Günlük hayatta en sık tercih edilen giysilerden olan jean pantolonların o lacivert rengi nasıl aldığını hiç düşündünüz mü? Berkeley Üniversitesi’ndeki bilim insanları, jean’lerin karakteristik renk tonundan sorumlu indigo boyayı üretmek için bakterileri kullanarak, klasik lacivert rengi daha çevreci hale getirmeye çalışıyor.
Halk arasında bilinen tabiriyle kot pantolonların üretimi için denim kumaş, Indigofera bitkisinden elde edilen boyanın rengini taklit eden sentetik boya ile boyanıyor. Denim için indigo renkli boya üretimi oldukça kirli ve çevre için de zararlı bir süreç. Bu boyayı sentezleme, bir dizi toksik kimyasal gerektiriyor ki, bu da muazzam miktarda kirlilik yaratıyor. Dünyanın bazı bölgelerinde, denim fabrikalarının yakınındaki nehirler çivit mavisi renginde akıyor. Deniz canlıları ve tabii işçiler ve bölge sakinlerinin sağlığı da olumsuz etkileniyor. Çevre kirliliği alarm verirken, her yıl üretilen 40 bin tondan fazla indigo sebebiyle bu durum artık görmezden gelinemeyecek boyutta.
Ama durun iyi haberler de var. Araştırmacılar, bitkilerden esinlenerek, sentezlenmesinde ve boyanmasında daha az kimyasal gerektiren indigo rengi için bir tür koli basili bakterisi tasarladılar. Kimyasal işlem gerektiren sentetik indigonun aksine, üretilen prototip yalnızca bir enzim ilavesine ihtiyaç duyuyor. Uzmanlar, nihai sonucun geleneksel sentetik indigo boyama ile “özdeş” olduğunu söylüyorlar.
Bakterilerin ürettiği çivit mavisi kitlesel pazara hazır hale gelmeden önce aşılması gereken iki ana zorluk var:
İlki, indigo boyama işleminin yüksek pH’ta verimli olması. Çoğu denim fabrikası yaklaşık 10,5 pH kullanıyor. Bu enzimse 8 pH değerinde işliyor. Bu nedenle araştırmacı ekip, enzimi daha yüksek bir pH’ta çalışması için düzenlemeye çalışıyor.
İkinci zorluk ise, laboratuvar ölçeğinden endüstriyel ölçeğe geçmek. Bakterilerin ürettiği çivit mavisinin, birkaç yıl içinde sadece küçük ölçekli tasarımcıların kot üretiminde kullanılabileceğini tahmin ediliyor.
Diğer taraftan bazı uzmanlar teknolojinin tüm sorunları çözemeyeceğini dile getiriyor. Denim üretimindeki kirliliğin büyük kısmının, kotun durulanması ve istenen yıpranmış görünümü elde etmek için aşındırılmasından kaynaklandığını ve bakterilerin ürettiği çivit mavisi ile boyanan kotların da yıkanınca kirli atık su üreteceğini belirtiyorlar.
Bazı çevreci üreticilerse, daha az kimyasala ihtiyaç duyan ancak maliyet ve ölçek nedenlerinden dolayı uzun süredir kullanılmayan doğal indigo boyaya geri dönüyor. Tennessee’de Stony Creek Colours adlı bir şirket, çiftçileri tütün yerine indigo yetiştirmeye teşvik ediyor. Ancak doğal indigo bile üretim sırasında durulandığında suyu kirletiyor.
Başka bir çözüm de indigo kullanmadan kotları boyamak. Çoğu boya kumaşa nüfuz ediyor, ancak çivit mavisi yalnızca ipliğin yüzeyine yapışıyor ve su ile durulandığında çoğu akıyor. Bu nedenle kotların yıpranmış kısımları beyazlaşmaya başlıyor. Diğer türlerdeki boyalar kot mavisini yapabilse de aynı özellikte ve aranan şekilde yıpranma görüntüsü elde edilemiyor.
Öyle görünüyor ki, “yeşil” denim boyanın kendini ispat edebilmesi için yararlı olan adım, gerekli enzimi yapmak için düşük maliyetli bir yol geliştirmek olacak.