğum ağırlıkları ve preeklampsi ile ilgili bazı riskler oluşturabileceğini gösteriyor. Bu durum, gıda takviyelerine rağmen daha düşük protein alımına ve potansiyel beslenme eksikliklerine bağlanabilir.
Bu kapsamlı çalışma, bitki temelli diyetler ile gebelik sonuçları arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutarken, vegan diyet uygulayan anne adaylarına yönelik beslenme önerilerini iyileştirmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin de altını çiziyor.
Bitki temelli bir yaşam tarzını benimsemek birçok kişi için sağlıklı bir seçim olabilir, ancak hamilelik söz konusu olduğunda hem anne hem de fetüs sağlığını desteklemek için dengeli bir diyet sağlamak çok önemli. Veganlığın popülaritesi artmaya devam ettikçe, daha kapsamlı çalışmalar kişisel diyet seçimlerine rehberlik etmek için şüphesiz çok önemli olacak.
Çalışma Acta Obstetricia Et Gynecologica Scandinavica dergisinde yayımlanmıştır.
Kaynak: https://studyfinds.org/