Her gün barajlardaki su seviyesine ilişkin dehşet haberleri okuyoruz. İstanbul’un 80 günlük su rezervi kalmış… Su seviyesi son 10 yılın en düşük seviyesinde… Su, yalnızca İstanbul’un sorunu değil, Türkiye’nin neredeyse her yerinde sorun biraz az biraz çok mevcut.
Küresel endekse göre kişi başına düşen yıllık su miktarı 1000 m3’ten az olan ülkeye su fakiri deniyor; 1000-2000 m3 arasında olanlar su azlığı çeken kategorisine giriyor ki, biz bu kümedeyiz. 8-10 bin m3 üzerindeyse ülke su zengini sayılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 2030’da Türkiye nüfusu 100 milyona ulaşacak. Su, bugün nüfusa yetmezken çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız?
Yaşar Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurdan Yıldırım su ve enerji kaynaklarının tüketimiyle ilgili önemli bilgiler paylaştı. Birey olarak yapabileceklerimiz belki ilk etapta basit adımlar gibi görünebilir ama unutmayın, belirli bir bilinçle ve sürdürülebilir şekilde aldığımız önlemlerle daha güzel bir yaşama bir adım daha yaklaşabiliriz.
Yıldırım’la röportajımızdan satır başlarını sizler için derledik. Söyleşimizin tamamını youtube’dan izleyebilirsiniz.
“Dünyadaki su kaynaklarının sadece yüzde 2,5’ini tatlı su oluşturuyor. Bunların içilebilir-kullanılabilir seviyesi binde 3… Dünya genelinde suyumuz son derece kısıtlı… Ülkemize baktığımızda su zengini bir ülke değiliz…”
“Dört kişilik aile ufak tefek önlemleri hayatına adapte eder daha özenli olursa, yılda 150 ton su israfının önüne geçmiş oluyoruz. Ülkemiz 80 milyonsa, 20 milyon hane gibi düşünelim yaklaşık… 3 milyar m3 gibi büyük bir rakama ulaşıyoruz…”
“Diş fırçalarken tıraş olurken vs. o an aslında ben elimi ovalarken akıp giden su boşa giden israf olan bir su… Kapatırsak 15-35 litre aralığında –tabii suyun ve çeşmenin özelliğine göre- suyu boşa harcamamış oluyoruz. Dört kişilik bir aile sadece buna özen gösterirse yılda 48 ton israfın önüne geçmiş oluyoruz.”
“Dört kişilik aileden herhangi biri günde bir kere sifona gereksiz bassa bu da yılda 16 tona denk geliyor. Sadece ufacık bir dikkatle 64 ton…”
“Evet hijyen son derece önemli pandemi nedeniyle kendimizi çevremizi korumalıyız temizliğe dikkat etmeliyiz ama belki banyo alışkanlığından duşa doğru yönelmeliyiz. Biliyoruz ki, banyo yaparken yaklaşık 120-150 litre su harcarken, duşta 40-60 litrelere tekabül ediyor. Yıllık bazda 18 tona yakın -tabii kullanım durumuna göre değişir- ortalama israfın önüne geçebiliyoruz. Dört kişilik ailemiz, duş süresini bir dakika azaltırsa 9 litre suyu o an boşa harcamamış olacak. Toplamda 2-4 ton su…”
“Bilgisayar başında çok vakit geçiriyoruz ama bilgisayarları stand-by’a almıyoruz veya kapatmıyoruz. Gün içerisinde sürekli açık kalıyor. Bu da ciddi anlamda yine kullanmadığımız zamanda enerji sarfiyatı… Şarj aletlerimizi prizden çekmiyoruz veya televizyonlarımızın fişleri sürekli prizlerde… Bunlar da televizyonu ya da o aletleri çalıştırmasak da şebekeden cüzzi oranda da olsa elektrik çekiyorlar.”
“Mutfaklarda su ısıtmak için kettle’a yönleniyoruz. Elektrik enerjisi tüketimi yerine ocakta suyumuzu ısıtmak süreye yayarak olsa da tasarruflu… Yemek pişirirken düdüklü tencereyle pişirirsek süreci kısaltır, kullandığımız yakıt neyse azaltmış olabilir.”
“Kullanmadığımız halde bazı odaların lambaları vs. sürekli açık olabiliyor. Buzdolabına sıcak yemeği koyduğunuzda buzdolabının soğutma kapasitesini düşürüyorsunuz.”