“Çocuğuma bir fiske bile vurmadım” diyen ebeveynlerden misiniz? Peki ya bağırmak? Çocuklarla kurduğunuz iletişimde onlara sürekli bağırıyorsanız, bağırmanın dövmek kadar zararlı olduğunu bilmiyorsunuz demektir.
Bir çocuğun ruh sağlığına ve duygusal gelişimine yönelik tehditler pek çok şekilde ortaya çıkabilir. Bunlardan biri de çocuğa bağıran ebeveynlerdir. Çocukları fiziksel olarak cezalandırmadığı savunan ebeveynler, bağırmaya devam ederek aslında onlara en büyük cezayı verdiklerinden habersizler.
Onlarca yıllık araştırmalara göre, bir yetişkinin çocuğa yönelik bağırma, çağırma, isim takma ve tehditkâr sözler söyleme gibi sözlü istismarı, çocuğun duygusal gelişimine vurulan en büyük darbe olabilir.
Bu duruma literatürde “childhood verbal abuse” (çocuklukta sözlü istismar) adı veriliyor; bu istismarın çocuklar üzerinde yarattığı stres ileri yaşlarda hayatlarını zorlaştırıyor. Öyle ki bu etki çocukların yetersizlik duygularıyla sınırlı kalmayarak beyin gelişimlerini ve majör depresyon gelişimlerini de etkiliyor.
Farklı araştırma raporlarına göre bazı ülkelerde %20’ye varan oranlarda arttığı tahmin edilen sözlü istismara maruz kalan çocukların davranışları, öğrenme süreçleri ve hayatlarının tüm evrelerindeki gelecek çabaları olumsuz yönde etkileniyor.
Çocukların sözlü ve duygusal istismarı, yetişkinlerin çocukken yaşadıklarının bir tekrarı olabilir ve bunun düzeltilmesi mümkün. Peki ne yapılmalıdır? Öncelikle ebeveynlerin yaptıkları hatayı kabul etmeleri gerekir. Hatadan geri dönmek ve tekrarlamak için ise uzman yardımı alınabileceği gibi bu konuda yazılmış farklı kaynaklar okunabilir.
Kaynak: https://drpatfarrell.medium.com/