Yazı: Yaprak Özer
Pek çok konuda olduğu gibi çocukluk döneminde kurduğumuz ilişki erişkin yaşamımızın temelini oluşturuyor. Para da böyle! Harcama, tasarruf ve riskle ilişkimiz 7 yaşına kadar şekilleniyor. Farkına bile varmadan geliştirdiğimiz belki de hayatımızın en kritik alışkanlığında anahtar sözcük, anne baba.
Ebeveynlerimizin finansal bilgi düzeyleri bizim ileride olacağımız birey olarak müsrif, tutumlu, finansal anlamda başarılı, öngörü sahibi… gibi özelliklerimizi belirliyor. Araştırmadan çıkan sonuçlardan biri, kültürel nedenlerden dolayı çoğu ailede para konuşulmuyor, büyüklerimiz genellikle para konusunda ketum. Oysa keşke nasıl konuşacağımızı öğrensek.
Hemen kendi kendinize küçük ve basit bir deney yapabilirsiniz. Çevrenize bu gözle bakın parayla ilişkisi sağlıklı diyebileceğiniz kişileri sayın bakalım. Çok çıkmayacak. Hemen ardından şu soruyu yöneltmeme izin verin; parayla ilk ilişkinizi ne kadar geriye götürebiliyorsunuz? Eminim yanıt, kendinizle ilgili önemli ipuçları verecektir.
Cambridge Üniversitesi’nin 2013 yılında yayınladığı araştırma, çocuklarımızın geleceklerini şekillendirmek üzere çok zamanımız olmadığını göstermesi açısından önemli. Financial Times gazetesi haberlerinden birini okurken karşılaştığım bu ilginç araştırma, okuldaki matematik derslerine işaret ediyor, matematik parayla aramızdaki bağda, aileden sonra gelen diğer kilit. Çoğumuz matematik dersini sevmezdik, sevdiren de çıkmazdı. Çocukların matematikle arasına duvar örülmesine engel olmakla başlamalıyız.
Kendilerini para konusunda başarısız kabul edenler genellikle daha fazla kazanmanın tüm sorunlarına çözüm olacağını düşünüyor, altında yatan sorunları göz ardı ediyormuş. Piyangodan büyük ikramiyeyi kazananlar arasında mutlu sona ulaşan çok az kişi bulunmasının nedenlerinden birinin bu olduğu ifade ediliyor. Piyango örneği beni hep şaşırtmıştır. Haberlerde dar gelirli vatandaş büyük ikramiyeyi kazandı, dünyalar onun oldu diye başlayan hikaye bir süre sonra talihlinin yoksulluk içinde hayat mücadelesi verdiği dramatik sona dönüşür. Yanıt meğer finansal okur yazarlıktaymış. Varlıklı ailelerde sorun yaşanmadığına dair önyargının tamamen yanlış olduğuna dikkat çeken araştırmanın en heyecanlı yeri ise servet sahibi kişi ve ailelerde para güç için bir vekil olarak kullanılıyor bulgusu. Paranın ilişkileri kontrol etmek için araç olarak kullanılması yaygın. Zenginlere ait bir ilginç bulgu daha; pek çoğunun yüksek kredi kartı borcu olduğunu düşünmemekle hata yapıyormuşuz. Belli ki bardağın dolu tarafına bakmayı tercih ediyoruz. Sandıklarımızla gerçekler arasındaki makası kapatıp, çocuklarımızın dolu tarafta yaşamasını sağlamalıyız.
Çoğu zaman sorunun para olmadığı, hayatımızda neyi sembolize ettiğini bulmamız gerektiğinin altı çiziliyor. Örneğin aşırı harcama yapmak veya riskten kaçınma konusunda abartılı davranışların yüzeyde parayla ilgili gibi görünebildiğini, gerçekte güvenlik, güç, güven, erkeklik-kadınlık algıları, kontrol ve sevgi ile ilgili arzularımız ve korkularımız olabileceği düşünülüyor.