Beynin doğuştan gelen ve genetik tarafından belirlenen bir kapasitesi vardır. Bu kapasitenin etkin kullanılması ise kişinin yapacaklarına bağlıdır.
Bilim dünyası yaşanan çarpıcı gelişmelere rağmen beyin hala üzerinde en az bilgiye sahip olunan organ. Bilim insanları, yapılan çalışmalarda insanoğluyla tüm sırlarının paylaşmamak üzere adeta ant içmiş olan beynin potansiyelinin çok küçük bir kısmını kullanıldığını ortaya koyuyor.
Bu sonuç üzerinde okullarda verilen eğitimin de rolü yadsınamaz. Zira okullarda daha ziyade beynin sol tarafını geliştiren matematik, fen bilgisi ve Türkçe gibi derslere önem verilirken beynin sağ tarafını geliştiren resim, müzik, el sanatı gibi dersler göz ardı ediliyor. Halbuki tarihe adını altın harflerle yazdırmış olan başarılı portrelere bakıldığında bu kişilerin beynin her iki yarısını da etkin bir biçimde kullanabilen insanlar olduğu görülür.
Öğrenme kapasitesi nasıl geliştirebilir?
Kitap okumak en faydalı yöntemlerden biridir. Zira kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar sağ tarafta hayal edilir. Bulmaca çözmek de beyin için yapılacak en iyi egzersizlerden biridir. Öğrenilen bilgilerin daha da iyi kavranabilmesi için bu bilgilerin pratiğe dökülmesi ve görsel nesneler aracılığıyla desteklenmesi de kavramaya olumlu yönde katkıda bulunur. Bugün toplumdaki işlerin büyük bir kısmı beynin sol tarafının kullanıldığı mesleklerden oluşuyor. Bu nedenle beynin sağ tarafının da etkinliğini artırarak her ikisinin koordineli bir şekilde çalışmasını sağlamak adına resim, müzik veya el işi gibi hobiler edinmek de son derece önemli.
Bol egzersiz bol oksijen
Bol bol spor yapmak, yeterli miktarda uyumak ve beslenmeye azami derecede özen göstermek de beynin dinç ve güçlü kalmasına katkıda bulunuyor. Özellikle spor olumsuz düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesine yardımcı oluyor. Düzenli egzersiz yapanların sınav ve hafıza testlerindeki başarısının yüzde 15 arttığı görülüyor. Bu durum beyne bol oksijen gitmesine bağlanıyor. Ayrıca egzersiz sırasında salgılanan hormonlar yeni beyin hücreleri yapılmasını tetikliyor.
Müzik ruhun da beynin de gıdası
Müzik dinlemek ise beynin farklı bölgelerini aynı anda aktive ediyor. Bu sayede de beynin olaylara arasında bağlantı kurma sürecini pekiştirmeye yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalar da düzenli olarak klasik müzik dinleyen kişilerin, diğer müzik çeşitlerini dinleyenlere göre hafıza testlerinde daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor.
Alkol ve sigaradan uzak durun
Sigarayla içkiden uzak durmak da hafızayı korumaya yardımcı oluyor. Alkol beyinde yorumlamayı ve düşünmeyi kontrol eden bölgeyi yavaşlatıyor. Böylece kişinin hatırlama, karar verme ve anlama gibi normal akli görevlerini yürütmesine engel oluyor. Sigaranın beyin hücrelerini tahrip ettiği ve yeni hücrelerin üretilmesini durdurduğu ise pek çok bilimsel makalede yer alıyor. İçki ve sigaranın beyindeki bu tahribatı ise hafızayı olumsuz yönde etkiliyor.
Uyaranlara dikkat
Önemli bir konuyu öğrenmeye çalışırken dikkat dağıtacak uyaranlardan uzak durmak ve beş duyuyu da o konuya odaklamak gerekiyor. Ayrıca gün içinde 1-2 fincan kahve içmek de beyni şarj ediyor. Ancak daha fazlası kişiyi yorup tam tersi etki yaratabiliyor. Bazı besin kaynakları hafıza için diğerlerine göre daha önemli. B vitaminlerini içeren yiyecekler bu konuda birinci sırada geliyor. B vitaminlerinin eksikliği yorgunluğa, hafıza ve zekâ performansının zayıflamasına neden oluyor. Oksijenin beyine taşınmasını sağlayan demir de beynin beslenmesinde önemli bir yere sahip.