Duyguları anlama ve yönetme kapasitesi olan Duygusal Zekâ, araştırmacılar kadar İnsan Kaynakları yöneticilerinin de öncelikli gündeminde yerini aldı. Artık iş yerinde ya da dışında duygusal zekânın kişiliğe yararları reddedilemez bir gerçek. İnsan duygusunun inceliklerini iş yerinde kucaklayabilmek ise çalışanlar arasında iş birliği ve mutlu çalışma ortamını tetikliyor. Duygusal Zekâ nasıl yardımcı oluyor? Dünyaca ünlü davranış…
Kariyerinizin her noktasında “zor” insanlarla karşılaşabilirsiniz. Belki pandemi nedeniyle haftanın beş günü işe gitmiyor olabilirsiniz. Bugün gerçeğimiz esnek çalışma saatleri ya da uzaktan çalışma modelleri olsa da zor insanlar her ortamda zor olabilirler. Normal bir gün düşünün. Sabah da keyifle evden çıktınız. Karşı masanızda oturan çalışma arkadaşınıza içtenlikle “günaydın” dediniz. Ancak aldığınız cevap basit…
Kulağa nasıl geliyor bilemeyiz ama sanki bazılarımız için sanki o ofisten hiç çıkmamış gibi, bazılarımız için de sanki o ofise bir daha hiç giremeyecekmiş gibi… Hangi tarafta olursak olalım, ebeveynlerimizin ve tabii ki bizlerin gördüğü en garip yıllardan ve deneyimlerden geçiyoruz. Tabii ansızın olması, hiç olmayacakmış gibi düşünmemizde rol oynadı. Bir daha ne…
Yaşadığımız günler salgın nedeniyle sağlık sistemiyle sınavımız mı, okullar açık mı kapalı mı belirsiz olduğundan eğitim sistemiyle sınavımız mı siz karar verin. Bu dönemde ilk orta lise çağında ve hatta üniversitede okuyan çocuk ve gençlerin sosyal ve kurumsal hayata entegrasyonları kuşkusuz bu dönemle birlikte anılacak. X, Y, Z gibi harfleri tükettiğimize göre Pandemi Kuşağı diyebiliriz.…
Yaşamımızı güzelleştiren, değer katan en yakın dostlarımıza sadece sadece özel günlerde ya da olumsuz örneklerde değil, her zaman aynı hassasiyetle yaklaşalım. Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi, 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’teki UNESCO Merkezi’nde törenle ilan edildi. Beyanname 1989 yılında Hayvan Hakları Birliği tarafından tekrar düzenlendikten sonra 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü’ne sunuldu ve yine aynı içinde yıl halka açıklandı. Biz de…
Endüstriyel tarımdan agroekolojik tarıma geçmek ve doğa dostu yöntem ve teknikleri kullanmak hem sağlığımızı ve çevreyi korumak hem de giderlerimizi azaltmak ve gelirimizi artırmak için çare olabilir. Daha fazla bilgilenmek isteyenler linkte üreticiler için hazırlanan Zehirsiz Üretim Rehberi’ni inceleyebilirler. uretici-rehberi-1
Evimiz… Kendimizi en güvende hissettiğimiz kalemiz… Hele ki salgın günlerinde bu hissimiz daha da arttı. Çocuklar uzaktan eğitim, anne babalar uzaktan ya da esnek çalışma şartları nedeniyle evde. Evimiz güvenli diyoruz ama ev ortamında gün içinde yaşanan kazaları da hafife almayalım, acil durumlarda nasıl müdahale edeceğimize ya da kazaları nasıl önleyeceğimize gelin birlikte bakalım. Hepimizi…
Salgın günlerinde kalabalık ortamlarda bulunmuyor, dışarıda daha az vakit geçiriyoruz, öyle görünüyor ki bir süre daha bu şekilde devam edeceğiz. Bu dönemde bahçeli bir evde oturanlar nispeten şanslı çünkü kendilerine nefes alacak izole bir alan bulabiliyorlar. Bahçesi olmayanlar için ise önerimiz balkonlar. Küçük de olsa en azından bir balkonunuz varsa yapacağınız yaratıcı dokunuşlarla balkonunuzu keyifli…
Yaşam alanlarımızın zihnimizi nasıl etkilediğini bulmak için MR taramalarından yararlanan nöro mimarı uzmanlarına göre dekorasyonun sağlıklı bir yaşam üzerinde birebir etkileri bulunuyor. Mimari artık nöroloji ve psikiyatri gibi farklı disiplinlerle iş birliği içinde. Üniversitelerde de bu kapsamda çalışmalar sürüyor. Bu konu yeni yeni konuşuluyor olsa da uygulaması çok uzun zamandır görülüyor. Bilinen en eski örnekleri…
Hayatımız doğru bildiğimiz yanlış sarmalında geçiyor. Çoğu masum, bir kısmı bilgi eksikliği, diğer bir kısmı kasıtlı olarak yayılan yanlış haberlerden kaynaklanıyor. İnsan ve diğer canlıların sağlığına zarar veren; toprağı, suyu ve havayı kirleten ve tarımsal üretimi olumsuz etkileyen iklim krizinin nedenlerinden biri pestisitler. Türkiye’de bir grup çevre tarım hayvan dostu aktivist, toplumun ve gezegenin iyiliği…