Dr. Erdem Erikçi, biftek.co adlı girişimin kurucu ortağı olan bir bilim insanı. Biftek.co, Ankara Üniversitesi Teknokent’te faaliyet gösteriyor. Laboratuvarda et üretmek üzere çalışıyor. Evet doğru okuyorsunuz, afiyetle yediğimiz etin laboratuvarda üretilmesinden söz ediyorum. Hayvan hücrelerini laboratuvarda tekrarlayarak et üretmenin ileri aşamasında olduğunu söyleyebilirim. Bu çalışma küresel anlamda da ilgiyle izleniyor. Dünya üzerinde bu konuda çalışan birkaç grup var.
Gıda devriminin arefesindeyiz. Dünyada ABD, İsrail ve Hollanda’nın başlattığı laboratuvar ortamında “temiz et” üretiminde Türkiye’de de çalışmalar başladı. biftek.co, Türkiye’de “temiz et” üretimi için kurulan ilk şirket. Dr. Erdem Erikçi. Moleküler biyolog Bilkent Üniversitesi’nden mezun… Yüksek lisansı da aynı üniversiteden. Master’dan sonra Almanya’da Max Planck Enstitüsü’nde doktora eğitimi yapıyor. Çalışmalarına 5 yıl boyunca Almanya’da devam ettikten sonra Türkiye’ye dönüyor. Tabii yalnız değil, ortakları eğitimlerini yurt dışında çeşitlendirdikten sonra vatanlarına dönen bilim insanları.
Güzel Yaşa takipçileri adına “laboratuvarda et üretmek mümkün mü?” sorusunun cevabını bulmak için Dr. Erdem Erikçi’yle bir araya geldik.
Söyleşinin tamamını youtube’dan izleyebilirsiniz.
Yaprak Özer: Eti kök hücreden mi üretiyorsunuz… Nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
Dr. Erdem Erikçi: Temiz et konsepti ikiye ayrılıyor. Birisi bitki tabanlı diğeri hücre tabanlı… Bitkileri karıştırarak et tadında bir şey yapmayı amaçlıyorlar. Çok da başarılılar… Bence güzel bir alternatif… Teknolojinin gelişmesi ve kök hücreleri yönetebilme kabiliyetimizin artmasıyla, onların nasıl çalıştığını nasıl canlı olduğunu ve çoğaltılabileceğini anlayabildiğimiz için bitkileri karıştırarak değil, kasaptan aldığımız etin içinde her ne varsa onları laboratuvar ortamında üretebilecek yönteme hücre tabanlı temiz et deniyor.
İşin mantığı normalde bir hayvanın vücudunun içinde ne oluyorsa onun taklidini laboratuvar ortamında yapmak… Yaptığımız kök hücreleri alıp onları sayıca çoğaltıp daha sonra kasa, yağ hücresine dönüştürmek ve bunu mümkün olduğunca ucuz yapmak gerekiyor. Teknoloji bunu yapmamıza imkan sağlıyor bugün… Laboratuvarlarda bunlar rutin olarak gerçekleştirilir ama çok küçük hacimlerde… Bizim amacımız bu küçük hacimleri büyütmek ve ucuzlatmak…
Yaprak Özer: Teknolojiniz yüzde yüz yerli midir?
Dr. Erdem Erikçi: Teknoloji hiçbir zaman yüzde yüz yerli olmuyor çünkü kullandığımız bazı materyaller yurt dışından…
Yaprak Özer: Kök hücreyi nereden alıyorsunuz? Kök hücreyi ne kadar zamanda üretim aşamasına getirebiliyorsunuz?
Dr. Erdem Erikçi: Kök hücreyi hayvanın vücudundan, herhangi bir yerinden alıyoruz. Kısa süren bir işlem aslında, izole etmek bir günlük bir iş… Bölünmesi zaman alabiliyor. Bir ineğin doğumundan kesime uygun zamana gelene kadar geçen süre iki yılsa bizim için bir inek kadar et üretmek için geçen zaman çok daha kısa olabiliyor. Bir ayda bir ineğin üretebileceği kadar bir et sıfırdan üretilebilir…
Şu anda laboratuvar ortamında üretilen et çok pahalı, bir kilosu binlerce dolar. Ucuzdan kastım, maliyetini geleneksel yollarla üretilen etin maliyetine getirmek… Amacımız herkesin tüketebileceği, şu an et alabilen herkesin alabileceği seviyeye indirmek.
Yaprak Özer: Bu bir devrim mi sizce?
Dr. Erdem Erikçi: Evet… Bu gerçekleştiği zaman öyle olacak. Önümüzdeki yılın sonuna doğru restoranlara çıkmasını bekliyorum. Belki Türkiye’de değil, Silikon Vadisi’nde olabilir ama dünyaya yayılacak. 5 yıl içinde ben raflarda göreceğimizi düşünüyorum. Herkesin artık alabileceği kadar ucuzlamış olacak. Bu, ne açıdan devrim? İnsanın doğayla etkileşimini tamamen kökünden değiştirecek… İnsanlık hayvanları her zaman kendi emrinde gördü, bu teknoloji gerçekleştiği zaman bu anlayış değişecek.
Yaprak Özer: Araştırırken ABD, Hollanda ve İsrail’de benzer çalışmalar olduğunu gördüm.
Dr. Erdem Erikçi: Biz bu işe 2018’de başladık. O zaman dünyada bu alanda 20 şirkettik, şimdi bu rakam 100’lere vardı. İşin güzel yanı bu kaçmış bir tren değil… Buna Türkiye’de yatırım yapıldığı zaman Türkiye’den de katılım sağlanacak… Biz bu yılın sonuna doğru bir yatırım arayışının sonlarına varmış olmayı bekliyoruz. Dediğim gibi işte patentin eşiğindeyiz. O patenti aldığımız zaman tekniklerimizi ortaya koyabileceğiz.
İleride kasaplık butik bir şey haline gelecek… 2030 yılına kadar geleneksel et üretimi yüzde 40’a inecek, yüzde 60’ı temiz et olacak. İleride beyaz et de mümkün çünkü kök hücreler olarak birbirine benzer.