Molly Watson, bu sorunun cevabını arayan bir yazar. Yıllarca yemek yazarı ve editörü olarak çalışan Watson’ın son kitabı “Hepimiz Vegan Olmalı mıyız?”, beslenme kararlarında okura rehberlik ediyor.
“Hepimiz Vegan olmalı mıyız?” dünyanın nasıl değiştiğinin ışığında tartışmaya yol açacak bir kitap. Yazar Molly Watson, yakın arkadaşı Juliet Glass’a verdiği röportajda kitabın ayrıntılarını aktardı.
Juliet Glass: Koronavirüs, et tedarik zincirimizdeki kusurların çoğunu ortaya çıkardı. Şu anda “Hepimiz vegan olmalı mıyız?” sorusuna verecek cevabınız aynı mı?
Molly Watson: Cevabım aynı. Muhtemelen sağlığımız ve gezegenin sağlığı için yapmalıyız. Elbette bu, ya hep ya hiç durumu değil. Küçük değişiklikler fark yaratır. Pandeminin ışığında yiyecek seçimleri o kadar önemli görünmeyebilir. Ancak sürdürülebilir ve eşitlikçi bir gıda sistemi adaletin bir parçasıdır.
Uygun fiyatlı, sağlıklı gıdaya erişim gerçek adaletin bir parçasıdır. Yemeğimizin nasıl üretildiği kilit bir sorudur. Etik ve sürdürülebilir bir şekilde yetiştirilip üretiliyorsa tamam ama ya böyle değilse? Kitabımda da yer verdiğim gibi “sürdürülebilirlik” sadece çevreyle ilgili değil. Bir sistemin sürdürülebilir olması için, tüm katılımcılar için ekonomik ve sosyal olarak uygun olması gerekir. Tamamen çevresel olarak sürdürülebilir bir çiftlik, çiftçi kendi kendini destekleyemezse sürdürülebilir olamaz.
JG: Dünyanın ve tedarik zincirimizin pandemideki durumu göz önüne alındığında, gıda seçimlerinizde ne tür değişiklikler yaptınız veya yapmaya zorlandınız?
MW: Pek çok insan gibi ben de yerel üreticilere ve satıcılara desteğimi, kısmen tercihim ve kısmen de zorunluluk nedeniyle ikiye katladım. San Francisco’dayım ve hala evde kalmak zorundayız. Pandemi döneminde marketlerde uzun kuyruklar oluştu, mağazalar gerektiği kadar stoklu değildi. Yakınlarımdaki bir fabrikadan ekmek unu satın alıyorum. Pek çok insan gibi ben de evde kaldığım süreçte daha çok yemek yapıyorum. Vegan olmasam da diyetime çok dikkat ediyorum. Ayrıca hayvansal ürünler de tüketiyorum. Yani garip bir şekilde, her zamankinden daha iyi besleniyoruz. Daha sürdürülebilir şekilde yetiştirilen, üretilen ve hasat edilen daha yüksek kaliteli yiyecekleri tercih ediyoruz. Pandemi öncesinde semt pazarından alışveriş yapardık sık sık. Ancak pandemi döneminde ne yazık ki daha fazla yemek planlaması yapıyor ve daha az alışveriş yaparak daha çok şey satın alıyoruz. Bu nedenle dolaplar ve buzdolabı çok dolu.
JG: Pandemi, gıda sisteminin diğer alanlarını farklı şekilde düşünmenize neden oldu mu?
MW: Tarım işçiliği cephesinde, bu hala cevaplanmamış büyük bir soru. İhtiyacımız olan yiyecekleri göçmen iş gücü olmadan nasıl ekip hasat edebiliriz, bilmiyorum. Fakat şu bir gerçek ki bu işi yapan insanlara daha iyi ödeme yapılmalı ve daha iyi muamele edilmeli. Pandemi, ucuz etin tehlikelerini ortaya çıkardı. Restoranlar, ucuz tarım işçiliği ve ucuz restoran işçiliğinin arkasına inşa edilen ucuz yiyeceklerin sırtına inşa edilmiş. Pandemide, bu şekilde bir restoran işletme modelinin sürdürülemez olduğunu gördük.