Büyük kentlerin karmaşası, masanızda bitirilmeyi bekleyen onlarca iş, etrafınızda sizi kuşatan onlarca uyaran derken her geçen gün biraz daha fazla mı kuşatıldığınızı hissediyorsunuz? Durup kendinizi dinlemeye her zamankinden daha mı çok ihtiyacınız var? İşe sosyal medya detoksu yaparak başlamaya ne dersiniz?
Dijitalleşmeye bağlı olarak hayatımıza giren sosyal medya her geçen gün daha da büyük bir tehdit haline geliyor. Bir düşünün sosyal medyanın hayatımıza bu denli sızmadığı zamanlarda daha mı mutluyduk? Yok canım daha neler demeyin zira uzmanlar sosyal medyanın aşırı kullanılması halinde ruh sağlığının, iletişim yetkinliğinin, sosyal becerilerin ve akademik başarıların olumsuz yönde etkilendiğini belirtiyorlar. Hatta öyle ki sosyal medyanın her geçen gün yaşamımıza daha da fazla girmesiyle literatüre yeni kavramlar bile girmeye başladı. “Facebook depresyonu” da bunlardan biri. Facebook depresyonuna sahip olan kişilerde üzüntü, bitkinlik, çökmüşlük gibi depresif ruh halleri, ilgi kaybı, uykusuzluk ya da aşırı uyuma, odaklanamama gibi tipik depresyon tepkileri görülüyor. Bu etkilere daha açık olan grup ise çocuklar ve gençler. Sosyal medya araçlarının yoğun bir şekilde kullanılması özgüven, beden algısı ve yeme alışkanlıkları üzerinde de olumsuz bir rol oynuyor. Paylaşılan içeriğin aldığı beğeni sayısı, sosyal medyada kaç arkadaşın olduğu gibi kaygılar kişinin kendisini diğer kişilerle karşılaştırmasına bu da rekabet duygusunun açığa çıkarak kişide baskı oluşmasına ve beraberinde depresif semptomların artmasına neden oluyor. Sosyal medya platformlarının geceleri kullanılması ise uyku kalitesinde düşmeye ve kaygı bozukluklarına yol açıyor.
Yapılan bir araştırmada, Facebook’u 20 dakikadan çok kullanan kadınların, 20 dakikadan az kullanan kadınlara göre bedenlerinden daha az memnun oldukları ortaya konulmuş. Bu da sosyal medyanın kişileri ne denli etkisi altına aldığını kanıtlayan en güzel örneklerden birini oluşturuyor. Sosyal medya bağımlılığından kurtulmak için dijital detoks kampları da birer birer boy gösteriyor. Kişinin sanal bir hayat yerine gerçek dünyadaki mutlulukları yaşamasını, kendini olduğu gibi kabul edip sevmesini, yaratıcılıklarını keşfederek ortaya koymasını amaçlayan bu kamplar her geçen gün daha da fazla ilgi görüyor.
Peki bu kamplara gitmeden de sosyal medya detoksu uygulamak mümkün mü? Elbette! İşe öncelikle elektronik araçlarınızı başucunuzdan uzaklaştırmakla başlayın. Yani gece yatmadan son bir kez bir bakayım neler oluyor, cümlesini uzun bir süre kurmamayı hedefleyin. Sosyal medya bildirimlerinizi de kapatın. Belli aralıklarla e-maillerinize cevap vermek yerine bu işlemi tek bir seferde gerçekleştirin ki dijital araçlarınızla daha az haşır neşir olun. Sosyal medya ile bu denli vakit geçirmeden önce nelerden hoşlandığınızı nelere vakit ayırdığınızı hatırlayın ve onlara yeniden zaman ayırmaya başlayın. Yeni hobiler edinin. Sivil toplum kuruluşlarına üye olun. Burada ihtiyacı olan kişilere yardım edebildiğinizi görmek size sosyal medyada yaşadığınız kısa süreli ve gerçek olmayan hazlar yerine uzun süreli eşsiz bir manevi haz verecektir. Arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle daha fazla buluşun ve bu buluşmalarda telefonunuzu çantanızdan çıkarmamaya çalışın. Zamanla sosyal medyayı daha az aradığınızı fark edeceksiniz. Ama daha da önemlisi bu alışkanlıklarınızı sürekli kılmakta. Sahte bir dünyayı yaşamaktansa gerçek dünyanın keyifleriyle mutlu olmayı istiyorsanız sosyal medya detoksuna bugün hemen başlamaya ne dersiniz?
https://www.dbe.com.tr/Cocukvegenc/tr/news/sosyal-medya-detoksu/