Daha fazla brokoli, karnabahar, lahana ve Brüksel lahanası yemek kan basıncını düşürmenin anahtarı olabilir mi? Yeni bir çalışma, turpgillerden sebzelerin tüketilmesinin, özellikle kan basıncı hafif derecede yüksek olan orta yaşlı ve yaşlı yetişkinler için kardiyovasküler sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, turpgil sebzelerin diğer sebze türlerine kıyasla kan basıncı üzerindeki etkilerini araştırmak için klinik bir çalışma yürüttü. BMC Medicine dergisinde yayınlanan bulgular, iki hafta boyunca günde yaklaşık dört porsiyon turpgil sebzelerden yemenin sistolik kan basıncında kayda değer bir düşüşe yol açtığını gösteriyor.
Brokoli, karnabahar, lahana ve diğer turpgil sebzelerin tüketilmesi, potansiyel sağlık yararları nedeniyle uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor. Bu sebzeler glukozinolat adı verilen ve sebzeler doğrandığında veya çiğnendiğinde sülforafan gibi biyoaktif maddelere dönüşen bileşikler bakımından zengin. Önceki araştırmalar, bu bileşiklerin anti-enflamatuar ve antioksidan özelliklere sahip olabileceğini ve potansiyel olarak daha iyi kardiyovasküler sağlığa katkıda bulunabileceğini öne sürüyordu.
Bu yeni araştırmada görev alan uzmanlar, “Kalp hastalığı riskini azaltmak için sebze alımının artırılması yaygın olarak tavsiye edilmektedir ve önceki gözlemsel çalışmalar brokoli, lahana ve Brüksel lahanası gibi turpgil sebzelerin diğer sebzelere kıyasla daha düşük kalp hastalığı riskiyle daha güçlü bir ilişkiye sahip olduğunu göstermiştir” diyor.
Araştırma detayları
VEgetableS for vaScular hEaLth (VESSEL) denemesi olarak adlandırılan bu çalışmada araştırmacılar, yaşları 56 ila 72 arasında değişen ve kan basıncı hafif derecede yüksek olan 18 katılımcıyla çalıştı. Katılımcıların çoğunluğu kadın ve Kafkas kökenliydi. Çalışmanın başlangıcında, katılımcıların ortalama sistolik kan basıncı (kan basıncı ölçümündeki en yüksek sayı) yaklaşık 136 mmHg idi, bu da yüksek olarak kabul ediliyor ancak henüz hipertansif aralıkta bulunmuyor.
Çalışmada çapraz bir uygulama yapıldı, yani her katılımcı hem turpgil sebzeleri hem de kök sebzeleri içeren bir beslenme programı izledi. Bu yaklaşım, araştırmacıların aynı bireylerde farklı tedavilerin etkilerini karşılaştırmasına olanak tanıyarak bireysel farklılıkların sonuçlar üzerindeki etkisini azaltmayı hedefliyor.
Turpgillerden sebze tüketilmesi sırasında katılımcılar iki hafta boyunca günde yaklaşık 300 gram (kabaca 4 porsiyon) brokoli, lahana, karnabahar ve lahana karışımı tükettiler. Bu sebzeler, biri öğle yemeği diğeri akşam yemeğinde olmak üzere çorba olarak tüketildi. Kontrol müdahalesi için katılımcılar patates, tatlı patates, havuç ve balkabağı da dahil olmak üzere eşdeğer miktarda kök sebzeyi yine çorba şeklinde aldılar.
Kan basıncı takibi
Araştırmacılar, müdahalelerin etkilerini ölçmek için 24 saatlik ayaktan kan basıncı izleme yöntemini kullandılar. Bu yöntem, gün ve gece boyunca düzenli aralıklarla otomatik olarak kan basıncını ölçen bir kan basıncı manşetinin takılmasını içeriyor ve klinik bir ortamda alınan tek ölçümlere kıyasla kan basıncı modellerinin daha kapsamlı bir resmini sunuyor.
Sonuçlar çarpıcıydı. Sadece iki haftalık turpgil sebze tüketiminin ardından katılımcılar, kontrol müdahalesine kıyasla 24 saatlik sistolik kan basıncında ortalama 2,5 mmHg’lik bir düşüş yaşadı. Bu etki, ortalama 3,6 mmHg’lik bir azalma ile gündüz saatlerinde daha da belirgindi.
2,5 mmHg’lik bir düşüş küçük görünse de, bunun kardiyovasküler sağlık üzerindeki potansiyel etkisini anlamak önemli. Önceki araştırmalar, kan basıncındaki mütevazı düşüşlerin bile kalp hastalığı ve inme riskinde önemli azalmalara yol açabileceğini gösteriyor. Aslında, araştırmacılar bu azalmanın majör kardiyovasküler olay riskinde yaklaşık %5’lik bir düşüş anlamına gelebileceğini belirtiyorlar.
İlginç bir şekilde, çalışmada ayrıca turpgillerden sebzeler tüketen katılımcıların kanlarındaki trigliserit seviyelerinin kök sebze tüketenlere kıyasla daha düşük olduğu tespit edildi. Yüksek trigliseritler kalp hastalığı için bir risk faktörü; dolayısıyla bu bulgu turpgil sebzelerin kan basıncını düşürmenin ötesinde ek kardiyovasküler faydaları olabileceğini düşündürüyor.
Sonuçlar umut verici olmakla birlikte, bunun sınırlı süreli küçük bir çalışma olduğunu belirtmek önemli. Bu bulguları doğrulamak ve turpgil sebzelerin kan basıncını düşürücü etkilerinin zaman içinde devam edip etmediğini belirlemek için daha büyük, daha uzun vadeli çalışmalar gerekli olacak.
Yine de bu araştırma, yediklerimizin kardiyovasküler sağlığımız üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğini gösteren ve giderek artan kanıtlara katkıda bulunuyor. Beslenme değişiklikleri yoluyla kan basıncını yönetmek isteyenler için turpgillerden sebze alımını artırmak, dikkate alınması gereken basit ve etkili bir strateji olabilir.