İnsan olarak sosyalleşme, toplu olarak organize olma ve belki de en önemlisi kültür yaratma ve iletme yeteneklerimiz nedeniyle diğer hayvanlardan farklıyız. Beynimizin de diğer hayvanlardan daha hızlı evrimleştiği bir gerçek. Ama bilime göre bizler hala gelişmeye devam eden bir çeşit hayvanız. Bu yaklaşım, yaşadığımız dijital çağda hala bazı adaptasyon zorlukları yaşamamızın nedenini açıklıyor olabilir.
Nasıl diye sorarsanız, şöyle açıklamaya çalışalım: Beynimiz için nasıl uyum sağlayacağımızı anladığımız yer, kısmen zaman ve mekanla ilgilidir. Dijital iletişim araçları ise her zaman üzerimizde bir hız talebi oluşturuyor. E-postalara, mesajlara neredeyse anında yanıt vermek zorunda hissediyoruz. Gerçek dünyadaki olaylar ve faaliyetler zaman ve mekan açısından sabit. E-postalar, mesajlar, tweetler gönderiyoruz ve siber uzaya gidiyorlar. Alıcı bunları aldığında ise fiziksel olarak orada olmamız gerekmiyor. Beynimiz binlerce yıl boyunca fiziksel dünyadaki hayata adapte oldu. Yelkenli gemilerin ve atlı arabaların, ardından arabaların ve uçakların, radyo ve telefonun devreye girmesiyle hayat hızlandı. Beyinlerimiz, ilginç bir şekilde, yüz binlerce yıl önce daha büyüktü. Sürekli tetik halindeydik ancak hayatımıza yönelik tehditler azaldıkça, beynimiz biraz küçüldü.
Diğer hayvanlardan daha hızlı evrimleştik ve beyinlerimiz daha esnek olduğu için kültürü geliştirdik. Ancak dijital teknolojiler, özellikle sosyal medya, yazılım ve akıllı telefonlar gibi bilişsel yeteneklerimizi etkileyenler, beynimize yüz binlerce yıldır deneyimlemediğimiz yeni bilişsel talepler getiriyor. Bilişsel çağa girerken bir bakıma beyinlerimiz yeni adaptasyon zorluklarıyla karşı karşıya.
Artık iki dünyada yaşıyoruz. Bunu daha önce yapmak zorunda kalmamıştık. Fiziksel dünyada zamanı ve mekanı nasıl yöneteceğimizi biliyoruz ancak dijital dünyada o kadar iyi değiliz. Bu bize yeni bilişsel stresler getiriyor. Birçok farklı yazılım uygulaması ve hizmeti, cihaz bildirimleri kullanmaktan günün sonunda yoruluyoruz. Her zamankinden daha fazla bilgiyi daha fazla yerde ve alanda daha hızlı işlemek zorundayız.
Bu yüzden artık dünyada, ormana girip her şeyi kapatmaktan oluşan dijital bir detoks hakkında konuşuluyor. Birbirimize yavaş yavaş çevrimiçi nasıl davranılacağını öğretiyoruz, dijital yaşamlarımızda oyunun kurallarını geliştiriyoruz. Hatta bu nedenle Kanada’nın Ontario eyaletinde hükümet, işverenlerin çalışanları mesai saatlerinden sonra e-postalarla uğraşmaya zorlamaması için kısa bir süre önce “Bağlantıyı Kesme Hakkı” yasasını getirdi.
Bunların hepsi, aynı anda iki dünyada yaşama konusunda birbirimize öğrettiğimiz ve öğrendiğimiz yollar. Bununla birlikte bilim, Bilişsel Çağda büyük olasılıkla uyum sağlayabileceğimizi gösteriyor. Yapay zeka ve robotlar gibi teknolojiler geliştirdikçe, bunları kültürlerimize ve toplumlarımıza uyarlamayı ve entegre etmeyi öğreneceğiz. Yol boyunca zaten tümsekler olacak ama bu bizim doğamız. Evrim, beyinlerimizi ve onların gelişme yeteneklerini destekledi. Kültür adapte olmamızı sağladı. Bu yeni dünyaya da uygun şekilde adapte olmayı elbette öğreneceğiz.
Kaynak: www.medium.com