Beden olumlama, birey sağlıklı dahi olsa, “ideal ölçüde değilse, çirkindir” tabusunu yıkmaya yönelik, kendinden ziyade başkasına nasıl baktığını, şişman, zayıf, çilli, sivilceli, siyahi, beyaz, engelli, yaralı, dövmeli, rastalı gibi idealize edilmiş beden algısına uymayan tüm bedenleri kapsayan bir hareketi tanımlıyor.
Beden olumlama, obezite propagandası, marjinal bir hareket ya da sadece kadınlara yönelik bir sosyal hareket değil, eril kültürü değiştirmek adına da önemli bir adım.
Nereye baksanız, rüya bedenleri satan reklamlar görürsünüz. Örneğin yaz mevsimi gelince zayıflama çayları, diyet programları, egzersiz aletleri satan reklamlar yağmur gibi yağar.
Beden olumlama problemi
Bu hareket, iyi niyetlere sahip olsa da faydadan çok zarara neden olabiliyor. Aşırı yeme bozukluğu söz konusu olduğunda, imaja veya vücut şekline odaklanmak, sağlıklı yaşamı zorlu bir mücadele haline getirebiliyor.
Kaygı, sıkıntı, depresyon veya öfke gibi zorlayıcı ruh hallerinde özellikle yetişkinler, yemek yiyerek ruh halini düzenlemeyi tercih edebiliyor. Bazı teorisyenler bunu duygu durum intoleransı olarak da düşünüyorlar.
Yeme, tetikleyici ruh halinin farkındalığını azaltan bir davranış. Duygusal yeme, aşırı yeme bozukluğunda önemli bir faktör.
Çözüm imajda değil
Peki, beden olumlama veya vücut şekline odaklanmak yerine öz bakım, sağlık ve zindelik üzerine odaklanırsak ne olur?
İyi görünmeyi ve olmayı, beden imajından öz bakıma ve sağlığa yeniden çerçevelemek, kendimize bakışımızı değiştirebilir. Vücut şeklimiz zamanla, yaş, yerçekimi ve deneyimlerle şekil değiştirir.
Beden olumlamayı uygularken bile, beden imajına aşırı değer vermek, bedenlerimiz değiştiğinde cesaretimizin kırılmasına karşı bizi korumaz.
Bunun yerine kişisel bakıma, sağlığa ve uzun yaşama odaklanırsak, ruh halimizi iyileştiren ve sağlık sorunlarını önleyen kalıcı beceriler geliştirebiliriz.
Vücudunuzun ihtiyaçlarını dinleyin
Aşırı ve hızlı yemek yiyen bir grup kadınla yapılan bir çalışmada haftalık yoga programı uygulanarak hareket ve dinginlik, meditasyon ve nefes yoluyla fiziksel farkındalık vurgulandı.
Çalışmada kilo verme veya diyet konusunda hiç tavsiye yoktu. Bunun yerine, yemek sırasında öğünlerdeki dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmaları, ağızlarına ne kadar yiyecek koyduklarına dikkat etmeleri, yemeğin tadına varmaları ve bir lokmayı yutmadan diğerini almamaları, söylendi.
Kadınlar, kendilerinden ne kadar kopuk olduklarını fark etmeye başladılar, bedenlerini dinleyerek onunla daha çok bağ kurdular ve bedenlerinin neye ihtiyacı olduğunu fark ettiler. Beden imajı yerine dürtüselliği hedefleyerek, insanlar bedenlerini dinlemeyi ve bedenleriyle daha derin bir şekilde iletişim kurmayı öğrenirler. Vücut şekli gibi yüzeysel endişelere kapılmazlar.
Sağlık, beden imajından önceliklidir. Bedenlerimizi nasıl gördüğümüze öncelik vererek, hepimizi rahatsız eden milyarlarca dolarlık diyet kültürünü besliyor olabiliriz.
Beden olumlama hareketi bedeni sevmeyi şart koşmaz, esas olan onu kabul etmek ve onunla uyum içerisinde yaşayabilmek… Sağlık, zindelik ve öz bakıma odaklanmak en önemlisi.
Kaynak: https://medium.com/