İş gününün sonuna geldiniz ve yapılacaklar listesine bakıyorsunuz. Listenin en altındaki madde öylece duruyor; “saat geç oldu, sonra yaparım” diyerek erteliyorsunuz. Okulda aldığınız projenin teslim günü yaklaşıyor ama siz “yarın başlarım” diyerek erteliyorsunuz. Yalnız değilsiniz.
Hemen herkes bazı şeyleri erteler. Ancak bunu alışkanlık haline getirmişseniz ve kendinizi sürekli bir şeyleri ertelerken buluyor ve sonra da pişman oluyorsanız, olumsuz bir döngüye kapılmış olabilirsiniz.
Neden bazı şeyleri sürekli erteliyoruz hiç düşündünüz mü?
Erteleme Nedir?
Uzmanlar ertelemeyi, “kısa vadeli faydalar ve uzun vadeli sonuçlarla işaretlenmiş, kendi kendine zarar veren bir davranış kalıbı” olarak tanımlıyor. Birçoğumuz bunu, görevin arkasındaki zorluk seviyesi ne olursa olsun, yapmamız gereken şeyleri ertelemek olarak biliyoruz.
Erteleme ve başa çıkma üzerine 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde yetişkinlerin %20-25’i kronik erteleyici. Bu sorun depresyon, anksiyete, düşük özgüven, DEHB ve kötü çalışma alışkanlıklarıyla bağlantılı olabilir.
Erteleme fiziksel hastalıklarla bile bağlantılıdır. Erteleyen kişiler daha fazla stres yaşar; bu da işleri ertelemekten kaynaklanan kötü bir sağlık döngüsü yaratabilir.
Peki Neden Erteliyoruz?
Erteleme uzun vadede daha fazla strese yol açsa da insanlar kısa vadede kendilerini daha iyi hissedecekleri düşüncesiyle harekete geçmeyi erteleyebilirler.
Ertelemenizin çeşitli nedenleri olabilir.
Sıkılmış hissetmek
Bir faaliyeti sıkıcı veya tatsız olarak algıladığınızda, onu daha sonraya erteleme olasılığınızın çok daha yüksek olması mantıklıdır.
Yeteneklerinize Güvenmemek
Ertelemenizin bir başka nedeni mi? Yeteneklerinize güvenmiyorsunuz. Görevleri yerine getirebileceğinize inanmak, işlevsellik için çok önemlidir. Öz yeterlilik hissiniz düşükse, bir göreve başlama veya onu tamamlama olasılığınız daha düşüktür.
Korku ve Kaygı
Korkudan dolayı erteleyebilirsiniz. Örneğin, teşhis konulmasından korktuğunuz için gerekli tıbbi testleri erteleyebilirsiniz. Bir görevle ilgili ne kadar çok kaygı yaşarsak, onu daha sonraya erteleme olasılığımız da o kadar artar.
Bunu yaptığınızda sadece stres seviyeniz artmakla kalmaz, aynı zamanda tespit edilmemiş, tedavi edilmemiş bir hastalık fiziksel sağlığınız için de risk oluşturur.
Sosyal kaygı
Yargılanma veya utanma korkusu, toplantıları planlamayı veya projeleri tamamlamayı ertelemenize neden olabilir.
Mükemmeliyetçilik
Mükemmeliyetçilik ertelemede bir rol oynayabilir. İnsanlar iyi performans gösteremeyeceklerine veya tamamen başarısız olacaklarına inandıkları görevleri erteleyebilirler.
Dikkat dağınıklığı
Çevremizdeki dikkat dağıtıcı unsurlar elimizdeki işe odaklanmamızı engelleyebilir. Birçoğumuz, fatura ödemek gibi sıkıcı bir işlem yerine sosyal medyanın cazibesine kapılabiliriz.
Erteleme Zihinsel Sağlık Sorunlarıyla Bağlantılı mı?
Şunu bilmek önemlidir: Erteleme tembelliğin bir işareti değildir. Erteleme kendi başına bir ruh sağlığı durumu olarak kabul edilmese de ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantılıdır.
Birçok çalışma ertelemeyi depresyon, anksiyete ve düşük özsaygı ile ilişkilendirir. Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre, erteleme aynı zamanda dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB), obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve diğer bazı durumlarda da rol oynayabilir.
Erteleme ve ruh sağlığı endişeleri söz konusu olduğunda, hangisinin önce geldiğini bilmek zor olabilir. Düşüncelerin yarışması ve yorgunluk gibi ruh sağlığı bozukluklarının belirtileri, görevleri üstlenmeyi zorlaştırabilir. Öte yandan, işleri ertelemek stres yaratarak ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir.
Kronik erteleyicilerin ihtiyaçlarını ve endişelerini ifade etme olasılığı daha düşüktür. Erteleme, profesyonel yardım arayışında gecikmeler de dahil olmak üzere
daha fazla sıkıntıya yol açar, bu nedenle ertelemeyi tespit etmek ve ele almak önemlidir.
Kaynak: https://www.mcleanhospital.org/essential/procrastination