Önemli koleksiyonerlerin buluştuğu ortak nokta şu dur: Koleksiyonerlik derin bir tutku, bu tutkuyu tetikleyen de iki önemli faktör var. Öncelikle kişisel özellikler, yaptığı işe bağlı olan, ondan zevk alan ve yolculuğu varmaktan daha çok seven bir karakteriniz varsa koleksiyonerliğe yatkınsınızdır. Diğer faktör ise sanata dair samimi ilginiz ve sevginiz. Eğer bu gerçek sevgi yoksa çabanız yüzeysel kalır.
Collecting Contemporary kitabının yazarı Adam Lindeman ise çağdaş sanat dünyasının hızla önemli bir sosyal olay haline geldiğini iddia eder. Bir sanat eserini satın aldığınızda, özel bir kulübün parçası olur ve kendinizi ona ait hissedersiniz. Yani insan sanata yatırım yaparken, bir taraftan da hayatını zenginleştirecek bir yaşam tarzına yatırım yapar. Bu da koleksiyonerliğin olmazsa olmazıdır.
Çağdaş sanatı toplamak için üç temel motivasyon vardır: tutku, prestij ve yatırım. Tutku, kişiyi belirli niteliklere sahip sanatçıları ve eserlerini kovalamaya iten bir güçtür bu sebeple, diğer iki neden gerçek koleksiyoncu daha küçük ilgi alanıdır. Şimdiye kadar para kazanmak ya da ünlü olmak amacıyla büyük bir koleksiyon oluşmamıştır. Bu kişilerde en önemli motivasyon sanata karşı, derin bir ilgi ve güçlü bir motivasyondur.
Ayrıca Çağdaş Sanat, sadece bir yatırım aracı olarak görüldüğünde çekici ama riskli bir alana adım atılmış olur. Çünkü hiç kimse gerek bugünün sanatının gerek genç sanatçıların geleceğini kesin olarak öngöremez.
Koleksiyonculuk yalnızca özel bir arayış ya da hobi olmadığı için sosyal bir öneme sahiptir. Sanat dünyasına yatırım, sosyokültürel bir angajman gibidir. Sanatçılar, galeriler, müzayede evleri ve diğer birçok kurum ve uzman koleksiyonerlere güvenir. Onlar satın almaz ise sanatçılar üretemez, galeriler hayatta kalamaz, küratörler işlerini yapamaz ve sanatseverler sanatı izleyemez. Dolayısı ile koleksiyonerler bir ülkenin sanatsal ve kültürel yaşamına paha biçilmiş destek sağlarlar.