Birçoğumuz zamansızlık ve hızlı yaşam koşulları sebebiyle fast-food’un dozunu kaçırabiliyoruz. Oysa fast-food gıdaların birçoğunda kullanılan kimyasallar ve koruyucular nedeniyle sağlığımız bozulabilir. Besin değeri düşük, anlık doyuma ulaştıran lezzeti büyük olan bu gıdalar hakkında bilmeniz gerekenler…
Modern yaşamın getirdiği beslenme türü olan “Fast Food”, cazibesiyle sağlığımızı etkilemeye devam ediyor. Bunun nedeni, hızlı yemek seçeneğini uygun, sürekli erişilebilir ve bağımlılık yapıcı olarak tutmak için kullanılan maddeler. Bu kimyasallar ve koruyucular vücudumuz için tehlikeli.
Her yıl, binlerce kimyasal icat ediliyor ve kolektif ekosistemimize dahil ediliyor.
Bu kimyasallardan bazılarına ve bunların vücudumuzda ne yaptıklarına bir göz atalım:
Propilen glikol
Fast-food endüstrisinde baharat konsantreleri, gıda boyaları ve tatlandırıcılarda kullanılıyor.
Antifriz, elektrikli sigara ve deodorantlarda sıkça kullanılan, merkezi sinir sistemine zarar veren, alerjileri azdıran, görme problemlerini arttıran ve dermatolojik hastalıklar yapabilen sentetik bir madde.
Karamel Renk (Hem 2 hem de 4-metilimidazol içerir)
Sülfit ile reaksiyona giren, 2 ve 4-metilimidazol oluşturan amonyaklı şekerlerin ortaya çıkardığı, sentetik gıda katkı maddesi. Yiyeceğin rengini korumak, renk değerini artırmak ya da renk doğal olarak bulunmadığında ekleniyor. Fast-food ürünleri incelediğimizde, bu rengin daha yaygın kullanıldığını görürüz.
Silikon dioksit
Bildiğiniz kum… Fast-food restoranları, çorba ve sos gibi ürünlerde topaklanmayı önlemek için bu katkı maddesini kullanıyor. Çimento, seramik ve camda bulunur.
Geçirgen bağırsak sendromuna neden olabilir.
Selüloz
Yani talaş! Görevi, vücudunuzun fast-food ürünleri, normal yiyeceklerden daha hızlı işlemesini sağlamak. Selüloz, doğal bir madde olsa da vücudumuz onu sindirmez. Yiyeceklerin hacmini arttırmak için kullanılır. Çok miktarda alınırsa sindirim sisteminize zarar verir.
TBHQ
Tersiyer butilhidrokinon, petrolden üretilen bir madde. Kozmetik ürünlerde bulunuyor. Fast-food restoranlarında, sıvı ve katı yağların bozulmasını ve yiyeceklerin eskimesini önlemek için kullanılıyor. Ayrışması -tabii ayrışırsa- çok uzun sürüyor. Uzun vadeli kullanımı dikkat bozukluğu, mide kanseri, mide bulantısı, kusma, kulak çınlaması, deliriyum ve DNA bozulmasına neden olur.
Dimetilpolisiloksan
Silikon yağı, kontakt lens, bazı macun ve kayganlaştırıcı jellerin yapımında ve göğüs implant’larında kullanılır. Biyolojik olarak parçalanma özelliğine sahip olmayan bu yağ, fritözlerindeki yağın köpürmesini önlemek için kullanıyor. Bu da restoranların yağlarını sık sık değiştirmek zorunda olmadıkları anlamına geliyor.
Gözlerinize ve solunum sisteminize de zarar verir, yoğun akneye sebep olur.
Sodyum asit pirofosfat
Bu kimyasal, yenilebilir bir fosforik tuz. Mayalamada ve renk kaybını önlemede kullanılıyor. Yiyecekleri yumuşak tutarak, küflenmelerini, kurumalarını, kararmalarını ve katılaşmalarını engeller.
Vücutta görme sorunlarına ve kardiyovasküler hastalıklara, dehidrasyona, elektrolitlerde dengesizliğe, kemik ve diş çürümesine neden olabilir.
Sağlığınız ve güvenliğiniz için fast-food yiyeceklerin, sağlıklı, dengeli ve yavaş beslenmenin yerini tutmayacağını unutmamalıyız.
Kaynak: