Yazı: Cansu Coşkun
Neredeyse tamamı pandemiyle geçen bir yılı uğurluyoruz, her ne kadar mevsimlerin kayması sebebiyle çetin kış etrafımızı henüz sarmamış olsa bile, gönüllere çoktan yılbaşı heyecanı doldu bile! Bu sefer yüreklerimizi dolduran bu heyecan geçmiştekilerden epeyce farklı, içinde hiç olmadığı kadar çokça umut barındırıyor. Herkes bu talihsiz yılın içinden en azından rakam olarak da olsa çıkmak istiyor. Bu yüzden evlerimizde ev ahalisiyle veya yalnız geçireceğimiz bu yılbaşı akşamı için belki de öncekilerinden daha bile fazla sabırsızız…
Özgürlüğümüzden uzakta, belki kimi sevdiklerimizden uzakta, oldukça buruk geçecek olan bu yılbaşı gecesi şüphesiz ki hiçbirimiz birbirimizden farklı olmayacağız… Her şeyin tekrardan yolunda olacağı günleri özlerken, aynı zamanda bileceğiz ki eğer sağlıklıysak, sevdiklerimiz güvende ise zaten şükredecek sebebimiz çok demektir.
Özlem demişken, en çok neleri özlediğimizi düşündüğümüzde çok uzun bir listemiz oluyor hal böyleyken. Bana sorarsanız, yılın bu zamanı da gelmişken, özlediğim şeylerden biri de sevdiklerimle gittiğim yurt dışı veya yurt içi tatilleri… Yurt dışındaysanız kimi yerlerde Noel atmosferine, kimi yerlerde yeni yıl heyecanına denk gelirsiniz… Türkiye’de de farklı değil, dağ otellerinden güzel Ege otellerine kadar yeni yıl enerjisiyle kuşanır turizm cennetleri. Kış tatilinin en sevdiğim parçası da belki bir Noel pazarını geziyorken elime karton bardakta aldığım mis gibi kokan, belki dağda buz gibi havanın en sevdiğim yanı olan sucuk ekmeğin eşlikçisi, belki de şömine başında ki yorgun ve koyu sohbetlerin başrolü… Sıcak şaraptan bahsediyorum tabii ki!
Özlediğimiz her şeye evde kavuşmanın bir yolunu bulmaya çalıştığımız şu zamanlarda, pandemi öncesi dönemde de çok kez yapmış olduğum, evi mis gibi kokutan, içimizi ısıtan, bizi alıp bambaşka yerlere götürecek bir sıcak şarap tarifi vermek istiyorum. Kokusuyla belki yılbaşı akşamınızı, belki çetin kışınızı, belki ev ahalisiyle sofralarınızı ya da nadiren ancak açık havada mesafeyle bir araya gelinebilen dost meclislerinizi, belki de yalnız geçirdiğiniz akşamlarınızı sarıp sarmalar. Hep beraber umut etmeye devam ederken, bizlere eşlik eder…
Malzemeler:
*Belirtilen miktarlar 1 litrelik kırmızı şarap içindir.
1 litre kırmızı şarap
4 adet büyük boy mandalina
4 çorba kaşığı esmer şeker (tercihe göre miktar arttırıp azaltabilirsiniz)
2 adet yıldız anason
3-4 adet çubuk tarçın
1 tam muskat cevizi
3-4 adet kakule
2 dilim kurutulmuş portakal (kurutulmuş yok ise taze dilim de uygundur)
7-8 adet karanfil
Hazırlanışı:
Yapıma önce şerbetten başlayacağız. 4 adet mandalina suyunu sıkalım, neredeyse 1 bardaklık bir mandalina suyu elde etmemiz gerek, buna göre mandalina sayısını arttırabilirsiniz.
Sıktığımız mandalina suyunu orta boy bir tencereye alalım ve içine yaklaşık yarım çay bardağı su ve tercihen 4 çorba kaşığı esmer şeker koyarak orta-yüksek ateşte kaynatmaya başlayalım. Bu sırada muskat cevizimizi rendeleyelim ve diğer baharatlarla birleştirelim. Kaynamış mandalina suyumuzun içerisine baharatlarımızı direkt koymaktansa önce temiz bir kumaş kese içerisine koyup, bu keseyi tencerenin içine yerleştirmemiz baharatların şarap içerisinde dağılıp içerken ağıza gelmesini engeller. Eğer keseniz yok ise baharatları direkt yerleştirip sonra sıcak şarabı bir süzgeç yardımıyla bardaklara servis edebilirsiniz.
Baharatları da eklediğimiz mandalina suyumuzun içine portakal dilimlerini ve hatta belki mandalina sıkarken artmış olabilecek mandalina dilimlerini de ekleyip orta ateşte yavaş yavaş yoğunlaşmasını, şerbetimsi bir kıvama geçmesini bekleyelim, bu esnada baharatlar da karışıma özünü verecek ve mutfağı sıcacık bir koku saracak bile.
Şerbet tamamen hazır olduktan sonra ateşi orta-düşük bir dereceye alıp kırmız şarabı da tencereye ekleyin. Kırmızı şarapla beraber karışımı tekrardan kaynatmamak önemli çünkü bu işlem şaraptaki alkolün uçmasına ve tadın değişmesine sebebiyet verir. Kaynatmadan sıcak tutabilmek için tüm servis süresi boyunca düşük bir derecede kapağı kapalı şekilde tutmanızı öneririm. Tencereye eklediğimiz şarap, şerbetle harmanlanınca ve iyice ısınınca, kupalara veya kadehlere servis ediyoruz… Afiyet olsun!