5 Haziran Dünya Çevre Günü şapkayı önümüze koyalım; biz ne yaptık böyle?
Pandemi günlerinde yaşam alışkanlıklarımızda meydana gelen bizim için küçük, doğa için büyük etki yaratan davranışlarımızdan da yola çıkarak tekrar düşünmeye ne dersiniz?
- Su sınırsız bir kaynak değil; dünyada 2 milyardan fazla insan suya ulaşamıyor, 150 milyon insan suyu toplayarak içiyor.
- Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI)Su Riski Atlası’nda, su kıtlığı ve kuraklık bölgelerinde Türkiye listede 32. Sırada.
- Türkiye’de hane halkı su tüketim oranı neredeyse her gün artıyor. 2016’da %10 olan tüketim payının; 2023’de artan nüfus ile %16 seviyesine çıkması bekleniyor.
- Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebilirsek karbon salınımı 3’te 1 oranında azalacak.
· Gıda üretimindeki su ayak izi, daha popüler olan karbon ayak izi kadar yüksek.
- Çöpe attığımız bir adet domates için sofraya ulaşana kadar harcanan su, 2 kez duş aldığımızda harcadığımız su kadar.
- Gıda lojistiğini, gıda tüketim miktarını ve gıdayı mutfakta saklamayı beceremiyoruz.
· Yemek ve alışveriş planlamasıyla sofraya yenilecek kadarını getirmek gıda israfını önlemede önemli bir adım.
- Dünyada yaklaşık 1 milyar insan açlıktan ölürken, 1.5 milyar insan da tokluktan (obezite kaynaklı) ölüyor.
- Türkiye’de bir yılda 26 milyon ton gıda israfı var. Üretilen gıdaların 3’te 1’i tüketilmeden atılıyor.
· Her gün yaklaşık 5 milyon, yılda toplam 1.7 milyar adet ekmeği çöpe atıyoruz.
· Evde izolasyonda, gıda ve su tüketimini artırdık; gereksiz alınan gıdalar çöp oldu.
· Eve kapandık diye doğa kendini topladı mı? HAYIR. Verdiğimiz zarar öylesine büyük ki, bu kadar kısa sürede düzelmesi mümkün değil.
· İzolasyonda yalnızca oksijen arttı. Trafik düşünce titreşim azaldığı için hayvanlar dışarı çıktı. Teknolojiyle o kadar haşır neşir olduk ki, karbon salınımını hiç düşünmedik.
· Doğanın kendine gelmesi için pandemi türü yaşam, normal hayat tarzı haline gelmeli. Küçük örnek; izolasyonda çocuklar sebzeyle tanıştı ve sevdi.
· Doğayla oynadıkça pandemi hayatımızdan eksik olmayacak. Kutuplarda eriyen buzulların altında hayata katılmayı bekleyen daha tehlikeli bakteriler var.