Vücudumuzun en paha biçilmez hazinelerinden biri olan gözlerimiz, bizlere sağlığımızla ilgili pek çok mesaj veriyor. Bu mesajları iyi okuyup doğru beslenme ve düzenli göz muayeneleri ile de desteklersek ileri yaşlarda bile bir şahin kadar keskin gözlere sahip olmak hiç de zor değil.
Vücudumuzun doğal görsel kayıt cihazı, duygu ve düşüncelerimizin eşsiz tercümanı gözlerimiz, kimi zaman yoğun iş hayatı, kimi zaman çevresel faktörler, kimi zaman yanlış beslenme kimi zamansa ihmal nedeniyle zarar görebiliyor.
Görme duyusu bir bebeğin doğumundan 10 yaşına kadar olan süreçte gelişimini tamamlıyor. Bu nedenle bu dönemde çocuklarda görme üzerine olan şikayetlere ciddiyetle yaklaşılması gerekiyor. Ebeveynler bu süreçte çocuklarını iyi gözlemlerlerse oluşabilecek görme bozukluklarını erken safhada fark edip tedavisini başlatabiliyor.
Çocukluk döneminde en sık görülen sorunların başında göz tembelliği, kırma bozuklukları ve şaşılık geliyor. İlerleyen dönemlerde okul başarılarını bile sekteye uğratacak bu sorunlar, çocukların davranışları gözlemlenerek keşfedilebilir. Op. Dr. Elvan Yalçın, çocuklarda görme problemlerini ele veren en önemli belirtileri TV veya kitapları sürekli yakınlaşarak takip etmesi, okuduğu yazıları parmakla takip etmesi, daha net görmek için kafayı yana yatırmak, gözlerin sıklıkla ovuşturulması, ışığa karşı hassaslık, bir gözü kapatarak okumak ve bilgisayar kullanırken baş ağrısı çekme olarak özetliyor. Yalçın, daha başarılı bir okul hayatı ve daha sağlıklı bir gelecek için ailelerin bu belirtilere sahip olan çocuklarını mutlaka bir uzman göz doktoruna muayene ettirmelerini salık veriyor.
Daha sağlıklı gözler için
Göz sağlığını korumanın ilk yolu doğru ve düzenli beslenmeden geçiyor. Beslenme sebebiyle oluşabilecek zafiyetlerin doğrudan göz sağlığını tehdit edebildiğini belirten Op. Dr. Tülay Arıcı ise “İçinde yoğun olarak Omega-3 yağ asitleri, C ve E vitamini bulunan besinler tüketmek bu tehditlere önlem olabiliyor. Vücudumuz için başlı başına ciddi bir tehdit olan sigara, göz için de önemli riskler taşıyor. Sigara kullanmak; katarakt, glokom, diyabetik retinopati ve makula dejenarasyonu gibi rahatsızlıkların oluşumunda en önemli önlenebilir faktörlerin başında geliyor”, diyor.
Tüm yaşamı etkisi altına alan dijitalleşmenin göz sağlığını da ciddi ölçüde tehdit ettiğini belirten Arıcı, “Ekranlara bakarken belirli bir mesafenin kullanılması, dinlendirici gözlük kullanımı ve ekranlara bakarken geçirilen zamanın kontrol altında tutulması, göz sağlığına olumlu katkılar sağlıyor”, şeklinde konuşuyor.
Gözün sana hastalığını söylüyor!
Gözler sanıldığının aksine sadece kendisinde değil, vücudun başka bölgelerinde oluşan rahatsızlıklara dair de bilgiler verebiliyor. Bu nedenle zamanında teşhis için periyodik olarak detaylı bir uzman kontrolüne başvurmak
beden sağlığı için de çok önemli. Zira bu muayenelerde birçok rahatsızlığın ön belirtileri kolaylıkla yakalanabiliyor. Op. Dr. Haluk Talu, “Bağışıklık sisteminde kötü ve düzensiz beslenme sebebiyle oluşabilecek zafiyetler, yapılacak detaylı göz muayenesinde teşhis edilecek göz kuruluğu, gözde tahriş ve bulanık görme gibi belirtiler ile ortaya çıkarabiliyor. Göz hareketlerinde kısıtlılık bir kısmi felç durumunu bize haber verebiliyor. Göz bebeklerinin ışık refleksinin kaybı kafa içi sinirlerinin tutulumunu işaret eder. Aynı şekilde gözlerdeki kılcal damarların yapısında gözlemlenen bozukluklar ve retinada oluşan damarlı zarlar, diyabetin göstergesi olmasının yanı sıra ciddi görme kayıplarına da yol açabiliyor. Bunların yanı sıra gözlerde sararma, karaciğer rahatsızlıklarının habercisi olduğu gibi, kızarıklık, kaşınma ve sulanma, gözün yanı sıra farklı alerjilerin belirtisi olabiliyor. Aynı zamanda renk algılamada yaşanan değişiklikler de erken kataraktın ve erken diabetik hasarın habercisi olabilir. Göz dibi muayenesinde görme sinir başının şişmesi kafa içi tümör belirtisi olabilir. Tüm bu belirtiler, aslında gözlerimizin bize farkında olduğumuzdan çok daha fazlasını anlatmaya çalıştığını gösteriyor” diyor.
Gözlerinizi doğa ananın şefkatli ellerine bırakın!
Sağlıklı gözlerin yolu, dengeli ve düzenli beslenmeden geçiyor. Göz sağlığı için özellikle beta karoten, E, C ve A vitamini içeren besinler tüketmekte fayda var. Omega 3 ve 6 yağ asitleri ile çinko ve magnezyum gibi mineral zengini besinlere beslenme listemizde yer vermek, gelecekte olası görme sorunlarının önüne geçilmesinde büyük rol oynuyor. İşte size şahin gibi gözler için tüketmeniz gereken yiyecekler listesi:
Ispanak: Ispanağın içeriğinde bulunan lutein ve zeaxanthin görme bozukluklarına karşı son
derece etkili. Aynı zamanda yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da gözleri korurken doğal güneş gözlüğü olarak güneşten gelen zararlı mavi dalgaları da filtreliyor.
Patates: A vitamini açısından zengin bir besin olan patates, katarakt makula dejenerasyonu riskini en aza indiriyor.
Buğday: Özünde bulunan E vitamini ile yaşa bağlı göz bozulmalarını önleyip tıpkı patates gibi katarakt riskini azaltıyor.
Somon: Omega 3’ler bakımından zengin somon balığı, retinanın fonksiyonunu koruyan hücre zarlarına yapısal destek sağlıyor.
Kırmızı ve yeşil biber: Diyabet hastalarının gözlerini korumak için düzenli olarak C vitamini almaları öneriliyor. Çünkü C vitamini şeker hastalığının sinirler ve damarlar üzerindeki
olumsuz etkilerini ve bırakacağı
hasarı önlüyor.
Ay çekirdeği, badem, fındık: E vitamini açısından zengin olan ayçiçeği çekirdeği, badem, fındık günün her saatinde rahatlıkla tüketebilecek besinler arasında yer alıyor. Makula dejenerasyonunun (sarı nokta) önlenmesinde E vitamini oldukça etkili…