İnsanlık neredeyse varoluşundan bu yana uzun yaşamın sırlarını arıyor. Bunun için çeşitli yöntemler deniyor ve doğadan da bu konuda destek alıyor. Bitkilere başvurmak yaşlanmayla mücadele etmek için en çok tercih edilen yöntemlerden. Daha önce her gün belirli bir miktar kahve tüketerek daha uzun ve sağlıklı yaşayabileceğinizi duymuş muydunuz? Bazı bilimsel araştırmalara göre kahve sağlıklı yaşamın süper besini!
Birçok ülke, eksojen diyet antioksidanlarının çoğunu herhangi bir gıda, bitki veya besin takviyesinden ziyade içeceklerden elde ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, İspanya ve Norveç’te bu içecek, “tanrıların nektarı” olarak kabul edilen kahveden başkası değil.
Yapılan son araştırmalar kahve tüketiminin tüm nedenlere bağlı ölüm oranını azalttığını, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve kanser riski dahil olmak üzere çok çeşitli sağlık sorunlarında zarardan çok fayda sağladığını gösteriyor.
Bir fincan demlenmiş kahvede 1000’den fazla farklı kimyasal bileşen tanımlanmış durumda. Koyu kavrulmuş kahve daha yüksek antioksidan etkiye sahip ancak daha az serbest polifenol içeriyor.
Hafif kavrulmuş, ince öğütülmüş kahve çekirdeklerinden demlenmiş kahve en yüksek polifenol içeriğini içerirken, orta öğütülmüş koyu kavrulmuş çekirdeklerden üretilen kahve en yüksek kafein içeriğine sahip.
Sabah saatlerinde tüketilmeli
Kahve tüketimi için en uygun saatler sabah saatleri. Metabolizmanın da en hızlı çalıştığı bu zaman diliminde önerilen miktarda kahve içmenizde fayda var. Zira sabah saatleri kortizol salgılanmasında katkı maddesi etkisi yapacak kadar erken, uyku kalitesini bozacak kadar geç değil. Besleyici bir kahvaltının ardından bir fincan kahveyle metabolizmanın daha hızlı çalışması sağlanabiliyor. Bu nedenle kahve, Amerikalıların diyetlerinde en büyük antioksidan kaynağı. ABD’deki insanların yarısından fazlası her gün kahve içiyor.
Kahve, sağlığı olumlu yönde etkileyebilecek iki ana bileşene sahip: Antioksidanlar ve kafein. Her iki madde sağlıklı yaşam adına faydalar sunuyor. Antioksidanlar, vücudunuzun serbest radikallerin neden olduğu hasarları onarmasına yardımcı oluyor. Kafeinin çeşitli semptomları iyileştirmeye yardımcı olduğu ve Parkinson hastalığı ve diğer yaşa bağlı beyin problemleriyle mücadelede önemli olabileceği belirtiliyor. Kahvenin kronik hastalık riskini azaltmak için farklı potansiyel faydaları da var.
Tüm bunlarla birlikte kahve tüketimi konusunda uyarılar da mevcut. Örneğin, kimi insanlar kafeinin etkilerine karşı daha duyarlı olabilir. Yüksek miktarda kahve tüketiminin uykusuzluğa ve terlemeye neden olabileceğini de hatırlatalım.
Kararında tüketmekte yarar var!