Raw Food (Çiğ Beslenme) akımında ağırlıklı olarak sebze ve meyveler yer alıyor. Bir beslenme düzeninden çok bir yaşam biçimine dönüşen çiğ beslenme akımını Güzel Yaşa okurları için inceledik.
Ateş henüz bulunmadan önce insanlar her gıdayı çiğ tüketiyordu. Tabii bu dönemde ilkel insanlar sebze ve meyve ağırlıklı besleniyordu. Bugün ise “raw food” yani çiğ beslenme akımı yeniden gündemde. İlk olarak ABD’de natüropatik tıbbın destekçisi hekimler tarafından ortaya koyulan bu beslenme akımı detoks, alkali beslenme, veganlık ve benzer birçok beslenme düzeniyle ilişkilendiriliyor.
Sürdürülebilir sağlık arzulayan insanlar sebze ve meyvelerin gücünden yararlanarak adeta öze dönüş yaşıyor. Çiğ beslenen insanlar, birçok açıdan yararlı olan sebze, meyve, fındık, ceviz gibi yemişler ve tahılları bolca tüketiyorlar. Peki gıdalar neden pişirilmiyor? Bazı sebze ve meyveler 40°C’nin üzerinde pişirildiğinde besin değerlerini neredeyse yarı yarıya kaybediyor. Bu nedenle bu akımda 42°C’nin üzerinde pişirilmiş hiçbir gıda tüketilmiyor. Besinlerin yüzde 80’i çiğ sebze ve meyvelerden oluşuyor ve haftanın bir gününde yüzde 100 çiğ gıda tüketiliyor.
Serbest radikallerin düşmanı
Sebze ve meyvelerin antioksidan olması, onları daha sık ve bolca tüketmemiz için en önemli sebep. Antioksidanlar, vücutta ortaya çıkan serbest radikallerin bertaraf edilmesinde önemli rol oynar. Pek çok hastalığın sebebi serbest radikallerdir. Sebzemeyve tüketilmediği zaman yok edilemeyen serbest radikaller vücutta hastalıkların başlaması için gerekli zemini hazırlar. Oysa vitamin, mineral ve antioksidanlardan yana zengin besinleri tüketerek hastalıklara karşı tedbir de almış oluruz.
Neden bitkisel beslenmeliyiz?
Bu beslenme tarzı mide, pankreas ve bağırsakların doğru çalışmasına yardımcı olur. Çiğ tüketilen sebzeler kendi kendine sindirilebilir çünkü onlar hala canlı ve doğaldır. Bu nedenle doğal enzimler üretirler. Böylece pankreas da sindirim enzimi üretmez. Bedenimizin, baştan ayağa tüm hücrelerimizin sağlığı için uzmanlar sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Fakat bunları çiğ ya da pişirilmiş olarak tüketmek bireylerin tercihi.
Çiğ beslenme mitleri
Bu akımın yanlış anlaşıldığı en önemli konu ise çiğ sebze ve meyvelerin daha sağlıklı olduğu. Oysa bazı gıdalar pişirildiğinde daha sağlıklı bir besine dönüşebiliyor. Örneğin domates… İçinde bulunan likopen pişirildiğinde daha da güçleniyor.
Çiğ beslenme konusunda kararsız kalmış insanların kısa süreli detoks için bu gibi beslenme düzenlerine geçmesi de önerilmiyor. Zira bu bir yaşam tarzıdır. Kısa sürede etki görmek, yarar sağlamak ya da denemek için bir beslenme düzenini tamamen değiştirip sonra yeniden eski düzene geri dönmek vücudun dengesini bozabilir. En iyisi istikrarlı ve dengeli bir beslenme düzeni oturtmak. Bunu da çiğ ya da pişmiş gıdalarla sağlamak mümkün
Çiğ beslenme vücuda nasıl etki ediyor?
Beyin: Yüksek vitamin ve mineraller sayesinde beyin daha iyi çalışıyor
Dişler ve kemikler: Alkali değeri yüksek olan çiğ gıdalar kemikler için ihtiyaç duyduğumuz temel besinlerden kalsiyum ve magnezyumu sağlıyor.
