Hayatımızla pandemiyle birlikte pek çok kavram girdi, bunlar arasından en yaygın kullanılanlardan biri de “yeni” ile başlayan tanımlamalar. Yeni normal, yeni çalışma yöntemleri, yeni alışkanlıklar, yeni iş yapış modelleri… Bu kadar değişimin ve yeniliğin içinde tüketicilerin “eski” kalması beklenemezdi tabii. Nitekim öyle oldu. Londra merkezli araştırma şirketi Mintel’in yaptığı son araştırmada Covid-19’un tüketici duyarlılığı üzerindeki aşamalı etkileri ve bu süreçte doğan “yeni tüketiciler” inceleniyor. Araştırma oldukça kapsamlı sizler için bazı satırbaşlarını derledik. Araştırmanın tamamına linkten ulaşabilirsiniz.
Zorunlu karantina günlerinde tüketiciler içlerine kapanır görünürken aslında dış dünyaya ile iletişimlerini hiç kesmediler, dijital teknolojiler ve güvenilir haber kaynakları onların dış dünyayla kurdukları en önemli bağ oldu. Kapanan sınırlar ve kendine yetebilme durumu yerele olan ilgiyi artırırken, yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilirliğin önemi ve buna yatırım yapan markalara olan farkındalık arttı. Diğer taraftan pandeminin ekonomideki etkilerini hızla hissettikleri için daha ekonomik ve kolay ulaşabildikleri ürünleri tercih ettiler.
Aşama Aşama Alıştık
Tüm Dünya ülkelerinde tüketiciler bu yeni sürece adapte olurken farklı aşamalardan geçti. Önce sadece haberlerde takip ettikleri gelişmeler kapılarını çalınca herkesin tepkisi de farklı oldu.
İnkar:
İnsanların hayatlarına normal şekilde devam ettikleri ve “bana bir şey olmaz” diye düşündükleri aşama.
Alarm:
Endişe duyulmaya başlanılan, ancak alışkanlıkların henüz değiştirilmediği aşama.
Korku:
Alışkanlıkların kişilerin kendi seçimiyle ya da konulan kurallarla değişmeye başladığı aşama; kriz şartlarına uyum süreci.
Endişe:
Alışkanlıkların yeni yaşam durumuna göre değiştirilmesi, yeni davranışlar oluşturulması ve sürecin belirsizliğinin yarattığı tedirginlik durumu.
Akılcı:
Yeni davranışlara alışılan ve “bir sonraki normalin” nasıl olacağının planladığı süreç.
Ne Değişti?
Yapılan araştırmada yaşam kalitesi, sağlık, çevre, teknoloji, alışkanlıklar gibi başlıklar altında tüketici davranışının değiştiği aşamalar mercek altına alındı.
Holistik Bakış Açısı
Tüketicilerin süreçte daha iyi bir yaşam için sadece fiziksel sağlıklarıyla değil beslenmeleri ve ruh sağlıklarıyla da meşgul oldukları görülüyor. Aslında bu durum daha bütünsel bir sağlık yaklaşımının benimsendiğinin işaretini veriyor.
Alışkanlıklar
Tüketiciler gelişmeleri izlerken daha tedbirli davranıp tabiri caizse “macera” aramadılar. Yeni bir şeyler deneyimlemekten çekindikleri için eski alışkanlıklarını devam ettirmeye gayret ettiler. Bir başka deyişle nostalji yaptılar.
Özyetkinlikler
Pandemide “koruma” duygusu, tüketimde önemli motivasyon oldu. Bireyler hak ve özgürlüklerini izolasyona devrederken, virüsle başa çıkmayı öğrendikçe özyetkinlik duygularını artırdılar.
Yardımlaşma-Çözüm Ortaklığı
Küçük topluluklar kendi içlerinde birbirlerine yardım etme alışkanlıklarını artırdıkça “Kimlik” konusu topluluk ve kültür etrafında yoğunlaştı. Bu arada çözüm ortağı olan markalarla yakınlık artarak devam edecek.
Teknoloji Kullanımı
Tüm dünyada her zamankinden daha fazla iletişim teknolojilerine, dijital eğlenceye ve güvenilir medya kaynaklarına yönelim oldu. Üstelik teknolojiye daha mesafeli yaklaşan orta yaş üstü grup da dahil.
Bütçe Kontrolü ve Erişilebilirlik
Pandeminin yarattığı ekonomik etki nedeniyle tüketiciler daha ekonomik ürünlere ulaşmayı tercih ederken, bu ürünlere ulaşmadaki kolaylık onlar için önemli bir tercih nedeni oldu.
Sürdürülebilirlik Tercih kriterleri arasında her geçen gün daha fazla yer alan sürdürülebilirlik kavramı yerini karantina günlerinde “yerel” olana bıraktıysa da özellikle bu kriz günlerinde daha yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilirliğin öneminin farkında olan tüketiciler için bu konuya yatırım yapan markalar yine tercih nedeni olmaya devam edecek.