Muhtemelen “duygusal bagaj” terimini duymuşsunuzdur. Bazen geçmiş travmaları veya olumsuz deneyimleri yaşam, ilişkiler veya kariyer boyunca taşıma olgusunu tanımlamak için kullanılır.
Bu durumun, sanki dayanılmaz bir ağırlık taşıyorlarmış gibi birinin fiziksel duruşuna yansıdığını bile görebilirsiniz. Herkes bir dereceye kadar deneyimlerinden kaynaklanan farklı duyguları taşır. Ancak, ele alınmayan duygular öylece kaybolup gitmez, kişiye yük olarak kalmaya devam ederler. Aslında sıkışmış duyguları kabul ederek ve onlarla bağlantı kurarak onları serbest bırakabilirsiniz. Onları taşımaya devam ederseniz tüm yaşantınızı etkileyebilirler; kendiniz hakkında düşünme şekliniz, strese nasıl tepki verdiğiniz, fiziksel sağlığınız ve başkalarıyla olan ilişkileriniz bu durumdan etkilenecektir.
Ne de olsa “duygusal yük” adını bir yerden alıyor, değil mi? Duyguların nasıl ve nerede sıkışıp kaldığının katmanlarını açalım, böylece sizi aşağı çeken şeyleri serbest bırakabilirsiniz.
‘Sıkışmış’ duygulara sahip olmak ne anlama gelir?
Yoga, masaj veya akupunktur tedavisi sırasında, aktive edildiğinde duygusal bir serbest bırakmaya yol açtığı görülen hassas bir nokta nedeniyle ağlayan insanları duymuşsunuzdur.
Bazıları travmanın vücutta “depolandığından” veya “hapsolduğundan” bahsetse de bu bilimsel bir ifade şekli değildir. Bununla birlikte, travmatik stresin belirtileri fiziksel olarak ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, beynin bu bölgeyi genellikle bilinçaltı düzeyde belirli bir anıyla ilişkilendirmesi olabilir.
Uzmanlar, “Duygular, anıların ya da tatmin edilmemiş hedeflerin yeniden harekete geçirilmesine yanıt olarak bilinçaltında ya da bilinçli olarak sürekli üretilir” diyor. “X bölgesine dokunmak, o travmatik olayla ilişkili örüntüyü yeniden yapılandırmak için güvenilir bir uyarıcıdır.”
Dokunma duyguları ortaya çıkarabilir ya da bir anı vücudun belirli bir bölgesinde hisler yaratabilir. Bu genellikle bedensel bir konumla ilişkilendirilse de her şeyin beyinde gerçekleştiğine inanılıyor.
“The Emotion Code” kitabının yazarı Bradley Nelson, ‘Her sıkışmış duygu bedende belirli bir yerde bulunur ve kendi özel frekansında titreşir’ diye yazıyor. Bu da o duyguyu daha fazla kendinize çekmenize neden olarak bir birikim ya da tıkanıklık yaratabilir, diyor.
Duygular nasıl kapana kısılır?
Araştırmalar, zihin-beden bağlantısının ya da bir kişinin zihinsel ve duygusal sağlığının fiziksel sağlık durumunu etkilediği inancını destekliyor.
Bunun klasik bir örneği korku. Korktuğunuz bir durumdaysanız, vücudunuz “savaş-kaç-don” tepkisini harekete geçirerek bu duyguya karşı fiziksel bir tepki oluşturur.
Nelson’a göre, bir duygu deneyimlendiğinde üç şey olur.
- Duygusal bir titreşim geliştiririz.
- Duyguyu ve onunla ilişkili düşünceleri ya da fiziksel hisleri hissederiz.
- İşte bu noktada zihin ve bedenin birbirine bağlılığı devreye girer. Duyguyu işleyerek yolumuza devam ederiz.
Duygusal işleme beynin limbik yapılarında gerçekleşir. Sürekli olarak bilgi alırız ve bu da bilinç öncesi otonom sinir sistemi tepkileri oluşturur. Bu da vücuda bir sinyal göndererek ilgili duyguyu harekete geçirir.
Başka bir deyişle, “hisleriniz” sinir sisteminizin size söylediklerinden kaynaklanır.
Nelson’a göre, yukarıda bahsedilen ikinci veya üçüncü adım kesintiye uğradığında, duygunun enerjisi bedende sıkışıp kalır. Sonuç olarak kas gerginliği, ağrı veya başka rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz.