Akciğerler: Astım, bronşit, sinüzit, kistik fibrosis, kronik ökrüsük gibi akciğer sorunları alkali ve çiğ beslenme ile düzelebiliyor.
Mide: Sindirim sistemi daha rahat çalışıyor.
Bağırsaklar: Çiğ beslenme sayesinde bağırsakların daha iyi ve rahat çalıştığı biliniyor. Üstelik gıdalardaki besin öğeleri de tam anlamıyla sindiriliyor.
Kalp: Kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı olan çiğ beslenme kolesterol ve kan basıncını da düşürüyor.
Böbrekler: Kereviz, kabak, kavun, salatalık gibi çiğ tüketilen gıdalar böbrekleri çalıştırıyor ve böylece kandaki üre ve toksinler azalıyor.
Karaciğer: Cildin güzelleşmesinde önemli rol oynayan karaciğer çiğ beslenme sayesinde toksinlerden arınarak daha rahat çalışır hale geliyor.
Kan: Klorofil açısından zengin olan besinlerin yer aldığı çiğ beslenme anlayışı kan hücrelerini güçlendirerek kansızlığın önüne geçiyor.
Çiğ mi yoksa pişmiş mi?
Çiğ tüketin
Pancar: Pancar beyin için çok yararlıdır ancak pişirildiğinde bu özelliğini yitirir.
Soğan: Çiğ tüketildiğinde çok daha besleyici. Üstelik eklemlerde kireçlenmenin önüne geçiyor.
Biber: Çiğ tüketildiğinde daha yüksek oranda C vitamini içeriyor. Kardiyovasküler sistemi korumaya yardım ediyor.
Pişirin
Domates: İçeriğindeki likopen pişirildiğinde daha iyi sindiriliyor. Kalp krizi riskini azaltıyor.
Mantar: Polisakkaritlerden yana zengin olan manta pişirildiğinde toksinlerinden arınıyor. Kolesterolü ve kan basıncını azaltmaya yardımcı oluyor. Çiğ ya da az pişmiş, karar sizin…
Çiğ ya da az pişmiş, karar sizin…
Brokoli: Mirosinaz adlı enzim brokoli pişirildiğinde yok oluyor. Bazı besin öğeleri de pişirilince harekete geçerek kolesterolü düşürüyor.
Havuç: Bazı polifenoller havuç pişirildiğinde yok oluyor. Ancak pişirildiğinde havucun betakaroten miktarı artıyor. Bu da bağışıklık sistemi ve gözler için A vitamininin artması anlamına geliyor.
Ispanak: Pişirildiği zaman beyin ve kalp için önemli olan C vitaminini ve folatı kaybeden ıspanakta kalsiyum, magnezyum ve demir gibi mineralleri açığa çıkıyor
Çiğ beslenme diyetinde tüketilebilecek gıdalar
Meyveler
Elma
Avokado
Muz
Dolmalık biber
Yaban mersini
Vişne
Böğürtlen
Salatalık
Kavun
Yenidünya
Erik
Hurma
İncir
Üzüm
Greyfurt
Mandalina
Kivi
Kumkuat
Limon
Lime
Mango
Nektarin
Portakal
Zeytin
Şeftali
Armut
Ananas
Nar
Frambuaz
Çilek
Domates
Sebzeler
Pancar
Lahana
Karnabahar
Pazı
Karalahana
Rezene
Süs Lahanası
Marul
Bamya
Yaban Havucu
Bezelye
Kabak
Turp
Kırmızı Biber
Kabak
Tohumlar, taneler
Badem
Kaju
Chia
Hindistan cevizi
Susam
Pekan cevizi
Ayçiçeği çekirdeği
Keten Tohumu
Makadamya cevizi
Ceviz
Otlar
Roka
Fesleğen
Frenk soğanı
Kişniş
Sarımsak
Zencefil
Nane
Kekik
Maydanoz
Biberiye
Kekik
Su teresi
Tahıllar
Arpa
Karabuğday
Nohut
Çemen
Buğday