Bu yaz sadece ülkemizde değil dünyanın pek çok bölgesinde sıcaklık rekorları kırıldı. Hava hala sıcak, güneş yakmaya devam ediyor. “Ben bronzlaşıyorum, güneş yanığı olmuyorum” diyebilirsiniz. Ancak güneşten gelen ultraviyole ışınları cildinizi yaşlandırabilir veya dikkatli olmazsanız daha ciddi sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Soru ve cevaplarla merak edilenler için uzman yaklaşımları bu içeriğimizde…
Bronzlaşmak sağlığım için güneş yanığı olmak kadar kötü mü? Güneşe maruz kalarak biraz D vitamini almak iyi değil mi?
Uzmanlar, bronzlaşmış cildin güneş yanığı gibi acımasa veya soyulmasa da yine de güvenli olmadığını söylüyor. Georgetown Üniversitesi’nde dermatolog olan Dr. Maral Skelsey, “Eğer cildiniz konuşabilseydi, bronzlaştığınızda ‘Ah!’ derdi” diye durumu özetliyor.
Aslında, cilt tam da yaralandığı için bronzlaşıyor; ekstra pigmentasyon cildin kendini daha fazla hasardan koruma çabası olarak tanımlanabilir.
Dermatolog Dr. Patricia Farris, güneş yanıklarının uzun zamandır cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkilendirildiğini, ancak bronzlaşmanın da riski artırdığını ifade ediyor.
Bronzlaşma ve güneş yanıkları, güneş tarafından yayılan iki tür ultraviyole ışınına maruz kalmaktan kaynaklanıyor. Ultraviyole B ışınları güneş yanıklarına neden olurken, ultraviyole A ışınları daha derine nüfuz ederek bronzlaşmaya neden oluyor. Dr. Farris, her iki UV ışını türünün de kanser riskini artıran DNA mutasyonlarına neden olabileceğini söylüyor.
Ayrıca UVA ışınlarının DNA’ya doğrudan zarar vermenin yanı sıra bağışıklık sistemini de kanser riskini artıracak şekilde baskıladığı da ifade ediliyor. UVA ışınları kolajen ve elastin moleküllerini parçalayarak kırışıklıklara, kahverengi lekelere ve yıpranmış görünümlü cilde neden oluyor.
Peki ya D vitamini?
Uzmanlar, yeterli miktarda D vitamini almanın gerekliliğine vurgu yaparken D vitamini kaynaklarını seçme konusunda yanlış fikirlere sahip olduğumuzu söylüyor.
D vitamini, güneşin UVB ışınlarına maruz kaldıktan sonra ciltte sentezleniyor. Araştırmalar, açık tenli yetişkinlerin çoğunun ilkbahar ve yaz aylarında gün ortasında dışarıda 10 dakika kadar zaman geçirdikten sonra yeterli D vitamini alabileceğini ortaya koyuyor.
Dr. Farris, çalışmaların ayrıca güneş kreminin vücudun güneş ışığına maruz kalarak D vitamini üretme kabiliyetini önemli ölçüde bozmadığını gösterdiğini ifade ediyor.
Dr. Skelsey ise koyu tenlilerin vücudunun güneş ışığından çok fazla D vitamini sentezleyemeyebileceğini, bu nedenle somon, yumurta sarısı, zenginleştirilmiş süt ve meyve suyu gibi yiyeceklerin yanı sıra takviyelerden almanın daha güvenli olduğunu söylüyor.
Yaşlı yetişkinler gençlere kıyasla D vitamini sentezlemekte daha fazla sorun yaşayabiliyor. Bu nedenle, yaş ilerledikçe, D vitamini açısından zengin yiyecekler yemeyi veya takviye almayı ihmal etmemek gerektiği vurgulanıyor.
Güneşte nasıl güvende kalınır?
Cildi UVA ve UVB ışınlarından en iyi şekilde korumak için “geniş spektrumlu” olarak etiketlenmiş güneş kremi kullanılması öneriliyor. (Amerikan Dermatoloji Akademisi SPF 30’u öneriyor).
Güneş kreminin yetersiz uygulandığı da uzmanların dikkat çektiği konular arasında. Kişiler güneş kremini sürmeleri gereken kalınlığın sadece dörtte biri kadarında uyguluyorlar. Ayrıca yüzüyorsanız, üzerinize su sıçrıyorsa veya terliyorsanız, su geçirmez bir güneş kremi olsa bile her saat yeniden güneş kremi sürülmeli. Eğer ıslanmıyorsanız, her iki saatte bir tekrar uygulamalısınız.
Kaynak: