Cildiniz size çeşitli işaretler veriyor. Onu dinlemenizde yarar var. Eğer sabah akşam cildinizi yıkadığınızda içiniz rahat ediyor ama bir yandan da gerilip kuruyorsa, sık yıkama alışkanlığından vazgeçmelisiniz. Cildinizin inceldiğini ve neredeyse damarların ortaya çıktığını fark ederseniz artık sıcak sudan vazgeçmenizin zamanı gelmiştir. Aslında kış aylarında ılık, yaz aylarında soğuğa yakın ılıklıkta içme suyuyla yüzünüzü yıkamalısınız. Hatta daha da iyisi, cildinizi ılık bir havluyla nazikçe silerek temizleyin; sonra kaynak suyu, losyon veya tonik püskürterek toparlanmasını sağlayın.
Bilindiği gibi bedenimizin saygıyla izlediği bir programı var: Gündüz bizi korur, yaşatır, gece boyunca da kendisiyle ilgilenip sorunlarına çözüm getirir. Biz de bu programa saygı göstermeliyiz. Peki bunun için hangi adımları izlemeliyiz? Öncelikle ciltle ilgilenmek konusunda belli bir yol izleyin. Sabah temizliğinden sonra nemlendirin. Özellikle dışarı çıkarken cildinize özen gösterin; kışın besleyin, yazın UV ışınlarından koruyun. Gece boyunca kendini onarması konusunda bir gece kremiyle ona yardımcı olun. Ama kremi iyice yedirdikten sonra yumuşak bir losyonla gözeneklerini açıp gece boyunca soluk almasını da sağlayın. Belli zamanlarda arındırıp belli zamanlarda maske ile canlandırın; hep belli zamanlarda olmalı ki cilt şaşırmasın…
D vitaminini unutmayın
Yaz kış UV ışınlarından korunalım diyoruz ama cildimizin D vitamin sentezi yapabilmek için güneş ışınlarına ihtiyacı var, dolayısıyla güneşten tamamen yoksun kalmamalıyız. Kaldı ki D vitamin eksikliği de son zamanlarda gündemde. Bu nedenle cildi dinlemek, izlemek ve özelliklerine, tepkilerine, nasıl renk aldığına dikkat etmek gerekir. Yaz boyunca kentte güneşe doğrudan maruz kaldığımız yerlerde, plajda, denizde güneşlenirken korunmak yeterli.