Evde yalnız ve uzun süre kapalı kalmak ayarlarımızı tamamen bozdu. Evet… zaman zaman hepimizin masum şekilde ifade ettiği “dün ne yediğimi bile unuttum” sözleri bugünlerde biraz daha anlamlı. Unutkanlığın elbette pek çok nedeni var, kimi masum kimi riskli! Pandemi günlerinde ise uzmanlar monotonluğun ve evde birbirinin benzeri geçen günlerin beynin zaman algısını etkilediğini söylüyor. “Bugün-Şimdi-Dün” gibi zamanlar arasında geçiş algımız yavaşlayabiliyormuş.
Pandemi öncesinde çoğumuzun pek de kıymetini bilmediği “çeşitlilik”, hayatın baharatı, hafızanın da ham maddesi olarak tanımlanıyor. Bu konuda iki önemli araştırma merkezinin bulgularını paylaşmak istiyoruz;
Alman Psikoloji ve Akıl Sağlığı Enstitüsü’nde yapılan araştırmalar farklı deneyimler olmadan birbirini tekrarlayan günlerin hafızada depolanmadığını gösteriyor. Monotonluk “bugün- şimdi-dün” kavramları arasındaki geçiş algısını etkiliyor. Üzerine bir de pandemi günlerinde kendini huzursuz hissetme, sıkıntı ve endişe eklenince, bugünü ve dünü birbirinden ayırmak güçleşiyor.
Kaliforniya’da bulunan Wright Enstitüsü’nde yapılan araştırmaların sonuçlarında ise yalnız yaşayan, arkadaşlarıyla ve sevdikleriyle yüz yüze bağlantı kuramayan izole edilmiş insanların panik atak geçirebileceği ya da çok endişeli hissedebilecekleri tespit edilmiş. Durum beyin fonksiyonlarını etkiliyor. Enstitü, Zoom, Skype, FaceTime, Microsoft Teams, GoToMeeting, Cisco Webex, Adobe Connect gibi uzaktan görüşme uygulamalarının iletişim kurmak için bir çözüm olabileceğini vurguluyor olsa da belli bir süre sonra bu uygulamaların esir aldığı beyin ve bedenlerle ilgili ilginç sonuçların çıkacağından kuşkumuz yok…
Bugün-Şimdi-Dün arasındaki kaymalara neden olan sosyal etkileşimin yoksunluğu kadar düzenli rutinin olmaması neden olabiliyor. Normal yaşama yakın günlük bir program belirlenerek ilerlenmesi öneriliyor. Yönelim bozukluğunun ilacı; her gün aynı saatte kalkmak, düzenli çalışma, ev işleri, egzersiz ve diğer aktiviteleri takip etmek… Her gün aynı saatte yatıp kalkmak, vücudun iç saatini derin uykuya teşvik ediyor, bilişsel semptomları önlemeye ve dengelemeye yardımcı oluyor. Beslenme Düzenine Dikkat
Tabii her şeyin başı beslenme düzeni. Beyin fonksiyonlarını yerine getirmesi için sağlıklı karbonhidrat kaynaklarını tüketmek, kan şekeri dengesini korumak gerekiyor. Beynin çalışması ve sinir iletimi için su tüketimi çok çok önemli.
Diğer öneriler ise şöyle; Omega-3 bakımından zengin gıdalar olan balık, ceviz, fındık, keten tohumu da düzenli tüketilmeli. Hafıza üzerine etkisi yüzünden araştırmaların starı vitamin B12 mercek altına alınmalı. B12 için en iyi kaynaklar; et, balık, tavuk, karaciğer, böbrek, süt, yoğurt, peynir ve yumurta…
Ve herkesin seveceği bir öneri; polifenol içeriğiyle bitter çikolata ve çay! Beyni genç tutan besinler arasında gösteriliyorlar. Tabii tükettiğiniz porsiyonlara dikkat etmek koşuluyla.
Sebze ve meyve tüketiminin dengeli ve sağlıklı beslenme düzeninde yerini anlatmaya tabii ki gerek yok ama bu özel dönemde ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapmadan nokta koyamıyoruz.