Gıda ürünlerinin üzerinde yer alan etiketler alerjenler konusunda gerçekten bilgilendirici mi? En ufak bir alerjen bile büyük reaksiyonlara yol açabiliyorken bu riske girmemek için neler yapabiliriz? İşte cevaplar…
Türkiye’de, 29960 sayılı “Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği” 26 Ocak 2017’de Resmî Gazete’de yayınlandı. Belirlenen düzenlemeler ise 1 Ocak 2020 itibarıyla hayata geçirildi. Bu tarihten itibaren, hazır yemek veren restoran, kantin, okul ve hastane gibi toplu tüketim yerlerindeki gıdalar için alerjen bilgilerin tüketiciye sunulmasının zorunluluğu başladı.
Ancak, unutmayalım ki gıda etiketleri, tüketicileri her zaman ambalajlı ürünlerde bulunabilecek alerjenlere karşı uyarmaz. Besin alerjisi olan birisi için market alışverişine gitmek, bir polis soruşturması yürütmek gibidir. Her ürün, her etiket, her bir bileşen dikkatle incelenmelidir.
Mağaza rafındaki besinin, içindekiler listesinin yanında basılmış özel bir uyarı etiketi ile malzemelerde belirtilen alerjeni bulabiliriz. Bu etiketi görmediğimizdeyse, ürünün alerjen içermediğinden emin olabiliriz.
Acaba bu ne kadar doğru?
Bazen alerjen bir madde, içindekiler etiketinde “doğal tatlar” veya “baharatlar” adı altında gizlenebilir.
Ürün, zorunlu uyarı etiketlerinden birini içermese bile, yine de alerjen içerebilir. İşte işin daha da karmaşık hale geldiği yer tam da burası.
Üretim sürecinde çapraz kontaminasyonla da alerjiler ortaya çıkabiliyor. Çapraz kontaminasyon, gıda bileşiminde yer alan alerjenin istenmeden kalıntı şeklinde ya da eser miktarda başka bir gıdaya dahil edilmesi olarak ifade ediliyor. Bunun olduğunu bilmenin kesin bir yolu ne yazık ki bulunmuyor. Bazı gıda üreticileri, tüketicileri potansiyel çapraz temasa karşı uyarmak için şunlar gibi etiketleme uygulamalarını kullanıyorlar:
“(X alerjen) içerebilir.”
“(X alerjen) işleyen aynı ekipman üzerinde üretilmiştir.”
“(X alerjen) de kullanabilen bir fırında yapılmıştır.”
Bu kısa açıklamalar, tüketicileri bazı riskler konusunda uyarabilir, ancak etiketler düzenlenmemiş olduğu için anlamları farklılık gösterir.
Tüketiciler, bu tür önleyici alerjen etiketlerine dayanarak riskleri değerlendirebilirler.
Etiketlerdeki yanlışlar
Gıda alerjisi olan tüketicilerin endişelenmesi gereken bir konu daha var: Yanlış paketleme. Bazen üretim sürecinde, alerjenden kullanılarak yapılan yiyecekler uygun şekilde etiketlenmiyor.
Fırın veya şarküteri de riskli
Paketli gıdalar yerine, evde hazırlanmış ikramlara malzeme almak için fırına veya şarküteriye gitsek de, üretilen ve “tüketicinin siparişine yanıt olarak bir ambalaj veya konteynere yerleştirilen” yiyeceklerde de gerekli etiketler bulunmayabiliyor.
İşte güvenli besinleri bulmak için bazı ipuçları:
– Alerjeninize atıfta bulunan önleyici etiketleri olan yiyecekleri satın almayın.
– %100 güvenlik için, önlem etiketi olan ürünlerden uzak durun.
– Doğrudan gıda üreticilerine ulaşın. Etiketin ne anlama gelebileceğini tahmin etmek yerine, proaktif bir yaklaşımla, cevaplar için şirketleri arayın.
– Alerjen kullanmayan tesislerde üretilen ürünleri raflarda arayın. Etiketi “alerjen içermeyen özel bir tesiste yapılmıştır” yazıyorsa güvenle alabilirsiniz.
https://www.nytimes.com/2019/01/28/health/food-allergies-children-labeling.html
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/12/20111229M3-7-1.pdf