Atopik dermatit olarak da adlandırılan egzama, dünya genelinde yaklaşık 223 milyon kişiyi etkileyen en yaygın cilt rahatsızlıklarından biri. En belirgin işareti ise dayanılmaz bir kaşıntı hissi. Kaşımak anlık olarak bu hissi hafifletebilirken, aynı zamanda ciltte hasara neden olabiliyor, cilt enfeksiyonu riskini artırarak iltihabı şiddetlendirebiliyor.
Atopik egzaması olan milyonlarca çocuk ve yetişkin için, amansız kaşıntı bu karmaşık rahatsızlıkla yaşamanın en zor yanlarından biri. Öyle ki, bu durum genellikle acı verici bir ‘kaşıntı-kaşınma döngüsüne’ yol açıyor; kaşıntıyı hafifletmek için kaşınıyorsunuz, sonra cilt hasar görüyor ve daha da fazla kaşınıyor.
Yeni yapılan bir araştırma belirli bir cilt mikrobunun egzamada kaşıntıyı nasıl tetikleyebileceğini araştırdı. Araştırmacılar “Staphylococcus aureus” bakterisinin bulmacanın önemli bir parçası olabileceği sonucuna vardılar. Uzmanlar sonuçların cilt rahatsızlığı için yeni tedavilere ışık tutabileceğini umuyorlar.
Cilt, mikrobiyom ve egzama
Cilt, vücudun en büyük organı olarak kabul edilir ve sayısız hayati rol oynar. Patojenlere, dehidrasyona ve ultraviyole ışığa karşı koruma kalkanımızdır. Ayrıca ağrı, sıcaklık ve dokunma gibi hisleri sağlayan reseptörler taşır. Cildimiz, egzamada görünen kaşıntı hissini üreten “pruriseptörler” adı verilen reseptörleri de içerir. Ayrıca vücudun diğer birçok bölgesi gibi, cilt de çok sayıda bakteri, mantar ve diğer mikropları içeren cilt mikrobiyomu gibi gelişen bir mikrobiyal topluluğa ev sahipliği yapar.
Uzmanlar, cildimizdeki bakterilerin ve cildimizin bağışıklık sisteminin birbirleriyle ve bağırsaklarımızdaki bakterilerle konuştuğuna işaret ediyor. Bakterilerin birbirlerinin yanı sıra cilt ve bağışıklık sistemiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamanın, cilt rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Staphylococcus aureus bakterisi ve egzama
Staphylococcus aureus, patojenik bir bakteri ve cilt enfeksiyonlarının en yaygın nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Araştırmaya katılan dermataloglara göre, egzama lezyonlarında da bu bakteri bulunuyor. Ayrıca bakterinin egzama ile ilişkili iltihaplanmayı tetiklemeye yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Cilt bakterilerinin egzamadaki rolüne ilişkin çalışmanın ayrıntıları
Yapılan bu son araştırmada, hayvan modelleri, insan dokusu ve sinir lifleri kullanıldı. Araştırmacılar başlangıçta farelerin derisine S. aureus uyguladılar ve bunun hayvanların kaşınma geliştirme olasılığını artırdığını söylediler.
Araştırmacılar daha sonra kaşıntıyı nasıl tetiklediğini anlamak için bakterinin ürettiği enzimlere odaklandı. S. aureus 10 proteaz (yeni protein oluşumunu teşvik eden bir enzim) ürettiği için bilim insanları bunlara odaklandı.
Sonunda, proteaz V8’i kaşıntı tepkisinin birincil nedeni olarak tanımladılar: Bilim insanları farelere tek başına V8 enjekte ettiklerinde, fareler kaşınmaya başladı.
Daha ileri bir kanıt olarak, araştırmacılar egzamadan etkilenen insan derisinden alınan parçaların etkilenmemiş deriye göre daha yüksek V8 seviyelerine sahip olduğunu gördü. V8’in belirli bir reseptörle etkileşime girerek farelerde ve insanlarda kaşıntı hissi yaratan nöronları uyarabileceği saptandı.
Egzama tedavisi uzun bir yol, bu bulguların gelecekte egzamayı tedavi etmek için yeni yollar yaratacağı düşünülüyor. Dermatologlar, ilgili gibi görünen enzimi bloke edebilecek bir ilacın kaşıntıyı tedavi etmek için yararlı olabileceğini düşünüyor.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/