Kulak kirinin adını bile duyunca kötü olanlardan mısınız yoksa onu temizlemekten zevk alanlardan mı?
Kulak kiri konusunda ne hissediyorsunuz bilmiyoruz ama aslında buna sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bu yapışkan salgının kulaklarımızı korumadaki rolü inkar edilemez. Tıp dilinde serumen adı verilen bu salgı dış kulak yolunda bulunur ve kulak içine girmeye çalışan tüm maddeleri tutar. Bunu belki hemen herkes biliyor ama kulak kiri hakkında duyunca inanamayacağınız çok ilginç gerçekler de var. Bunları öğrenmeye hazırsanız, başlıyoruz ama şimdiden uyaralım, bazıları hiç hoşunuza gitmeyebilir.
1800’lerde, insanlar onu dudak kremi olarak kullandılar! Hatta bu kullanım 1828’de her ev hanımının okuması gereken bir kitap olarak sunulan The American Frugal Housewife adlı kitapta yer aldı. Kitabın daha sonraki baskısında ise kulak kirinin delinme yaraları için merhem olarak kullanılması önerildi.
O tarihlerde Amerika’da yaşamadığımız için şükretmek lazım. Bir ilginç bilgi daha: Dikiş makinelerinden önce terziler, yıpranmasını önlemek için ipliklerinin ucuna bir miktar kulak kiri sürerdi.
Kulak kirinin tıbbi kullanımları üzerine daha yakın zamanlarda da araştırmalar yapıldı. Bir kez daha şaşıracaksınız belki ama kulak kiri etnik köken, cinsiyet, beslenme gibi konularda bilgi sağlıyor. Hatta bir grup araştırmacı, kulak kiri yoluyla diyabet teşhisi koymayı bile başardı. Aynı grup uyuşturucu kullanımı, zehirlenme ve hatta kanser teşhisinde kulak kiri kullanımını inceledi. Anlaşılan o ki pek sevimli olmasa da kulak kiri birçok önemli görev üstleniyor.
Hepimizin bildiği öncelikli görevi kire, toza ve kim bilir başka nelere kalkan olmak. Bu sayede kulak kanalımız korunuyor. Yine sadece bu kadar değil; bakteri ve mantarların büyümesini zorlaştıran antimikrobiyal peptitler içermesi, bu yapışkan salgıya eşsiz bir özellik kazandırıyor. Bu salgı kuruyunca içten dışa doğru bir taşıma bandı gibi yavaş yavaş büyüyen kulak yolunun derisi yardımıyla dışarı atılıyor. Yapışkan karışımın dış kulaktan kulak kepçesine doğru gelmesiyle, kimimizin iğrendiği kimimizin ise temizlemekten ilginç bir zevk aldığı kulak kiri ortaya çıkıyor. Bu karışım, kulağınızda ne kadar uzun süre kalırsa o kadar koyulaşır ve sertleşir. Bazen uzun süre içeride kalmışsa bir deri tabakasıyla örtülü olarak çıkar.
Kulaklarımızı sağlıklı tutmak için doğru kıvamda, doğru miktarda kulak kirine ihtiyacımız var.
Çok az olması, kulak kanalı derisi çatlar ve ıslanırsa dış kulak enfeksiyonlarına yol açabilir. Hepsini temizlemeye çalışmak kendinizi acıya ve hatta daha fazla kaşıntıya hazırlamak anlamına gelebilir. Pamuklu çubukla temizlemek çok doğru bir tercih olmaz çünkü bu kulak kirini daha fazla içeri itmenize sebep olabilir. Bu nedenle çok fazla iç kısmına girmeden yapacağınızı temizlik yeterli olacaktır. Duyma kaybı, akıntı gibi sıkıntılar hissettiğinizde ise doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin.
Kaynak: www.medium.com