Prof. Dr. Halil Coşkun, metabolik hastalıklar üzerine uzmanlığı olan deneyimli bir genel cerrah. Ana uzmanlık alanı obezite ve metabolik cerrahi. Coşkun 20 yıldan daha uzun süredir bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. “Obezitede cerrahi son çaredir, aslolan sorunun kaynağını çözmektir” diyor Prof. Dr. Halil Coşkun.
Güzel Yaşa takipçileri adına Covid-19 dönemine dair gözlemlerini ve önerilerini almak üzere kendisiyle bir araya geldik. Kimler obezdir? Türkiye’de ne kadar obez bulunuyor? Obezite ameliyatı nasıl bir çözüm vadediyor? Obezite ile nasıl mücadele edilir? Tüm soruların yanıtlarını kendisinden öğreneceğiz.
(Söyleşinin tamamını youtube’dan izleyebilirsiniz.)
Yaprak Özer (Y.Ö): Obezite çalışmalarınızda Türkiye üzerinde durarak başlayalım mümkünse, toplumumuza ayna tutar mısınız?
Halil Coşkun (H.C): Hoş bulduk… Obezite problemi maalesef her geçen yıl giderek artıyor. Obezitenin en son tedavisi olan “cerrahi” yöntemde artık ciddi bir vaka sayısına ulaşıldı.
Temelde hedefimiz obez olan bireyleri normal kilolarına yaklaştırmaya çalışmak. Ne yazık ki toplum olarak obeziteyi bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edemiyoruz. İnsanların büyük çoğunluğu obeziteyi bir irade yetersizliği olarak görüyorlar. Dikkat edin, hep şunu söylerler: “İstersen kilo verirsin, birazcık kendine dikkat et” gibi biraz da damgalayıcı bir üslupla yaklaşıyorlar obezite sorununa. Fakat durum böyle değil; obezite bir hastalık! Hem de Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilmiş bir hastalık…
Y.Ö: Obez insanlarda hangi hastalıklar var?
H.C: Tip 2 diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, böbrek problemlerr, bağırsak sorunları, hipertansiyona bağlı belki beyin kanaması, gut atakları sıralanabilir. Bu nedele, belli seviyenin üzerindeki obez bireyler için mutlaka kilo verdirme programlarını uygulamamız gerekiyor.
Hiçbir zaman insanlara hadi gelin sizi hemen ameliyat edelim demiyoruz. İnsanlar bizlere gelinceye kadar geçen süreçte zaten diyet, egzersiz, ilaç tedavisi, inanın hepsini deniyor. Gelen hastaların genel yaklaşımı; “Her şeyi denedim, kilo da verdim ama fazlasıyla tekrar geri aldım” şeklinde. Ameliyatlar artık eskisi kadar büyük problem oluşturmuyor, kullandığımız teknolojiler çok ileri. Obezite ameliyatlarından sonra elde edilen kilo kayıpları ise daha uzun süreli. Burada bir parantez açayım: “Ameliyat oldun, her şey bitti” demiyoruz asla. Ameliyat da bir araç ama etkili bir araç…
Y.Ö: Rakamlar ne söylüyor?
H.C: Kabaca ifade etmek gerekirse, ülkemizde her üç kişiden biri obez, biri fazla kilolu ve sadece biri normal kiloda. Vücut kitle endeksi (VKİ) 30’un üzerindeki kişiler obez olarak tanımlanıyor. Ameliyata yönlendirdiğimiz hasta grupları ise ikinci ve üçüncü grup obezler. VKİ 35’in üzerindekiler ikinci, VKİ 40’ın üzerindekiler ise üçüncü yani “morbid obez” grubu olarak tanımlanıyor. İki ve üçüncü grupların toplamı Türkiye’nin yaklaşık yüzde 10-11’ini oluşturuyor. Buradan bakınca, ameliyata yönlenecek hasta sayısı yaklaşık 8-10 milyon civarında. Yalnızca morbid obezler, toplumun yüzde 3-4’ünü oluşturuyor.
Y.Ö: Çok değil mi?