Uzmanlar, “‘Kapana kısılmış duygular’ ifadesi genellikle gerçek benliğin, sahte benliğin ifade etmemizi istemediği bir şeyi ifade etmek istediği anlamına gelir” diyor. Psikolojide, gerçek benliği doğuştan sahip olduğumuz, doğal olarak açık, meraklı ve güven dolu olan parçamız olarak düşünürüz; sahte benlik ise acı ve kayıpla başa çıkmak için bir dizi uyarlanabilir strateji olarak ortaya çıkar.
Bu bastırılmış olumsuz duygusal enerji şu şekilde ifade edilebilir:
- Kızgınlık
- Hatalı karar verme
- Kendini sabote etme
- Aşırı tepki
- Artan stres ve kaygı
- Depresyon
- Yorgunluk
Zihin-beden terapistleri, sıkışmış duyguları büyük bir sırt çantası taşımaya benzetiyor. Bize ağırlık yapar, ruh halimizi etkiler ve enerjimizi tüketir. Ayrıca, vücut dokularını tahrip edebileceğini ve organların normal işlevlerini engelleyebileceğini de belirtiyorlar.
Bu durumu “otoyoldaki dev bir barikat” olarak tanımlıyorlar; enerjinin doğal yollardan akması çok zor.
Sıkışmış duygular vücutta nerede depolanır?
Kaygı uyandıran bir durum sırasında hiç göğsünüzde bir sıkışma hissettiniz mi? Ya da duygusal olarak yorucu bir günün ardından belinizi-bacaklarınızı esnetmenin iyi hissettirdiğini fark ettiniz mi?
Bir kişinin vücudunda gerginlik veya hassasiyet hissettiği yer bir başkası için aynı olmayabilir.
Finlandiya’da biyomedikal mühendislerinden oluşan bir ekip tarafından 2013 yılında yapılan böyle bir çalışma, duyguların vücutta nerede hissedildiğini açıklamaya çalıştı.
Yaklaşık 700 kişiden, çeşitli uyaranlara bağlı olarak artan veya azalan tepkiler hissettikleri bölgeleri renklendirmelerini isteyerek duygulara verilen bedensel tepkilerin haritasını çıkardılar.
Araştırmacılar, farklı duyguların farklı bedensel hislerle ilişkili olduğunu ve bu hislerin katılımcılar arasında genellikle aynı olduğunu buldular.
Örneğin, öfke, korku ve endişe; göğüs ve vücudun üst kısmında artan aktivite gösterdi.
Bu durum “asabi” ya da “dünyanın yükünü omuzlarında taşımak” gibi ifadelerin kökenini açıklayabilir.
Bu duygular aynı zamanda sempatik sinir sistemini harekete geçirerek vücutta hızlı bir tepki yaratabilir. Bu yüzden gergin ya da stresli olduğunuzda kalbinizin attığını ya da kaslarınızın gerildiğini hissedebilirsiniz.
Buna ek olarak, aynı araştırmacılar, bir duygunun yoğunluğunun fiziksel ve zihinsel hislerin yoğunluğu ile doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyan bir takip çalışması yürüttüler.
Duygular bedenden nasıl salıverilir?
Hiç ağlamak, çığlık atmak, gülmek, bir yastığı yumruklamak ya da dans etmek istediğinizi hissettiniz mi?
Bize genellikle acımızı göstermememiz ve devam etmemiz öğretilir. Zamanla bu, bilinçsiz kaçınma olarak da bilinen bastırılmış duygulara yol açabilir.
2019 yılında yapılan bir araştırma, duygusal bastırma ile bağışıklık sistemi işlevinin azalması arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu.
İşte bastırılmış duyguları serbest bırakmanın birkaç yolu:
- Duygularınızı kabul etmek
- Travma üzeri̇nde çalışmak
- Gölge çalışması denemek
- Hareketsizlik pratiği
Duygularınızı kabul edin
Duygu dünyanızı ne kadar iyi anlarsanız, duygularınızı o kadar sağlıklı bir şekilde sindirebilirsiniz.
İlk adım duygularınızla bağlantı kurmak ve onları anlamaktır. Bastırılmış duyguları olan kişiler duygularını tanımlamakta zorlanabilir, bu nedenle bir ruh sağlığı uzmanıyla konuşmak değerli olabilir.
Kaynak: https://www.healthline.com/