Evcil bir can yoldaşı ile yaşamanın verdiği keyif paha biçilemez. Köpekler, hayata neşeden fazlasını katıyor. Deneysel araştırmalar, evcil hayvanların psikolojik ve fiziksel esenlik sağladıklarını gösteriyor.
Öncelikle iyi arkadaşlar. Ötesi de var; köpekler yürüyüşe çıkmak ve oyun oynamak gibi aktivitelerle bireyi zinde tutuyor. Sabah erken kalkmak için, dışarı çıkıp hareket etmek için yalnızca harika bir yol arkadaşı değil aynı zamanda harika bir vesile köpekler. Her gün onlarla yapacağınız sadece birkaç kısa yürüyüş sayesinde fiziksel olarak daha aktif olacaksınız. Bir köpeğe sahip olmak, en başta ömrü uzatıyor.
Stresli durumlarda, bir evcil hayvanın varlığı vücudumuzun doğal fizyolojik tepkisini azaltıyor, kan basıncını ve kalp atış hızını düşürüyor. Bireyi daha mutlu ve sağlıklı tutan evcil hayvanlar, kronik veya ölümcül bir hastalıkla başa çıkmak gibi stresli yaşam deneyimlerinin olumsuz etkilerini tamponlamaya yardımcı oluyor.
Köpek sahibi olmak yalnızlığı azaltıyor. Köpekler mutlak ve koşulsuz sevgi sağlıyor. Sizi her gördüğünde mutluluğunu ifade eden bu harika canlılar sayesinde yeni arkadaşlıklar tesis etmek kolaylaşıyor. Araştırmalar evcil hayvan sahiplerinin komşularını tanıma oranının yüksek olduğunu gösteriyor. Köpek sahiplerinin, sosyalleşerek tanıştıkları diğer kişilerle arkadaş olma olasılığının diğer evcil hayvan sahiplerinden yüksek olduğu biliniyor.
Dünya çapında 3 milyondan fazla katılımcı üzerinde yapılan bir araştırmanın ilginç sonuçları bulunuyor; köpek sahiplerinin ölüm riskinde %24’lük bir azalma olduğunu, hatta daha önce kalp krizi veya inme geçirmiş olanlar için %31’lik bir düşüş olduğunu, köpek sahiplerinin, büyük bir kardiyovasküler olay geçirdikten sonra köpekleri olmayanlara göre daha iyi sağlık sonuçları elde ettiklerini görüyoruz.
İyi günde kötü günde
Yaşlanma, yaşam döngüsünün doğal ve kaçınılmaz parçası. Irksal farklılıklar olsa da köpeklerde 7 ile 11 yaşları arası yaşlılık dönemi. Fiziksel görünümlerinde belirgin bir farklılık oluşmasa ve enerjilerinde fark edilebilir bir düşüş yaşanmasa da sevgili dostlarımız, yetişkinlik dönemini geride bırakıp kendilerini bekleyen yeni devreye adım atarlar. Yaşamlarının önceki süreçlerine oranla daha az hareket ederler, işitme ve görme yetenekleri eskisi kadar iyi olmaz, dişleri eski gücünü kaybeder, çiğneme gereksinimleri değişmeye başlar, bağışıklık sistemleri zayıflar, bazı hastalıklara karşı yatkınlıkları artar, derilerinde et benleri çıkıp gitgide çoğalır, açık renkli bir derisi varsa kararmaya, koyu renk tüyleri beyazlamaya başlar ve kimi zaman da bunama görülebilir. Yine de yaşlılık süreçlerinde oldukça konforlu, mutlu ve sağlıklı olabilirler.
Onlara altın çağlarında destek olmak için bakım planlarında değişikliklere gidebiliriz. Beslenmelerine dikkat edip ihtiyaçları doğrultusunda bir diyet uygulayabiliriz. Egzersize ihtiyaçları olduğunu unutmadan rutinlerini ayarlayabiliriz. Düzenli veteriner ziyaretlerini, aşılarını, ilaçlarını, takviyelerini aksatmadan verip ağız sağlıklarının korunmasına da dikkat edebiliriz. Cilt ve tüy temizlikleri için daha özenli olup daha derinlemesine temizlikler yapabiliriz. Hayat konforlarını artıracak değişiklikler yapıp onlara daha fazla zaman ayırabiliriz.
Kaynak: https://medium.com/illumination/