H.C: Evet çok…
Y.Ö: Peki ya pandemi? Covid-19’la obezitenin nasıl bir ilişkisi var?
H.C: Pandemide obezitenin en büyük problemlerden biri olduğunu gördük. Öncelikle şu bağışıklık sistemine bir açıklık getirmek gerekiyor.
Bağışıklık sistemimiz düşük dediğimizde bunu ikiye ayırıyoruz:
- Gerçekten bağışıklık sistemi üzerinden ortaya çıkan birtakım özel hastalıklar olabilir.
- Kronik hastalığı olanların, sağlıklı normal bir bireye göre bağışıklık sistemi daha kötü durumdadır. Bağışıklık sistemimizi kötü etkileyen sahip olduğumuz hastalıklardır: Şeker hastalığı, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, kardiyak problemler bunlar arasında sıralanabilir.
Covid-19, hala net olmamakla birlikte, birçok organı tutabilen ve buralarda farklı problemler ortaya çıkarabilen bir virüs. Bu organların başında akciğer geliyor. Obez hastalarda, halk arasında kısaca KOAH olarak bilinen, “Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı” daha yaygın. Yani hem obezsiniz hem de KOAH probleminiz varsa Covid-19 sizin için daha büyük bir problemdir.
Y.Ö: Ne yapmamız gerekiyor? Hele böyle bir süreçte… Aylarca eve kapandık, evde ekmek yaptık. Ve ne yazık ki tehlike henüz geçmiş değil.
H.C: Öncelikle bir durum tespiti yapalım. Bize kilo aldıran temel şey nedir? Yüksek kalori! Egzersiz burada önemli. Egzersiz, kilo kontrolünde enerjimizi harcamamızı sağlıyor. Evet, çok önemli ama tek başına yeterli değil. Çünkü bir saat koşarsanız, yaklaşık 300-400 kaloriyi ancak yakabiliyorsunuz. Bu da bir küçük gofret demek.
İşte burada beslenme kontrolü öne çıkıyor. Evde kaldığımız süreçte hepimiz aynı sorunu yaşadık, ekmeğimizi kendimiz yaptık, farklı tarifler denedik, mutfağı yeniden keşfettik. Ancak bu aşamada farkındalık egzersizi gerekiyor bizlere… Evin içerisinde ne yapılabilir? Bence artık bu durumu kabullenmemiz lazım. İlerleyen yıllarda pandemiye benzer olaylar yeniden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü bu konuda uyarıyor. Yine evde kalabiliriz. O zaman online spor yayınlarını takip edeceğiz. Egzersiz videoları izleyeceğiz. Uzaktan canlı spor derslerine katılacağız. Evde adım sayacağız. Koridorda dolaşacağız. Tabii bunlar enerji ve istek gerektiriyor. Çok kolay değil. Ama gerçeğimiz bu.
Y.Ö: Çok doğru. Peki nasıl başaracağız bunu? Örneğin nasıl besleneceğiz?
H.C: Az ve öz besleneceğiz. Yeteri kadar tüketeceğiz. En büyük problemimiz şeker. Dikkat edin, hem bağımlılık yapıyor hem ucuz. Bu arada pandemi, ekonomik gücün ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Evet, üretim çarklarının dönmesi ve ticaretin devam etmesi gerekiyor. Bu bir kısır döngü. Şu bir gerçek ki; yüksek kalorili, yapay, tadı güzel fakat sağlıksız ürünlere karşı devletler önlem almazsa halk sağlığında obezite gibi ciddi problemler yaşanmaması mümkün değil.
Y.Ö: Yani, “Obeziteye gelmeden önce önlem almamız gerekiyor” diyebilir miyiz?
H.C: Tabii ki… Son olarak şunu söylemek istiyorum: Ben bir cerrahım ve en son aşamada müdahale ediyorum. Uyguladığımız bir tedavi yöntemi. Ancak obezitede gerçek çözüm obezitenin engellenmesi üzerinedir. Politika yapıcıların gıda sektörüne ilişkin olarak ortaya koyacağı etkili kanunlar sayesinde obezitenin hızını kesebiliriz. Sonrasında ise uzayan insan ömründen bahsedebiliriz.