Yeni bir çalışma, akşam yemeğinde kalsiyum alımının azaltılması ve bunun yerine kahvaltıda artırılmasının kardiyovasküler hastalık riskinin önlenmesine fayda sağlayabileceğini öne sürüyor.
Uzmanlar, sirkadiyen ritimlerin kalsiyum emilimini düzenlemeye yardımcı olduğunu ve gündüz saatlerinin genellikle bu süreç için en iyisi olduğunu ifade ediyor. Bununla birlikte çok fazla kalsiyum alımının özellikle de takviyelerden alındıysa, kardiyovasküler sorunlara yol açabileceği belirtiliyor.
BMC Public Health dergisinde yayımlanan çalışmada, 36.000’den fazla yetişkinin beslenme programlarındaki kalsiyum alımı incelendi. Çalışmaya 17.456 erkek, 18.708 kadın ve 4.040 kardiyovasküler hastalık sorunu olanlar katıldı; sabah ve akşam öğünlerinden aldıkları kalsiyum miktarı beş farklı çeyreğe bölündü. 20 yaşın altındaki kişiler, hamile kadınlar, kalsiyum takviyesi kullananlar, günde 4.500 kaloriden fazla tüketenler araştırmaya dahil edilmedi.
Araştırmacılar sonuç olarak, kalsiyum alımını iki öğüne yaymanın kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak için en iyisi olduğu sonucuna vardırlar. Akşam yemeğindeki %5’lik kalsiyum alımının kahvaltıdaki ile değiştirilmesi, bu riski toplamda %6 azalttı.
Yine de araştırmacılar, nihai sonuçları etkileyebilecek gözlemlenmemiş ya da bilinmeyen başka faktörler olduğunu ve incelenmesi gerektiğini belirtiyor.
Kalsiyum kardiyovasküler sistemle nasıl etkileşime girer?
Kalsiyumun vücuttaki rolü en çok kemiklerin ve dişlerin oluşumu ve bakımıyla ilgilidir; aynı zamanda kasların kasılmasını düzenler, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur ve kalbin kas süreçlerini korur.
Kardiyovasküler hastalıkların küresel olarak en yaygın ölüm nedeni olduğu biliniyor. Kalsiyum ve kardiyovasküler hastalıkların kesiştiği noktanın, besinlerin vücutta emilme şeklini de etkileyebilen sirkadiyen ritimlerle ilgili olabileceği düşünülüyor. Bazı araştırmacılar bu iç ritimlerin kalsiyum emilimini ve metabolizmayı düzenleyebileceğine inanıyor.
Sirkadiyen model açısından bakıldığında, araştırmalar kalsiyum emiliminin gün içinde biraz daha yüksek olabileceğini, çünkü örneğin paratiroid hormonu gibi kalsiyum metabolizması için gerekli olan bazı hormonların da gündüz saatlerinde daha yüksek olma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Besinlerle alınan kalsiyumun tek başına çok fazla tüketilmesinin zor olabileceği göz önüne alındığında, genel olarak kalsiyum takviyelerinin aşırı kullanımının da sorun yaratabileceği belirtiliyor.
Çok fazla kalsiyum alınması hiperkalsemi adı verilen bir durumla sonuçlanabiliyor. Hiperkalsemi kalp aritmilerine, kalp çarpıntısına, bayılmaya ve hatta bazen daha ciddi kalp sorunlarına katkıda bulunabiliyor. Ayrıca, yüksek kalsiyum alımı atardamarlarımızda kalsiyum birikintilerinin oluşmasına katkıda bulunarak kan akışını azaltabiliyor; dolayısıyla felç, hipertansiyon veya kalp krizi vakalarını artırabiliyor.
Kimler kalsiyum takviyesi almalı?
Uzmanlar bir takviye alma kararının – ve hangisinin alınacağının – tamamen kişinin özel ihtiyaçlarına bağlı olduğunu ifade ediyor.
Kalsiyum daha önce çalışmalarda görülen diğer risk faktörlerine sahip olduğundan ve farklı kalsiyum türleri – örneğin sitrat ve karbonat – vücutta farklı şekilde hareket ettiğinden, vücudun emebileceği farklı miktarlarda kalsiyum bulunduğundan ve emilimin kendisi de türe göre değişebileceğinden, bu kararın mevcut sağlık durumu ve riskleri göz önüne alınarak verilmesi gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar tüm kalsiyum takviyelerinin aynı olmadığını, takviyenin yaş, genetik ve genel sağlık gibi pek çok faktöre bağlı olduğunu, ancak dengeli ve sağlıklı bir beslenmenin takviyeye olan ihtiyacı ortadan kaldırabileceğini ifade ediyor.
Örneğin yaş almış bireyler, özellikle de peri-menopozal kadınlar, vücutta kalsiyum emilimini azaltabilen östrojen üretiminin azalması nedeniyle daha fazla kalsiyum ihtiyacı duyuyor. Kemik kaybını ve osteoporoz gibi hastalıkları önlemek için kalsiyum takviyesi alınması ve öğünlerde kalsiyum açısından zengin gıdaları artırılması öneriliyor.
Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler ve tohumlardan fakir, daha çok işlenmiş gıdalarla beslenen kişilerde kalsiyum eksikliği riski daha yüksek oluyor, bu durumda takviye almak fayda sağlayabiliyor. Laktoz intoleransı olan ve süt ürünlerinden kaçınması gereken ancak gıdalarını sebze ve tohumlarla değiştirmeye de dikkat etmeyen herkes düşük kalsiyum seviyeleri açısından daha yüksek risk altında olabilir. Bununla birlikte, genel olarak, bitkiler, kabuklu yemişler, tohumlar ve ara sıra süt ürünlerinden oluşan bir beslenme programınız varsa muhtemelen takviye almanıza gerek olmayacağı belirtiliyor.
Kalsiyum takviyesi almak için en uygun yöntem hangisi?
- D vitamininin kalsiyum emilimini artırdığı göz önüne alındığında, güneş ışığına maruz kalınan sabah saatlerinde kalsiyum alınması tavsiye ediliyor.
- Bir başka yaklaşım da kalsiyum dozunu yemeklerle birlikte alınan daha küçük porsiyonlara bölmek. Vücut bir seferde yalnızca sınırlı miktarda kalsiyum emebildiği için bu yöntem öneriliyor.
- Kalsiyum takviyeleri magnezyum, D vitamini ve çinko ile kombine edilebilir. Bu ek besinlerin üçü de kalsiyum emilimini artırarak kemik desteğini güçlendirmeye yardımcı olur.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/