Birçoğumuz için ideal kiloyu korumak yaşam boyu süren bir mücadele olabilir. Her gün tartılma ve sadece salata yeme rutinine girmek zorunda kalabilirsiniz. Ancak bu, çoğunluk için sürdürülebilir değil ve aynı zamanda oldukça da yorucu bir yöntem. Çok fazla kilo veren çoğu insanın birkaç yıl sonra bu kiloları geri almasının bir nedeni var. Kilolardan kurtulmanın en etkili yolu, ne kadar az yiyebileceğinize veya tartının ne söylediğine değil, yaşamaktan keyif aldığınız sürdürülebilir bir yaşam tarzı oluşturmaya odaklanmak.
Çoğu insan sağlıklı kiloyu korumanın bir dizi sağlık faydası olduğu konusunda hemfikir, ancak nasıl kilo verileceği konusu tartışmalı olmaya devam ediyor. Aşırı kısıtlayıcı beslenme alışkanlıklarını ve geçici diyetleri teşvik eden beslenme kültürü geçmişte kalmış bir durum değil. Unutmayın; her zaman dikkat edilmesi gereken yeni bir trend vardır.
Biri ketonun en iyisi olduğunu söylüyor, diğeri veganın… Bunların üzerine, size en sevdiğiniz yiyecekleri sonsuza dek kesmeniz gerektiğini, aksi takdirde kilo vermenin işe yaramayacağını söyleyen insanlar da var. Tüm bu “diyet trendleri”genellikle “yo-yo diyetine” yol açar, bu da aslında ilk başta kilo vermenize ve sonra hepsini veya daha fazlasını geri almanıza neden olan bir kısıtlama döngüsüdür.
Kısıtlayıcı beslenme neden işe yaramaz?
Elbette tüm kısıtlamalar kötü değil, ancak yaklaşımda bir denge olmalı. Örneğin çok sevdiğiniz bol kalorili bir yemeği haftada beş kez yiyorsanız, tamamen kesmek yerine sıklığını azaltmaya çalışın. Bu, yemeğin üzerinizde sahip olduğu gücü ortadan kaldırır. Artık onu sahip olamayacağınız dokunulmaz bir ödül olarak görmezsiniz. Kilo vermek ve kilonuzu korumak istiyorsanız bir daha asla yiyemeyeceğiniz konusunda endişelenmezsiniz, çünkü ölçülü bir şekilde yemeniz için hala orada olduğunu bilirsiniz.
Diyetisyenler, atıştırmalıkların, tatlıların veya fast food yiyeceklerin tamamen kesildikten bir süre sonra bu yiyeceklere tekrar yeme isteği duyulacağını ifade ediyorlar. Üstelik insanlar bunları tekrar yemeye başladıklarında kendilerini kontrolden çıkmış hissediyor ve aşırı yemeye başlıyorlar.
Diğer taraftan ciddi kısıtlamalar, her zaman “en iyi” veya “en temiz” seçenekleri yemeye yönelik sağlıksız bir saplantının olduğu takıntılı bir yeme bozukluğuna yol açabiliyor. Bu, yo-yo diyetinden daha tehlikeli olmasa da eşit derecede tehlikeli olabiliyor.
Bu döngüyü nasıl kırabilirsiniz?
Dışarıda ne yeneceği, ne kadar yeneceği, nelerin kesileceği ve nelerin satın alınacağı konusunda çok fazla bilgi var. Gerçekte önemli olan, kalıcı davranış değişiklikleri yapmaya odaklanmak ve tartıdaki sayıya ya da yediklerinizi tartmaya takılmamak.
Aslında stresi azaltmak, kilo vermeyi teşvik etmek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri. Tabii bunu söylemek yapmaktan daha kolay, ancak kilo vermeyi hem pratik hem de keyifli hale getirmenin en kesin yolu da buradan geçiyor.
Çeşitli proteinler, sağlıklı yağlar, meyveler, sebzeler, tam tahıllar tüketin ve yeterince su için. En sevdiğiniz çikolatayı haftada birkaç kez yeseniz veya hafta sonları ailenizle yemeğe çıksanız bile, büyük olasılıkla kendinizi kilo verirken bulacaksınız.
Ayrıca, kilo vermenin (ve hatta kilo korumanın) bir sprint değil bir maraton olduğunu unutmayın. Sizin ve vücudunuz için en uygun olanı bulun ve bir kerede büyük değişiklikler yapmak yerine zaman içinde küçük değişiklikler yapmaya odaklanın.
Kaynak: https://studyfinds.org/