Dünya üzerinde üretilen en mucizevi besinlerden biri olan bal, kahvaltıları bir şölene dönüştürüyor, yemeklere tat katıyor, hastalıklara da iyi geliyor.
Canlı yaşamının devamının sağlanmasında önemli rol oynayan arıların en büyük mucizelerinden biri de sağlık üzerine faydalarının saymakla bitmediği bal. Tarih boyunca önemini hiç yitirmemiş olan balın geçmişi M. Ö. 5 bin yılına kadar uzanıyor. Tarihi kaynaklar bu tarihlerde insan ırkının balı keşfederek arıların kaya çatlakları ve ağaç kovuklarına yapmış oldukları yuvalardan bal topladıklarını ortaya koyuyor.
Balı meydana getiren bileşikler
Balda ortalama %80 oranında glikoz, sakkatoz, früktoz , %17 su ve organik asitler, mineral tuzlar, vitaminler, proteinler, fenolik bileşikler, yağlar ve serbest amino asitler
gibi diğer minör bileşikleri bulunuyor. Balın içeriğinde aynı zamanda, laktonlar, vitaminler (B1, B2, C ve nikotinik asit), polen, balmumu ve pigmentler de yer alıyor. İçeriği elde edildiği bitki türlerindeki farklılıklara, iklim ve çevresel koşullara bağlı olarak değişmekle birlikte balda temel olarak su, potasyum, kalsiyum, magnezyum, bakır, manganez, demir, klorür, sülfür, fosfor ve silisyum inorganik bileşikler bulunuyor.
Her kaşığı şifa dolu
Antioksidan ve antimikrobiyal özelliği nedeniyle bal, ilk çağlardan beri yanık tedavisinde, sindirim sistemi bozukluklarında, astım, enfeksiyonlu yaralarda ve deri ülserinin tedavisinde kullanılıyor. Baldaki antioksidan maddeler, kalın bağırsak iltihabının kolona verdiği hasarı azaltıyor. Yapılan bazı çalışmalar, balın sistemdeki probiyotik bakterileri artırmada etkili olduğu, bu sayede, bağışıklık sistemini güçlendirmeye, hazımsızlığı azaltmaya, kolesterolü düşürmeye ve kolon kanserini önlemeye yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. Antibakteriyel özelliğe sahip olması nedeniyle bal aynı zamanda ağız, boğaz ve bronş enfeksiyonlarına karşı da birebir. Bal ayrıca böbrek fonksiyonlarını düzenliyor, uykusuzluğu gideriyor, ateş düşürüyor, kalp, dolaşım sistemi hastalıklarına ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı da kullanılıyor. İçeriğinde bulunan enzimler, bağırsaktaki mantarları ve zararlı bakterilerin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor.
Ancak her güzel şeyin olduğu gibi balın da fazlası zarar. Zira balın içinde bulunan şeker, direkt kana karıştığı için özellikle şeker hastalarının tüketirken çok dikkatli olmaları gerekiyor. Uzmanlar 12 aydan küçük bebeklere bal yedirilmemesi konusunda hemfikirler. Çünkü arılar bal yaparken adı kolostridyum botalium denilen bakteriyi üreten kalıntıları bala bırakıyor. Bu bakteri ise bebeklerde botulizm denilen zehirlenmelere, bu zehirlenmeler de çocuğun sinir sistemini etkileyerek hasarlara yol açabiliyor.
Her derde deva bal karışımları…
Eğer ishalden muzdaripseniz 1 bardak soğuk suya, 1 tatlı kaşığı bal karıştırıp için. Eğer kabızlıktan şikayetçiyseniz suyu ılık olarak tüketin. Yoğun stres altındaysanız süt ile balı karıştırıp içmek, pratik ve etkili bir formül. Kış mevsiminin kendini hissettirdiği bir dönemdeyiz. Bu dönemde hepimizin şikayetçi olduğu boğaz ağrılarını engellemenin yolu da baldan geçiyor. 1 bardak ılık sütün içerisine 1 tatlı kaşığı bal ve bir çay kaşığı zencefil ilave ederek içerseniz boğaz ağrılarınızın hafiflediğini göreceksiniz. Bu karışım ayrıca mide rahatsızlıklarına da öneriliyor. Yüksek ateşin ve soğuk algınlığının o kötü etkilerini yok etmek için de bal ve limon karışımından yararlanabilirsiniz. Balın içine kestiğiniz limon dilimlerini koyarak tüketebilirsiniz.
Arı sütü nedir? Ne işe yarar?
Arı sütü temel olarak anne sütü gibidir. Arıların yavru arıları beslemek için kendi vücutlarından salgıladıkları arı sütü, aynı zamanda kovandaki kraliçe arının yaşam boyu kullandığı besin maddesidir. İşçi arılar ortalama 45 günlük bir yaşam süresine sahipken arı sütü ile beslenen kraliçe arı 5-7 yıl arası yaşar. Bu da arı sütünün ne derece önemli bir besin kaynağı olduğunun kanıtıdır. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, düzenli bir şekilde arı sütü tüketilmesi çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişime katkıda bulunur.
Bal cenneti Türkiye…
Arı kolonisi varlığı ve bal üretimi konusunda dünyada çok önemli bir yere sahip olan Türkiye, aynı zamanda coğrafi özellikleri sebebiyle de arıcılık için son derece uygun bir tablo çiziyor. Dünyadaki bal verimi yüksek olan bitkilerden 3 bini endemik tür olmak üzere 12 bin çeşidi ülkemizde bulunuyor. Bu nedenle Türkiye’de üretilen bal, küresel arenada kalite
ve çeşit anlamında rakipleri arasından kolayca sıyrılıyor.
Derleme kaynaklar: www.medikalakademi.com.tr www.webcache.googleusercontent.com www.tab.org.tr
www.tarimpusulasi.com