Atıştırma takıntınızın üzerinden gelmek için “Biri beni durdursun!” diyorsanız, işte size üç basit ipucu!
Kolay doyabilen birisi değilseniz, yedikten en fazla bir saat sonra mutfağa dönüyor ve gün içinde sürekli atıştırıyorsanız, iradeniz bunu durdurmak için her zaman yeterli olmayacaktır.
Açıııım!
Sürekli aç hissetmek can sıkıcıdır.
Sağlıklı olmak için, günde altı küçük porsiyon yenmesi gerektiği fikri popülaritesini kaybetti. Sık yemenin, aslında açlığı ve yemek yeme arzusunu artırabileceğini gösteren klinik çalışmalar yayınlandı.
Flaş haber: Tüm “uzmanlar” aynı değildir!
Sorgulayarak ve eleştirerek, doğru, bilimsel ve kanıta dayalı araştırmaları, gözlemsel çalışmalardan ve tıklama tuzağı bloglardan ayırabilmeyi, zamanla öğreniyoruz.
Asla doymuyor ve yeterince yemiş gibi hissetmiyorsanız, benzer hataları siz de yapıyor olabilirsiniz.
“Az yağlı” saplantısı
Az yağlıyı sağlıklı kabul ederek, ambalajında tüm cazibesiyle “yağsız” yazan süt, yoğurt, peynir, salata sosları ve diğer şeyleri satın alıp tüketiyorsunuz belki de. Sağlıklı yiyeceklerle beslendiğinizi düşünerek yanılıyorsunuz. Bunları yediğinizde, sizi bir sonraki öğüne kadar idare edecek şekilde beslenmiyorsunuz. Az yağlı ürünlerin faydadan çok zarar verdiğini gören gerçek uzmanlar, bunu değiştiriyorlar.
Atıştırma
Öğününüzde yeterince yemediğiniz için atıştırırsınız. Öğünlerinizde doyana kadar yerseniz, çok fazla atıştırma yapmanıza gerek kalmaz.
Tam olarak neden doyamadığınızı araştırınca, çok mantıklı sonuçlara varabilirsiniz.
Öğünde az miktarda ve yağsız yediğiniz için doymuyor ve atıştırmalıkların peşine düşüyorsunuz. Bu döngü, bir sonraki öğünde tekrarlanıyor ve günde ortalama, 6-8 defa, yani çok sık yemek yiyorsunuz.
Yeme içgüdüsü
İçgüdünüze bağlı olarak acıkınca yemek, mükemmel bir dünyada benimsenmesi gereken, güzel bir felsefedir. Çoğu insan, yemek söz konusu olduğunda içinden gelen sesi dinleyemez, çünkü o sesin neye benzediğini bile bilmez. Tüm hayatımız boyunca biriktirdiğiniz önemsiz beslenme bilgilerini silmek ve temiz sayfa ile yeniden başlamak, ciddi bir zihinsel formatlama gerektirir.
İşte çözümler!
1.Biraz daha yağ
Doyduğunuzda, vücudunuza sinyal veren yağlar ve protein salgılayan hormonlar var. Hormonlarınızı yiyeceklerinizle yönetebilirsiniz.
Öğünlerinizi kaliteli yağlarla doldurmaya başlayın. Salatalarınıza bol miktarda zeytinyağı koyun. Omletlerinize daha büyük parça peynirler ve daha çok zeytin ekleyin. Bunları denemek sizlere tatmin edici sonuçlar verecek ve yemek yediğinizde tok kalacaksınız.
2.Daha fazla protein
Çoğumuz yeterince protein almıyoruz.
Genel kural, günde kilogram olarak kilonuzun 1,2-1,6 katı kadar gram protein almaktır.
Yani, 60 kg ağırlığında ve hareketsiz biriyseniz, günde 72 gr protein almalısınız. Bu, öğün başına yaklaşık 24 g protein demektir.
3.Karbonhidratlar düşman değil
Makarna da karbonhidrattır kabak da ama kesinlikle aynı şey değiller. Rafine karbonhidratlar, hiç lif sağlamadıkları için sizi yemekten sonra acıktırırlar ve yorgun hissettirirler.
Pek çok insanın yeni bir sağlıklı beslenme rutinine geçince yaptığı ilk şey, karbonhidratları kesmektir. Elbette makarna ve ekmeği azaltabiliriz ama fasulye ve mercimek gibi rafine edilmemiş karbonhidratların tamamen ortadan kaldırılması sağlıksız sonuçlar verir. Kalori ihtiyacı hissetmeye başlarsınız ki bu da temelde yarı açlıktır. Vücudunuza sağladıkları faydalardan mahrum kalırsınız. Sürekli kalori hesabı yapmaktan yorulur ve sıkılırsınız.
Yemekler eğlenceli olmalıdır, bir angarya değil.
Yediklerinizin tokluğunuzu nasıl etkilediğini, doyma hissinin bir sonraki yemeği düşünmenizi engellediğini, kan şekeri seviyenizin düşmesi gibi endişeleriniz kalmadığını görmek, hayatınızı değiştirecektir.
Kaynak: