Yeni bir çalışma, adet döngülerinin kadınların ruh sağlığını nasıl etkileyebileceğine ışık tutuyor. Farklı üniversitelerden bir araya gelen araştırmacılardan oluşan bir ekip, kadınların adet dönemleri başlamadan önceki günlerde uyku bozuklukları ve artan öfke patlamaları yaşadıklarını ortaya koyuyor.
Journal of Sleep Research dergisinde yayınlanan bu bulgular, adet döngüleri, duygusal durumlar ve uyku düzenleri arasındaki karmaşık dinamiklere dair yeni bilgiler sunuyor.
Araştırmada çalışan uzmanlar, “Çalışmamız adet döngüleri, duygular ve uyku arasındaki karmaşık etkileşim ve hormonal dalgalanmaların kadınların refahı üzerindeki etkisi hakkında değerli bilgiler sağlıyor. Bu faktörlerin nasıl etkileşime girdiğini anlayarak, uyku sağlığı ve duygusal esenlik açısından kadınların ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabiliriz.” diyorlar.
Çalışmada, düzenli adet döngüsü olan ve doğum kontrol ilacı kullanmayan 18 ila 35 yaşlarındaki 51 sağlıklı kadının uyku ve duygusal durumları takip edildi. Katılımcılar iki adet dönemi boyunca uyku ve uyanıklık düzenlerini izleyen saatleri takarken duyguları ve uyku kaliteleri hakkında günlük raporlar verdiler.
Araştırmacılar adet dönemleri, uyku kalitesi ve duygusal durumlar arasında çarpıcı bağlantılar buldular. Regl dönemlerinden önceki günlerde ve regl dönemleri boyunca kadınların uyku düzenlerinin bozulduğunu, geceleri uyanık kalma sürelerinin arttığını ve uykuda geçirilen toplam sürenin yatakta geçirilen toplam süreye oranı olan “uyku verimliliğinin” azaldığını belirttiler.
Bu dönemde ayrıca öfke duygularında artış gözlenirken mutluluk, sakinlik ve coşku gibi olumlu duygularda azalma görüldü.
Bu sonuçlar, adet döngülerinin kadınların uykusuzluk ve ruh sağlığı sorunlarına yatkınlığını önemli ölçüde etkileyebileceğine dair kanıtlar gösterme konusunda anlamlı.
Araştırmada çalışan uzmanlar, “Bulgular, kadınlarda uyku bozuklukları ve duygusal sıkıntıları ele alırken hormonal dalgalanmaları göz önünde bulundurmanın önemini vurguluyor” diyor. Araştırmanın sonuçları, kadınlarda uyku kalitesini ve duygusal dayanıklılığı artırmayı amaçlayan tedaviler için potansiyel yöntemler sağlayabilir.
Çalışma, iki adet döngüsü boyunca hem nesnel hem de öznel verilerin kullanılması da dahil olmak üzere güçlü yönlere sahip olsa da, araştırmacılar bulguların belirli sınırlamalarla değerlendirilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Mayıs 2020’den Ocak 2021’e kadar süren veri toplama dönemi, katılımcıların duygusal ve uyku deneyimlerini etkilemiş olabilecek COVID-19 pandemisi ile aynı zamana denk geldi. Çalışmada pandemi stresinin sonuçlar üzerinde doğrudan etkisi bulunmamış olsa da pandeminin katılımcıların refahı üzerindeki kapsayıcı etkileri tamamen göz ardı edilemez.
Kaynak: https://braintomorrow.com/