Zaman pek çoğumuzun aleyhine işliyor. Gençlik anılarda kalıyor. Kronik hastalıklar, ağrılar, güçsüzlük derken hayat enerjimiz çekiliyor. Peki, bu durumu nazikçe kabullenip yola devam mı etmeliyiz yoksa zihnin köşelerine saklanmış o gençliği ortaya mı çıkarmalıyız? Saati geri alabilir miyiz? Belki!
“Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi” filmini izlediyseniz tersine yaşlanmak ile ilgili bir fikriniz de vardır. Elbette film şimdiye kadar ele alınmamış bir konuyu fantastik biçimde işlerken daha çok bedensel yaşlanmayı vurguluyor. Yaşlı doğan ve giderek gençleşen Benjamin Button’ın bu hikayesinden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz, isteyen herkes kendi tuhaf hikayesini yazabilir. Ancak yalnızca zihniyle!
Harika bir hikâye anlatıcısı olan Ellen Langer’ın “Saat Yönünün Tersine” isimli kitabını okuyarak zihinsel gençleşmeye adım atabilirsiniz. Aslında bilinçaltımız o kadar etkili ki fiziksel özelliklerimizi ve yeteneklerimizi değiştirme yeteneğine sahip. Langer, kitabında tam olarak buna dikkat çekiyor. Konunun çıkış noktası ise 1979’da saat yönünün tersine çalışma adı verilen bir deney… Temelde, çalışma bir soruyu yanıtlamaya çalışıyor: Psikolojik olarak daha genç hissetmeye karar verirseniz, vücudunuz buna uyacak mı?
Fiziksel sınırlar mı yoksa zihniniz mi?
70’lerin sonlarında Harvard’lı psikolog Ellen Langer, yaşın sadece bir zihniyet olup olmadığını belirlemek için yola çıkıyor. Teorisi, yaşlılıkla ilişkili bazı semptomların (güç, duruş, hafıza, işitme, görme, vb.) yalnızca psikolojik müdahale kullanılarak desteklenebileceği ve hatta tersine çevrilebileceği. Langer, insanlar olarak fiziksel sınırlamalarımızın büyük ölçüde gerçekte yapabileceklerimizden ziyade yapabileceğimizi düşündüğümüz şeyler tarafından belirlendiğine dair kararlı bir tutum sergiliyor.
Langer ve ekibi, bir deneye katılmak için 75 yaşın üzerindeki erkekleri işe alıyor. Psikologlar, deneyi 1959’a geri dönen bir çevresel değişim olarak tasarlıyorlar. Kırılgan ve yaşlanmış olarak tanımlanan erkekler, bir kontrol grubuna ve bir deney grubuna bölünüyor. Deney grubundaki 8 erkek, bir sonraki hafta evleri olacak kiralık bir eve götürülüyor. Adamlar eve girdiklerinde 50’li yılların sonlarına götürülüyorlar. Dönemin müzikleri radyodan akıyor, siyah-beyaz TV’de dönemin yıldızları çıkıyor ve tüm gazete, dergi ve fotoğraflar 1959 sayılarının kopyası olarak yer alıyor. Langer, evdeki aynaları yasaklıyor ve bunun yerine her kişiye kendilerinin 20’li yaşlarının ortasına ait bir resmini veriyor.
Öznel yaş ve kronolojik yaş
Deneydeki her kişiye, sanki 1959’muş gibi davranmaları ve o yılın güncel olaylarını şimdiki zamanda tartışmaları talimatı veriliyor. Çalışma şeflerinden hiçbiri erkeklere bir şey yapmalarına yardım etmiyor ve erkekleri yaşlı olarak tanımak için herhangi bir girişimde bulunmuyor. Haftanın başında yaşlılar zihinsel ve fiziksel yeteneklerini test eden soruları cevaplıyorlar. Deney sona erdiğinde, Langer ve ekibi erkekleri, dışarıdaki beyzbol maçından içerideki aynı sınava tekrar girmek için topluyor ve oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor.
Deneklerin yüzde 63’ü ikinci testlerinde zekâ kategorisinde birinci testten daha yüksek puan alıyor. Buna ek olarak, çalışma hakkında hiçbir şey bilmeyen farklı gönüllülere, katılımcı deneklerin iki fotoğrafı gösteriliyor. Çalışma başlamadan önce çekilmiş bir fotoğraf ve çalışma tamamlandıktan sonra çekilmiş bir fotoğrafı değerlendiren kişilerden hangi fotoğraftaki kişinin daha yaşlı olduğunu belirlemeleri isteniyor. Gönüllüler, deneklerin deney öncesi fotoğraflarını, deney sonrasına kıyasla en az iki yaş daha yaşlı buluyorlar.
Kronolojik olarak, erkekler deneye katıldıkları 7 gün boyunca yaşlanırken, öznel olarak, yaklaşık iki yıl geriye doğru yaş kaybediyorlar.
Kaynaklar:
*How to age backward. by Dianna Lesage
*https://www.kitapyurdu.com/kitap/yasam-yani-basinizda/362368.html&manufacturer_id=178830