Uzak Doğu’yu yakın eden, damaklarda iz bırakan tadıyla balık sevmeyenleri bile kendisine hayran bırakan sushi’yi tatmak için artık Japonya’ya gitmeye gerek yok!
Pişirme ve tüketim alışkanlıklarıyla oldukça sağlıklı bir profile sahip olan Japon mutfağı ağırlıklı olarak balık ve deniz ürünlerinden oluşuyor. Yemeklerini haşlanmış sebze, çorba ve çeşit çeşit ezmelerle renklendiren Japonlar, ekmek yerine de pilav tercih ediyorlar. Yemeklerde yağ ve baharata yer verilmemesi Japon mutfağını diğer Uzak Doğu mutfaklarından ayıran en temel nokta. Japon mutfağında, besinlerin mümkün mertebe doğallığını ve lezzetini koruması temel amaç. Bu nedenle Japonlar, gıdalar besleyiciliklerini kaybetmesinler diye yemekleri az pişiriyorlar.
Sushi ise Japon yemek kültürünün en nadide örneğini oluşturuyor. Hem lezzetli hem de sağlıklı olmasıyla uzun yıllardır popülerliğinden bir şey kaybetmeyen sushi, ilk olarak Güneydoğu Asya’da ortaya çıkmış. Japonya’dan önce Çin’de görülen sushi, Japonca’da “ekşi” anlamına geliyor. Peki ama tüm dünyanın vazgeçemediği bu lezzet hangi malzemelerle yapılıyor? Kaç çeşidi var? Sushi sağlıklı bir yiyecek midir? Sushi’nin yanında neden wasabi yenir? İşte yeni başlayanlar için sushi’ye dair her şey…
Hem sağlıklı hem lezzetli
Sushi’nin ana malzemeleri olan balık ve pirinçte yağ seviyesi düşük, protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral seviyeleri oldukça yüksektir. İçinde deniz ürünleri bulundurması nedeniyle Omega-3 bakımından da zengin olan sushi’nin beslenme değerleri içinde kullanılan malzemelere göre değişiklik gösterir. Örneğin içinde karides kullanılan sushi kalsiyum, somon kullanılan ise D vitamini yönünden daha zengindir. Ayrıca kullanılan sebzelere göre de vitamin ve mineral değerleri değişkenlik gösterir. İçinde kullanılan sebze ve deniz ürünlerinin geniş bir yelpazede farklılık göstermesinden dolayı uzmanlar, sushi’yi sağlıklı ve besleyici bir yemek olarak kabul ediyorlar. Ancak bu Uzak Doğu tekniği ile hazırlanmış sushi için geçerli. Batı stili sushi için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Çünkü Batı stili sushi’de kullanılan mayonez, avokado ve krem peynir özellikle yağ düzeyini artırıyor. Bu da sushi’nin sağlıklı yapısından uzaklaşılmış olması anlamına geliyor. Ayrıca sushi’nin Batı’da hazırlanan versiyonlarında yüksek yağ içeren ton balığı, sarıkuyruk, kılıç balığı gibi balık türleri kullanılıyor. Bunun yanında servis edilen soslarla birlikte sushi’nin kalorisi 800’e kadar çıkabiliyor halbuki geleneksel sushi 160 kalori.
Sushi’nin ana malzemesi olan balık içindeki Omega-3 yağ asitleri tıkalı damarları açma özeliğiyle tıkanmış arterlerin neden olabileceği tehlikeleri azaltıyor. Atardamarların tıkanması çoğunlukla kötü kolesterol nedeniyle olur. Sushi vücuttaki kolesterol seviyelerini azaltmıyor ancak, kolesterol tarafından yapılan hasarı tersine çevirmeye yardım ediyor.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), hamile kalacaklar, hamileler, emziren kadınlar ve küçük çocukların haftada en fazla 340 gram ağırlığında deniz mahsulü tüketmesini tavsiye ediyor. Ayrıca fugu gibi ciddi zehirlenmelere neden olabilen balıklardan hazırlanan sushi’nin de dikkatli tüketilmesi gerekir. Zira fugu iç organlarında ölümcül dozda tetrodotoxin içerir bu nedenle Japonya’da ilgili sınavdan geçmiş lisanslı bir fugu şefi tarafından hazırlanmalıdır.
Sushi’ye yepyeni bir yorum: sushi burger
Son zamanların en popüler yemeklerinden biri de sushi burger. Uzak Doğu mutfağının en leziz tatlarından biri olan sushi’ye postmodern bir yaklaşım katan sushi burger’de pirinç hamburger ekmeği niyetine kullanılıyor. Pirincin arasına ise geleneksel sushi ve burger malzemeleri ekleniyor. Kısa bir süre önce yemek kültürüne hediye edilen bu tarif, genç nesil tarafından oldukça ilgi görüyor. Sushi burger çeşitlerinden biri olan Melbourne’nün içinde sığır eti bulunuyor. Bazı restoranlar ise bu yemeği pirinci kızartarak servis etmeyi tercih ediyor. Ülkelere göre kullanılan malzemeler ve sunumlar da farklılık gösteriyor.
Sushi çeşitleri
Küçük toplar ya da dilimli rulolar halinde servis edilen, içinde sirke ile tatlandırılmış pirinç ve çiğ balık, sebze ya da yumurta bulunan geleneksel bir Japon yemeği olan sushi, aslında pirinç sirkesi ile hazırlanmış sushi pilavı yemeklerine verilen genel isim. Sushi’nin dört çeşidi bulunuyor. Bunlar: Nigiri, Sashimi, Maki, Uramaki.
Nigiri: Sarma olmayan el ile sıkıştırılarak hazırlanan haşlanmış pirincin üzerine çiğ balığın konulduğu bir sushi türü. Çiğ balık olarak karides, dil balığı ve somon kullanılabilir. (1)
Sashimi: İnce dilimler halinde servis edilen deniz ürünlerine verilen isim. Buna pirinçsiz sushi de diyebiliriz. Bu sushi türü soya sosu ve wasabi denen acı bir sosla servis ediliyor. Wasabi, balığın içindeki parazitleri etkisiz hale getirip anti-mikrobiyal özelliğe sayesinde besin zehirlenmesi olasılığını da minimuma düşürüyor. (2)
Maki: Bambudan yapılan hasırlarda deniz ürünleri, sebze ve haşlanmış pirincin deniz yosununa sarılmasıyla elde edilen rulo şeklindeki sushi türü. Futomaki, Makizushi, Hosomaki, Temaki gibi çeşitleri bulunuyor. Eğer Türk damak tadından taviz vermeyen bir kişiliğe sahipseniz ilk sushi denemenizde tercihinizi kızartma ve ızgara balıkların kullanıldığı maki sushi’lerden yana yapın deriz. Böylelikle sushi sevme ihtimaliniz biraz daha yükselecektir. (3)
Uramaki: Pirincin dışarıda, deniz yosununun ise içeride olduğu, tersten sarılmış sushiye uramaki denir. Belki de dünya üzerinde en çok tüketilen sushi türü uramakidir denilebilir. Sushi sanıldığının aksine sadece çiğ balık dilimleri ile değil kızartılmış veya ızgara edilmiş deniz mahsulleri ile de yapılır. Örneğin, Ebi Ten Roll. En bilineni yosuna sarılarak yapılan sunum şeklidir. Sushi, yapıldıktan sonra birkaç saat içinde tüketilmelidir, yoksa lezzetinden ve tazeliğinden kaybeder. Bu adeta altın kuraldır. (4)